Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/1352
KARAR NO : 2023/1293
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/04/2021
NUMARASI : 2020/62 E. – 2021/155 K.
DAVACI : .
VEKİLLERİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali
Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 02/04/2021 tarih ve 2020/62 Esas – 2021/155 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkilinin 2019/27561 sayılı “…” ibareli marka başvurusunu yaptığını, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından SMK’nın 5/1-ç maddesi uyarınca başvurunun kısmen reddine karar verildiğini, müvekkilince kısmi ret kararına itiraz edildiğini, davaya konu YİDK kararı ile itirazın kısmen kabul, kısmen reddine karar verildiğini, itirazın reddi yönünden söz konusu YİDK kararının iptalinin gerektiğini, müvekkilinin başta Avrupa olmak üzere Türkiye’de de şehir içi perakende alanının önde gelen geliştiricisi ve yöneticisi olduğunu, müvekkili adına tescilli 113 adet markanın bulunduğunu, bu kapsamda davaya konu “…” ibaresinin, neredeyse müvekkilinin tüm markalarının ana unsuru olduğunu, ayrıca bu ibarenin müvekkili tarafından kullanıldığını, müvekkilinin davaya konu marka ibaresi üzerinde yüksek bir tanınmışlığa ulaştığını, davaya konu kararda, müvekkilinin bu alandaki marufiyetinin ve önceki tescillerini görmezden gelindiğini, öte yandan müvekkili başvurusu ile redde mesnet markalar arasında da ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunmadığını, redde mesnet markalardaki şekil unsurlarının direkt göze çarptığını, bu anlamda dava konusu başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlandığını ileri sürerek, YİDK’in 2019-M-10622 sayılı kararının iptaline, dava konusu başvurunun tescil işlemlerinin reddedilen sınıflarda da devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı… vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile redde mesnet markalar arasında, başvuru kapsamından çıkarılan hizmetler yönünden ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu marka başvurusunun “…” ibaresinden oluştuğu, redde mesnet markaların da “…” ibaresini içerdiği, bazı markalarda şekil unsurlarının da yer aldığı, redde mesnet 2003/11365 sayılı markada ayrıca “f” harfinin bulunduğu, redde mesnet 2012/100056, 2013/82251 ve 2017/75614 tescil numaralı markalarda yer alan unsurların, davacı şirketin davaya konu markası ile benzer özellikler taşıdığı, markaların bu hali ile ayırt edilmeyecek kadar benzer olduğu, bu markalar bakımından SMK’nın 5/1-ç maddesi koşullarının somut olayda oluştuğu, redde mesnet 2002/01323 sayılı marka kapsamında tescilli herhangi bir emtia bulunmadığından, bu marka yönünden SMK’nın 5/1-ç maddesi koşullarının oluşmadığı, yine redde mesnet 2003/11365 sayılı markanın, genel görünüm itibariyle “…” ibaresinin haricinde görsel olarak ön planda olan stilize ve şekilleştirilerek yazılmış “f” harf unsuru nedeniyle dava konusu marka başvurusundan uzaklaştığı, bu markalar arasında ayniyet ya da ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunmadığı, davaya konu marka başvurusunun 18.03.2019 tarihinde yapıldığı, bu hali ile geriye doğru 5 yıllık süre içerisinde davacının 2012/86714 numaralı “… …”, 2012/16221 numaralı “… …” markalarının tescilli olduğu, tescillerinin devam ettiği, başvuruya ve davaya konu sınıfları, kısmen veya tamamen kapsadıkları, markalarda “…” ibaresinin ortak unsur olarak yer aldığı, önceki tarihli bu markalarda “…” ibaresinin markaların esaslı unsurunu oluşturduğu, bu ibarelere eklenen yer isimleri ve verilen hizmetlerin niteliğine ilişkin ibarelerin tali unsur konumunda bulunduğu, davaya konu marka başvurusunun da salt “…” ibaresinden oluştuğu nazara alındığında, davacının önceki tarihli markalarının esaslı unsuru olan “…” ibaresi korunarak davaya konu marka başvurusunun oluşturulduğunun söylenebileceği, davacının önceki tarihli markaları kapsamındaki hizmetlerin, davaya konu marka başvuru kapsamından çıkartılan ve davaya konu edilen hizmetleri kapsadığı, davacı tarafın önceki tarihli markalarından kaynaklı olarak, eldeki davaya konu marka başvurusu bakımından, bu başvurunun yayına çıkartılması anlamında müktesep hakkının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 2019-M-10622 sayılı YİDK kararının davacının itirazlarının reddine ilişkin kısmının iptaline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı… vekili, başvuruya konu işaret ile redde mesnet markalar arasında başvuru aşaması açısından tarihsel öncelik sonralık ilişkisinin SMK’da öngörülen şekilde gerçekleştiğini, tescili talep edilen başvurunun kapsamından çıkarılan hizmetlerin, redde mesnet markaların kapsamlarında da aynen yer aldığını, başvuruya konu işaret ile redde mesnet markaların esas unsurunu “…” ibaresinin oluşturduğunu, buna göre SMK’nın 5/1-ç maddesi koşullarının gerçekleştiğini, müktesep hak koşullarının davacı yararına oluşmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, YİDK kararının istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu başvuru ile redde mesnet 2012/100056, 2013/82251 ve 2017/75614 sayılı markalar arasında SMK’nın 5/1-ç maddesi anlamında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik olduğu, bunun dışında kalan redde mesnet markalar yönünden ise anılan madde koşullarının oluşmadığı, bununla birlikte ilk derece mahkemesi kararında da belirtilen davacı adına tescilli önceki tarihli “…” ibaresini içeren markaların bulunduğu, bu markaların da asli unsurlarını “…” ibaresinin oluşturduğu, zira bu markalarda farklı olarak bulunan unsurların yer adı ya da tanımlayıcı ibareler olduğu, dolayısıyla ayırt ediciliğe katkılarının olmadığı, somut olayda ilk derece mahkemesince de kabul edildiği üzere müktesep hakka ilişkin diğer koşulların da gerçekleştiği, davacının belirtilen önceki tarihli markaları nedeniyle dava konusu başvuru üzerinde müktesep hakkının olduğu anlaşılmakla, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı … tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 210,55 TL bakiye harcın davalı… tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 19/10/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/10/2023
Başkan
…
Üye
…
Üye
…
Katip
…