Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1339 E. 2023/1208 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/1339 – 2023/1208
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1339
KARAR NO : 2023/1208
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/07/2020
NUMARASI : 2019/259 E. – 2020/84 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Marka ile ilgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 03/07/2020 tarih ve 2019/259 E. – 2020/84 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar … ile davalı şirket tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı firmanın 2018/10969 başvuru numaralı ve “…” ibareli marka başvurusuna müvekkilinin 2011/24647, 2011/12215, 2010/72426, 2010/10998 ve 2010/10994 numaralı ve “…” ibareli markaları ile 2011/00963 sayılı tescilli endüstriyel tasarımını mesnet göstererek yaptıkları itirazın davalı … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa taraf markaları ve müvekkili tasarımının ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, başvurunun aynı/benzer mal ve hizmetler için yapıldığını, taraf markalarının karıştırılma ihtimalinin yüksek olduğunu, davalı firmanın bu markayı kullanması halinde müvekkili markalarının serisi içine sızacağını, bunun da haksız rekabet sayılması gerektiğini, davalının marka başvurusunda kötü niyetli olduğu yönündeki iddialarının YİDK tarafından incelenmediğini ileri sürerek, YİDK’nın 2019-M-7183 sayılı kararının iptaline ve davalı firmanın 2018/10969 sayılı markasının tüm tescil sınıfları dahil olmak üzere iptali ile hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şirket vekili, benzerlik değerlendirmesinin bütüncül olarak yapılması gerektiğini, dava konusu markanın kelime, renk ve şekil kombinasyonlarından oluşan özgün bir tasarıma sahip olduğunu, ortalama tüketici kitlesinin taraf markalarını karıştırmasının mümkün olmadığını, taraf markalarında yer alan “…” ibaresinin tasviri bir anlamının olduğunu, “parmak şeklindeki içi kremalı çikolatalı pasta, ekler” şeklindeki bu anlamın ayırt edici niteliğinin bulunmadığını, bu ibareyi marka olarak kullanan dava dışı başkaca firmaların da olduğunu, davacının kötü niyete ilişkin iddialarının da hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davalı firmanın marka başvurusunun kapsamında yer alan emtiaların hepsinin, davacının tescilli markalarının kapsamında yer aldığı, karşılaştırılan markalarda ortak olan “…” ibaresinin bir cins isim/tasviri bir ibare olduğu, ayırt edici niteliğinin bulunmadığı ve bu haliyle tek başına bir markaların esas unsuru olamayacağı, taraf markaları bir bütün olarak karşılaştırıldığında; markalarda ortak olan “…” ibaresinin mevcudiyetinin, özellikle davalının markasının kelime, şekil ve renk unsurlarıyla birlikte bir bütün olarak bıraktığı genel izlenim göz önüne alındığında ve davacının markalarının hepsinin de orijinal şekil unsurundan yoksun kelime markaları olduğu gerçeği gözetildiğinde, markaları benzer kılmak için yeterli bir “ortaklık” sayılamayacağı, ayrıca markalar düşük seviyede ayırt ediciliği olan bir unsuru paylaşıyorlarsa, karıştırılma ihtimali değerlendirmesinde, örtüşmeyen bileşenlerin markaların genel izlenimi üzerindeki etkisine odaklanılacağı, örtüşmeyen bileşenlerin benzerlikler/farklılıkları ile ayırt ediciliklerinin ele alınacağı, sadece düşük seviyede ayırt ediciliği olan bir unsurun örtüşmesinin, markaların ihtiva ettiği diğer unsurlarla beraber ortaya çıkan genel izlenimin son derece benzer olması gibi istisnalar hariç olmak üzere, normalde kendiliğinden karıştırılma ihtimaline yol açmayacağı, karşılaştırılan markaların görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer olmadıkları, tüketicilerin iki farklı marka ile karşı karşıya olduklarını anlayacakları, SMK’nın 6/1. maddesi anlamında karıştırılma olasılığının ve nispi red nedeninin bulunmadığı, ancak davacının 2011/00963 sayılı tescilli endüstriyel tasarımı ile davalının marka başvurusunun gerek renk kompozisyonları (mor/mavi, sarı, kahverengi ve beyaz), gerek içerdikleri gıda resimleri (birden fazla içi kremalı çikolata dolgulu silindir/parmak şeklinde şekerlemelerin ambalajlı ve ambalajsız halde bir arada görüntüsü), gerek kompozisyonda kullanılan yuvarlak/dalga biçiminde çizimler/çizgiler ve gerekse de kompozisyonun aynı kısmına (üst kısmına) yerleştirilmiş beyaz ve tombul harflerle yazılmış kelime unsurları (‘…’ ve ‘… …’ ibareleri ile tarafların ‘…’ ve ‘…’ şeklindeki ana/lider markaları) itibariyle, oluşturdukları genel algı ve tümüne hakim olan görünüş ele alındığında, görsellerin/işaretlerin bir bütün olarak birbirine benzedikleri, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 20.06.2018 tarih ve 2016/13316 E.- 2018/4624 K. sayılı kararında belirtildiği üzere, itiraza mesnet tasarımın tek bir gıda emtiasına ilişkin olmasının sonraki tarihli 30. sınıfta tescil başvurusu yapılan markanın 30. sınıftaki tüm emtialarına karşı başvuru engeli oluşturmasına engel olmadığı, karşılaştırılan tasarım ve markanın özellikle görsel olarak iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmaları nedeniyle SMK’nın 6/6. maddesi hükmü koşullarının somut olayda oluştuğu, kötüniyet iddiasına dayalı hükümsüzlük isteminin yerinde bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile 2019-M-7183 sayılı YİDK kararının davacının itirazının reddi yönünden iptaline, davalı şirkete ait 2018/10969 sayılı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, dava konusu markanın özgün bir tasarım kullanılarak oluşturulduğunu, SMK’nın 6/1. maddesi koşullarının gerçekleşmediğini, kullanılan kelime, şekil ve renk unsurları ile bunların konumlandırılışlarının farklı olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şirket vekili, bilirkişi raporunda SMK’nın 6/1. maddesi anlamında iltibas bulunmadığı tespitine rağmen davanın kabulüne karar verildiğini, benzerlik değerlendirmesinin bütüncül izlenime göre yapılması gerektiğini, davacı markalarındaki “…” ibaresinin tasviri bir anlama sahip olduğunu, bu ibareyi kullanan başka firmaların da bulunduğunu, dava konusu markada belirgin farklılıklar bulunduğunu, ayırt ediciliğin sağlandığını, çakışmanın zayıf bileşende gerçekleştiğini, markalar arasında benzerlik bulunmadığını ileri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE :Dava, YİDK marka kararı iptali ile marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, her ne kadar taraf markaları, markalarda ortak olarak yer alan “…” ibaresinin tasviri niteliği ve ayırt ediciliğinin bulunmayışı nedeniyle benzer değil ve SMK’nın 6/1. maddesi anlamında taraf markaları arasında ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunmuyor ise de, içerisinde tasarım konusunda uzman bilirkişinin de yer aldığı heyet tarafından düzenlenen denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre dava konusu marka başvurusunun davacının itiraza mesnet tasarımı ile benzer olduğu, SMK’nın 6/6. maddesi uyarınca tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvurunun reddedileceği, somut uyuşmazlık yönünden anılan madde hükmünün uygulanma şartlarının oluştuğu anlaşılmakla, davalılar … vekili ile davalı şirket vekilinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … vekili ile davalı şirket vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca davalı … alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 210,55-TL’nin davalı … tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Harçlar Kanunu uyarınca davalı şirketten alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının davalı şirketten tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-İstinaf aşamasında davalı … ile davalı şirket tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 12/10/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 04/11/2023
Başkan V.

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.