Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1359 E. 2023/1326 K. 27.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/1359 – 2023/1326
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1359
KARAR NO : 2023/1326
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/03/2021
NUMARASI : 2020/75 E. – 2021/113 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Markaya Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi, Men’i

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 10/03/2021 Tarih ve 2020/75 Esas – 2021/113 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, davalı şirketin … AVM’ de bulunan satış mağazasında müvekkili şirketin tanınmış “…” markasını izinsiz olarak 35.sınıfta yer alan mağazacılık hizmetlerinde kullandığının tespit edildiğini, bu durumun marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini, davalı yanın mağazacılık sınıfı olan 35.sınıfta “…” markasının kullanımını haklı kılabilecek herhangi bir tescilinin bulunmadığını, müvekkili şirket dışında hiç kimsenin “…” markasını mağaza ismi olarak tabelasında kullanma hakkının bulunmadığını, müvekkili şirketin 35.08 (yeni 35.05) sınıfındaki marka tescillerinin kapsamının 2011 yılı öncesindeki sınıf tebliğleri uyarınca bütün mal ve hizmetleri kapsadığını, davalı yanın 35. sınıfta tescilli herhangi bir “…” markası olmadığı gibi kendisi ile grup şirketi olduğu düşünülen dava dışı … … Ltd. Şti.’nin de “…” ibareli marka tescillerinin çoğunlukla 08. ve 21. sınıfları kapsadığını, bu firmanın mağazacılık alanında hiçbir marka tescilinin bulunmadığını davalının mağaza tabelasında kullandığı markanın müvekkili şirket markasıyla neredeyse birebir aynı olduğunu ve iltibas yaratacak kadar benzediğini, davalının kullanımında kırmızı renk yerine altın rengi kullanılmasının da benzerliği ortadan kaldırmaya yeterli olmadığını, davalının kötü niyetli bulunduğunu ileri sürerek , markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespitini ,önlenmesini ve men’ini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin dava dışı … …….LTd Şti’nin kardeş şirketi olduğunu ve dava konusu kullanımlarının kardeş şirketinin marka tesciline dayandığını, anılan şirket adına tescilli “…” ibareli markaları muvafakati ile yasal olarak kullandığını, müvekkilinin … AVM’deki mağazasında “…” markalı ürün dışında herhangi bir marka altında ürün satmadığını, müvekkilinin yasal olarak kullandığı “… “markalarının 07, 08, 11, 21 sınıflarda tescilli olduğunu, müvekkilinin kullanımının davacı yanın 35/05 sınıfta tescilli markalarına tecavüz oluşturmadığını, bir marka altında üretilen malların satımı için ilgili emtia sınıfında yapılan tescilin yanı sıra bir de 35/05 alt grubunda tescil yaptırılması zorunluluğunun bulunmadığını, üretilen malın satımının 35/05 alt grubuna giren bir hizmet olmadığını, bir ticari işletme bünyesi içinde üretilen ürünlerin satılmasının, zaten işletmesel faaliyetin doğal sonucu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, her ne kadar davalının dava konusu kullanımı ile davacının mesnet markalarının asli unsurunu oluşturan “…” ibaresi arsında benzerlik bulunsa da, davalının dava konusu kullanımın gerçekleştiği mağazasında sadece dava dışı grup şirketine ait “…” mark”larının tescilli olduğu malları sattığını, başkaca markalı ürünlerin satılmadığını, davalının bu kullanımının davacı markalarının tescilli bulunduğu, 35/5 sınıf mağazacılık hizmeti olarak nitelenemeyeceğini, davacının dayanak markalarını davalı kullanımının gerçekleştiği ve grup şirketi olan dava dışı şirketin “…” markalarının koruma kapsamında bulunan zücaciye ürünlerinin satışında kullandığını da ispat edemediği, açıklanan nedenlerle somut olayda davalıya ait “…” ibareli markasal kullanımların, davacıya ait “…” ibareli markalarla iltibas tehlikesi oluşturmadığı, yine davacıya ait “…” markalarının tanınmışlığından haksız avantaj sağlama, onun itibarını lekeleme ya da ayırt ediciliğini zedeleme olgularından birinin somut olayda mevcut olmadığı, davalıya ait markasal kullanımların dava dışı grup şirketin muvafakati ile gerçekleştiği ve davaya konu mağazada yer alan “…” ibareli tabelanın aynı zamanda “…” ürün markalarının fonksiyonlarını yerine getirdiği, davalıya ait markasal kullanımların davacıya ait marka haklarını ihlal etmediği gibi haksız rekabet de oluşturmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, ürün markası ile hizmet markasının farklı olduğunu, ürün markasının tescilinin aynı isimle mağaza açma hakkı vermeyeceğini, perakendecilik hizmetinin malların satışından ibaret bulunmadığını, davalının kullandığı marka ile müvekkilinin tescilli markaları arasında iltibas bulunduğunu, buna dair mahkeme ve Yargıtay kararları olduğunu, müvekkilinin dava dışı … ……Ltd Şti adına tescilli markalar aleyhine hükümsüzlük davası açtığını, 2014/58840 sayılı marka için açılan davada alınan bilirkişi raporunda, anılan markanın müvekkili markaları ile iltibas oluşturduğunun, dava dışı şirketin önceki markaları nedeniyle müktesep hakkının bulunmadığının belirtildiği, diğer taraftan dava dışı şirketin tescilli “…” markaları 35/5 sınıfta tescilli olmadığından, davalı tarafın “…” ibaresini mağaza adı olarak kullanma hakkının bulunmadığını, davalının kullanımının davacı markaları ile iltibas yarattığı tespit edilmesine rağmen davalı kullanımlarının tescilli markaya dayalı olduğu yönündeki mahkeme gerekçesinin hatalı olduğunu, tüketicilerin “…” markalı zücaciye ürünleri aldıklarında ürünün kalitesizliğinden dolayı şikayetlerini müvekkiline ilettiklerini, müvekkilinin “…” ibareli markalarının 35. sınıf mağazacılık hizmetlerinde tescilli olup, markaları hükümsüz kılınmadığı sürece anılan sınıfta tekel hakkına sahip bulunduğunu, davalının müvekkili markası ile iltibas yaratan markayı, mağaza isimi olarak kullanamayacağını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve men’i, istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının kardeş şirketi olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmayan dava dışı şirket … … … Şirketi’nin 8. ve 21. sınıf mallar yönünden tescilli “… “ibareli markaların sahibi olduğu , davalının dava konusu “…” ibareli kullanımlarının anılan dava dışı şirketin izni dahilinde bulunduğu, her ne kadar dava dışı kardeş şirketin “…” ibareli markaları 35 sınıftaki mağazacılık hizmetleri yönünden tescilli olmasa da ticari bir malı üreten işletmenin ürettiği malı satmasının işin doğası gereği ve ticari faaliyetinin zorunlu bir sonucu olduğu, malı üreten işletmenin aynı zamanda o malı satmak için ayrıca 35. sınıf mağazacılık hizmetleri yönünden de markasını tescil ettirmesine gerek bulunmadığı, mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere davalının tabelasında ve iş evraklarında “…” ibaresini kullandığı mağazasında, “…” markalı 8. ve 21. sınıfta yer alan malların satışını yaptığı, davacının dayanak markalarının ise 35. sınıfta yer alan genel mağazacılık hizmetlerinde tescilli bulunduğu, anılan markalarını 8 ve 21. sınıf mallar yönünden kullandığının da iddia ve ispat edilmediği, diğer taraftan davalının dava konusu “…” ibareli kullanımlarının davacının dayanak markalarına da yaklaşmadığı bu itibarla dava konusu kullanımların davacının marka hakkına tecavüz ve haksız hakbet oluşturmadığı , yine aynı taraflar arasında, işbu davanın konusun oluşturan davalı kullanımları ile aynı olan başka yerdeki kullanımların dava konusu edildiği benzer bir uyuşmazlık hakkında verilen Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 01/06/2023 tarih, 2021/8978 Esas, 2023/3459 Karar sayılı ilamının da aynı yönde olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 210,55-TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 19/10/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/10/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.