Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1336 E. 2023/1259 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/1336 – 2023/1259
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1336
KARAR NO : 2023/1259
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/02/2021
NUMARASI : 2020/122 E. – 2021/94 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Marka ile ilgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 19/02/2021 tarih ve 2020/122 E. – 2021/94 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ile davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin tanınmış 2012/22888 numaralı “…”, 2012/29125 numaralı “…”, 2012/29129 numaralı “…”, 2012/22889 numaralı “…”, 2012/19194 numaralı “… …”, 2012/59154 numaralı “… … … + şekil”, 2012/29127 numaralı “… …”, 2012/22884 numaralı “… …”, 2012/29126 numaralı “… …”, 2012/22880 numaralı “… …”, 2012/22849 numaralı “… …”, 2012/22776 numaraları “… …” ibareli markaların sahibi olduğunu, bu markaları mesnet göstererek davalı şirketin “… … + şekil” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazın davalı … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa başvurunun müvekkili markalarına ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu ve bu benzerliğin iltibasa sebebiyet vereceğini, söz konusu ibarenin marka olarak tescili halinde tüketiciler nezdinde karışıklık yaratarak başvuru sahibi lehine müvekkilinin aleyhine haksız avantaj sağlayacağını ve müvekkilinin markalarının itibarını ve ayırt edici karakterini zedeleyeceğini, davalı markasının özellikle müvekkiline ait 2012/22888 numaralı “…” markası ile birebir aynı olduğunu, müvekkilinin “…” ibareli ve bu ibareye ekli asli ve tali unsurlar ile oluşturulan seri marka niteliğindeki tanınmış markalarından başvuru sahibinin haberdar olmamasının mümkün olmadığını, başvurunun kötüniyetle yapıldığını ileri sürerek, YİDK’nın 2020-M-1929 sayılı kararının iptaline, davaya konu markanın tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şirket vekili, taraf markalarının iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzer olmadığını, müvekkilinin markasında şekil unsurunun da bulunduğunu, dava dışı “…” ibareli markaların iptali ve hükümsüzlüğünü talep etmeyen davacının iyi niyetli olmadığını, müvekkilinin bilişim sektöründe, davacının ise telekomünikasyon alanında hizmet verdiğini, davacının “…” kök ibareli 12 adet seri markasının olmasının davacıya ait markalarda kullanılan kelimelerin tekel kullanım hakkını vermeyeceğini, bu kadar yaygın kullanım alanına sahip bir kelimenin (“…”) ayırt edici vasfını yitirdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, çekişme konusunu oluşturan “Ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar: kameralar, fotoğraf makineleri, televizyonlar, videolar, cd-dvd kayıt ve oynatıcı cihazlar, mp3 çalar, bilgisayarlar, masa üstü-tablet bilgisayarlar, giyilebilir teknolojik cihazlar (akıllı saatler, bileklikler, başa takılan cihazlar), haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre donanımları: cep telefonları, sabit telefonlar, telefon santralleri, bilgisayar yazıcıları, tarayıcılar, fotokopi makineleri.” bakımından “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük olduğu, başvuru kapsamında olup “…” ibaresinin somut ayırt edici etkisinin düşük olmadığı ve zayıf karakterli marka olarak kabul edilemeyeceği “mikrofonlar, hoparlörler, kulaklıklar; bunların (cep telefonları) kılıfları” emtiaları bakımından daha önce davacıya ait “…” esas unsurlu markaları gören, işiten, bu markalı emtialardan yararlanan makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketici kesiminin daha sonra davaya konu “… … + şekil” markasını bu emtialar üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, bu markayı davacıya ait önceki tarihli markaların serisi niteliğinde bir marka zannedebileceği, bir kısım tüketici kesiminin markaların farklı ticari kökeni işaret ettiğini algılama ihtimalinde dahi marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde yanılsamaya düşebileceği, dolayısıyla bu emtialar bakımından karşılaştırılan markalar arasında SMK’nın 6/1. maddesi hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu, sair davaya konu emtialar bakımından ise markalarda müşterek bulunan “…” ibaresinin sair emtialar için ayırt ediciliği oldukça düşük zayıf bir ibare olması ve markaları oluşturan genel görünümde oluşan diğer farklılıklardan kaynaklı olarak karşılaştırılan markalar arasında ilgili tüketici nezdinde ilişkilendirilme ihtimali dahli karıştırılma tehlikesi bulunmadığı, davacı markasının tanınmışlığının ispatlanamadığı, kötüniyete dair somut delil bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile; 2020-M-1929 sayılı YİDK kararının “mikrofonlar, hoparlörler, kulaklıklar; bunların (cep telefonları) kılıfları” emtiaları bakımından iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine, dava konusu 2019/20624 sayılı markanın “mikrofonlar, hoparlörler, kulaklıklar; bunların (cep telefonları) kılıfları” emtiaları bakımından hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, kesinleşen yargı kararları ile “…” ibareli müvekkili markasının belirtilen sınıflarda ayırt edici ve güçlü olduğunun kabul edildiğini, markalar “…” ibaresi altında benzer bulunmuşken “…” ibaresi ile de benzer bulunmasının hukuka uygun olacağını ileri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın tümden kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, tarafların markaları arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında benzerlik bulunmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili kurum kararının iptali ile markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dosya arasında bulunan ve içerisinde bilgisayar ve elektronik mühendisi bilirkişilerin de yer aldığı heyet tarafından düzenlenen denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi “…” ibaresinin bilişim alanında dosyaların sağlandığı konumu ifade ettiği ve yedekleme ve çevrimiçi işletmeyle ilgili bir kavram olduğu, bu anlamı itibariyle başvuru kapsamında bulunan “Ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar: kameralar, fotoğraf makineleri, televizyonlar, videolar, cd-dvd kayıt ve oynatıcı cihazlar, mp3 çalar, bilgisayarlar, masa üstü-tablet bilgisayarlar, giyilebilir teknolojik cihazlar (akıllı saatler, bileklikler, başa takılan cihazlar), haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre donanımları: cep telefonları, sabit telefonlar, telefon santralleri, bilgisayar yazıcıları, tarayıcılar, fotokopi makineleri.” malları bakımından ayırt ediciliği düşük, zayıf bir ibare olduğu, bu şekildeki zayıf ibarelerinin yapılan küçük değişikliklerle herkes tarafından kullanılabileceği, somut uyuşmazlıkta da başvurunun “…” ibaresi ve şekil unsuruyla birlikte davacının itiraza mesnet markalarından yeterince farklılaştığı, 9. sınıf malların tüketicileri nezdinde markaların ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 18.10.2022 tarih ve 2021/3231 E.-2022/7112 K. sayılı kararının da aynı yönde olduğu, “…” ibaresinin tanımlayıcı olmadığı “mikrofonlar, hoparlörler, kulaklıklar; bunların (cep telefonları) kılıfları” malları yönünden davanın kabulünde de bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı ile davalı … vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca ayrı ayrı alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı ile davalı … vekilleri tarafından istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 210,55-TL’nin davacı ile davalı … ayrı ayrı tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı ile davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 19/10/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 12/11/2023
Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.