Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1312 E. 2023/1181 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1312
KARAR NO : 2023/1181
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN VEKİLİ : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/06/2021
NUMARASI : 2020/34 E. – 2021/244 K.

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ

DAVANIN KONUSU : YİDK Marka Kararı İptali, Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 24/06/2021 tarih ve 2020/34 E. – 2021/244 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin 2007/00802, 2007/00803, 2007/00804, 2008/55217, 2008/37571, 2008/41646, 2008/55218, 2008/55219, 2008/55221, 2008/55222, 2008/55225, 2008/55226, 2008/55228, 2008/55229, 2010/04814, 2010/04815, 2010/04816, 2015/84289, 2016/54132, 2016/54134, 2017/05643, 2017/113815 Sayılı ve “…” ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “şekil” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, 2018/108109 kod numarasını alan başvurunun ilanı üzerine müvekkili tarafından yapılan itirazın yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa davalı şirketin dava konusu markasını tescil ettirmek istemesinin, müvekkillerinin 6769 sayılı SMK ile koruma altına alınan haklarına aykırılık oluşturduğunu, müvekkillerine ait “…” markalarının tanınmış marka olarak tescil edildiğini, dava konusu marka kullanılırken “…” sözcüğünün desen ve renk itibariyle mevcut şirkete ait markadan pek de bir farklılık arz etmeden kullanılacağını, müvekkillerinin markası olan “…” harfi ile aynılık söz konusu olacağını, görsel anlamda benzerlik olduğunun kuşkusuz olduğunu ileri sürerek YİDK’nın 2019-M-10607 sayılı kararın iptali ile dava konusu 2018/108109 başvuru numaralı “şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, dava konusu YİDK kararının yerinde olduğunu, davaya konu marka başvurusu ile davacıya ait markalar arasında görsel, işitsel, kavramsal ve anlamsal olarak bir benzerlik bulunmadığını, davacıya ait marka ile itiraza konu marka arasında benzerlik yahut karıştırılma ihtimali bulunmadığından SMK m. 6/5 hükmü kapsamında da değerlendirme yapmanın mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, davaya konu marka ile davacı yana ait markalar arasında iltibas yaratacak bir benzerlik dahil hiçbir benzerlik olmadığını, davacı yanın “…” harfi üzerinde tekel hakkı bulunmadığını, müvekkillerinin markasının “…” harfinden oluşan bir marka olmadığını, dava konusu markalar arasında benzerlik ve ilişkilendirilme/karıştırılma ihtimali bulunmamakta olup, YİDK’nın SMK madde 6/1’e dayalı itirazının reddine ilişkin kararının yerinde olduğunu, markalar benzer olmadığından, davacıya ait markaların tanınmışlığı da ispat edilemediğinden SMK’nın 6/4 ve 6/5 maddelerinin aradığı koşulların hiçbirinin oluşmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü/WIPO aracılığı ile yapılan başvuruda “certified description of the mark; …” şeklinde açıklamanın bulunduğu, “…” ibaresinin İngilizce zırh anlamına geldiği, şeklin ise, İngilizce “…” olarak adlandırılan zırh üzeri arma şeklini içerdiği, şeklin bu hali ile üzerinde arma içeren kalkan olarak tasvir edilebileceği, üzerinde yer alan “…” harfine benzer şeklin ise belli bir anlam içerisinde kullanıldığı, görsel olarak yapılan karşılaştırmada davaya konu markada yer alan figürün beyaz zemin üzerine siyah tonlarda kompozisyon edildiği, kalkan üzerine arma anlamına gelen şeklin içinde “…” harfine benzer birleşimlerin olduğu, davacı yan markalarında yer alan ortak “…” harfi ile birlikte, “…” ve “…” ibarelerinin yer aldığı, bu hali ile “…” ve “…” ibarelerinin de “…” harfi ile birlikte esas unsur olduğu, markalara bu hali ile belli oranda ayırt ediciliğe ulaştığı, kalkan görünümlü davalı şirket markası ile “…” unsurlu davacı şirket markaları arasında figüratif farklılıkların olduğu, her ne kadar davalı şirket markasında davacı markalarındaki “…” harfine benzer sembol bulunsa da markanın genelinde bu sembolün tek başına ön plana çıkmadığı, taraf markalarında düşük seviyede ayırt ediciliği olan unsurlar paylaşılıyorsa, karıştırılma ihtimali değerlendirmesinde örtüşmeyen bileşenlerin markaların genel izlenimi üzerindeki etkisine odaklanılması gerektiğinin kabul edilmesi gerektiği, itiraza mesnet davacı markaları ile dava konusu marka başvurusu arasında tescili talep edilen sınıf bakımından 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesi anlamında benzerlik ve iltibas tehlikesi bulunmadığı, 6769 sayılı SMK’nın 6/5. maddesinde yer alan koşulların oluşmadığı, davalı şirketin kötüniyetli bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkiline ait olan … …, … ve … … markalarında “…” harfinin temel görsel olarak göze çarptığı, davalıya ait ibareli markada, müvekkile ait … …, … ve … … markalarında kullanılan şekliyle kullanıldığı ve bu şekilde kullanılması sebebiyle müvekkile ait olan markaların ürünlerini üreten alt markası olarak algılanacağını, müvekkilinin markasının her sınıfta tanınmış bir marka olduğunu, her sınıfta korunması gerektiğini, davalının markası ile müvekkiline ait markanın logoları arasında ayniyet derecesindeki benzerliğin ortada olduğunu, SMK m.6/1 hükmü kapsamında yer alan benzerlik unsurlarının tamamının, söz konusu markalar arasında bulunduğunu, davalı tarafın SMK’nın tanıdığı hakları kötüye kullanarak haksız çıkar elde etme çabası içinde bulunduğunu, davalı tarafından müvekkili firmaya ait ‘’…, …, …, … …, … … Şekil, … …, …, …’’ markalarının aynısı ve benzeri olan ‘’…’’ markasının aynı sınıfta tescil edilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararı iptali, hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının itiraza mesnet gösterdiği markaları ile davalının dava konusu marka başvurusu arasında tescili talep edilen sınıf bakımından 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesi anlamında benzerlik ve iltibas tehlikesi bulunmadığı, zira Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin yerleşik uygulamaları doğrultusunda harfler ve sayıların tek başına marka olarak kimsenin tekeline bırakılamayacak işaretlerden olduğu, bu ifadelerin ancak ilave unsurlarla tescili ya da kullanımı sonucu ayırt edici kılınması suretiyle tescili mümkün olan işaretlerden bulunduğu, tescil sağlandığında bile ayırt edicilik düzeylerinin düşük olduğu (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin, 2021/4459 Esas, 2022/8042 Karar ve 10/11/2022 Tarih), diğer yandan 6769 sayılı SMK’nın 6/5. maddesinde yer alan koşulların oluşmadığı, davalı şirket tarafından yapılan marka başvurusunun kötüniyetli bulunduğuna ilişkin somut verilerin dosya kapsamında bulunmadığı, davalı şirketin kötüniyetli olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 210,55‬-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 05/10/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/10/2023

Başkan Vekili

Üye

Üye

Katip