Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1316 E. 2023/1214 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1316
KARAR NO : 2023/1214
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN VEKİLİ : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/04/2021
NUMARASI : 2020/341 E. – 2021/167 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 22/04/2021 tarih ve 2020/341 E. – 2021/167 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin … marka adıyla 03.04.2018 tarihinde 35. Sınıfta marka tescil başvurusunda bulunduğunu, müvekkilli şirketin 2006 yılından bu yana aktif olarak faaliyetini sürdürdüğünü, ayrıca … ibaresini ticaret unvanı olarak da kullandığını, müvekkili şirketin … markasının gerçek hak sahibi olduğunu, davalının … ibareli markayı hukuka aykırı şekilde tescil ettirdiğini, markaların ve iştigal konularının aynı olması nedeniyle karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, davalının … markasını kötü niyetli olarak tescil ettirdiğini, müvekkili şirkete ait … markasının tanınmış marka olduğunu, markanın davalı tarafından kullanılmaya devam edilmesi halinde davacı şirketin ticaret unvanından kaynaklanan haklarının da zarar göreceğini ileri sürerek, 2019/63552 tescil numaralı “…+şekil” ibareli markanın 6769 sayılı yasanın 25.maddesi ve kötü niyetli tescil edilmiş olması sebebiyle hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın … ibareli markasının tanınmış marka olmadığını, davacı şirketin … … ibaresinin tescili için 2018 yılında başvuruda bulunduğunu, ancak tescil ücretini ödemediğini ve basiretli bir tacir gibi davranmadığını, davalı şirketin … markası altında yurt içinde ve yurt dışında hastanelere tıbbi ekipman tedariki sağladığını, davalı şirketin bu sektörde … ismi altında yeni olsa da, davalı şirketin ortaklarının 2004 yılından bu yana… ismi altında yıllardır faaliyet gösterdiğini, taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığını, açılan davanın haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davacı ve davalı tarafın aynı sektörde faaliyet gösterdiği, davalının davacıya ait … ibareli markayı taşıyan ürünlerle karşılaşmamış olmasının olağan hayat akışına aykırı düşeceği, davalı adına tescilli … ibareli markanın tek başına bir anlamının olmadığı, davalı tarafından hangi nedenle bu ibarenin marka olarak seçildiğinin açıklanmadığı, davacı ile aynı sektörde faaliyet gösteren davalının bu kelimeyi marka olarak seçerken davacının markasından etkilenmiş ya da esinlenmiş olabileceği, ancak dosya kapsamında kötü niyet iddiasını ortaya koymak için yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkili şirketin uzun yıllardır “…” ibaresi altında … ürün imali , ithali ve ihracı sektöründe faaliyet göstermekte olup , yeni kurulan şirkette “…” ibaresinin “…” kısmı ve “…” ibaresinin “…” kısmının birleştirilerek “…” ibaresinin oluşturulduğunun belirtilmesine rağmen ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararda müvekkilinin “…” ibaresini neden tercih ettiğinin açıklanmadığının ifade edildiğini, bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmeye alınmadığını, bu durumun hukuki dinlenilme ve adil yargılanma hakkına aykırılık teşkil ettiğini, davacının “…” ibaresini uzun yıllardır kullanmasının, ilgili marka üzerinde gerçek hak sahipliğini ve tanınmış marka statüsünü kazanmasına yeterli olmadığını, davacı ile davalı marka arasında isim benzerliği dışında herhangi bir benzerliğin bulunmadığını ileri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka hükümsüzlüğü ve sicilden terkin istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı adına 10. ve 35. Sınıfta tescil edilen 2019/63552 sayılı “…” ibareli marka ile, 2007 yılından bu yana davacı tarafından tıbbi … ürünlerin yurt içinde ve yurt dışında satışı yapılmak suretiyle aktif olarak kullanıldığı bilirkişi raporu ile belirlenen “…” ibaresi arasında, biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede benzerlik olduğu, davacının, … ibaresini markasal olarak kullandığı tıbbi … malzemeler ile davalının markası kapsamındaki malların aynı veya birbiri ile bağlantılı bulunduğu, bu doğrultuda, aynı zamanda ticaret unvanını da oluşturan … markası üzerinde davacı şirketin SMK’nın 6/3. maddesi anlamında önceye dayalı gerçek hak sahipliği koşullarının oluştuğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 210,55‬-TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 12/10/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/10/2023

Başkan V.

Üye

Üye

Katip