Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/131 E. 2022/1647 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/131
KARAR NO : 2022/1647
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/11/2020
NUMARASI : 2020/227 E. – 2020/337 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 26/11/2020 tarih ve 2020/227 E. – 2020/337 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 1964 yılında Ankara’da açmış olduğu … isimli lokantanın hala aynı faaliyetlerine devam ettiğini ve Ankara’nın en bilinen işletmelerinden biri olduğunu, müvekkili şirketin “…” markasını, 14.03.1996 tarihinde tescil ettirdiğini, müvekkili şirketin markayı ilk tescil ettiren kişi olduğunu ve gerçek hak sahibi bulunduğunu, davalının bu durumu bilmesine rağmen … sayılı “… …” ve … sayılı “… … …” ibareli markaları tescil ettirdiğini, müvekkilinin markası ile dava konusu markalar arasında iltibas tehlikesinin bulunduğunu, davalının, müvekkilinin markalarının tanınmışlığından yararlanmak maksadıyla dava konusu marka tescillerini gerçekleştirdiğini ve kötü niyetli olduğunu ileri sürerek … sayılı “… …” ve … sayılı “… … …” ibareli markalarının 43.sınıf kapsamındaki “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilinden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, taraf markalarının karıştırılma ihtimaline yol açacak derecede benzer olmadığını, “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük olduğunu, jenerik hale geldiğini, diğer taraftan davacının müvekkili markalarından haberdar olduğunu buna rağmen davanın müvekkilinin markalarının tanınmış hale geldikten ve tescil tarihlerinden 5 yıl sonra açılmasının kötü niyetli bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, taraf markalarının asli unsurunun “…” ibaresinden oluştuğu, uyuşmazlık konusu 43. sınıf “yiyecek içecek sağlanması hizmetleri” nin davacıya ait marka kapsamında yer alan mallar ile benzer bulunduğu, bu itibarla anılan hizmetler bakımından taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca iltibas koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı adına tescilli … ve … sayılı markaların taleple bağlı kalınarak 43. Sınıf “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” emtiası ile sınırlı olarak hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili, taraf markaları arasında SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca iltibas tehlikesinin bulunmadığını, markalarda ortak olarak yer alan” …” ibaresinin ayırt ediciliği düşük jenerik bir ibare olduğunu, davacının müvekkili markalarından haberdar bulunduğunu, buna rağmen davanın müvekkili markalarının tanınmış hale geldikten ve tescil tarihlerinden 5 yıl sonra açılmasının kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.

GEREKÇE: Dava, davalı adına tescilli bulunan … sayılı “… …” ibareli ve … sayılı “… … …” ibareli markaların 43.sınıf “yiyecek içecek sağlanması hizmetleri” yönünden kısmen hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının … sayılı “…+şekil” ibareli markası ile dava konusu … sayılı “… …” ibareli ve … sayılı “… … …” ibareli markalar arasında uyuşmazlık konusu 43 .sınıf “yiyecek içecek sağlanması hizmetleri” yönünden SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca iltibas koşullarının oluştuğu, zira tarafların marka olarak kullandıkları ibarelerin “…” ortak asıl unsuru içerdiği gibi, markalarının kapsamlarındaki mal ve hizmetlerin de benzer bulunduğu, her ne kadar davalı tarafça markalarda ortak olarak yer alan “…” ibaresinin ayırt ediciliği düşük jenerik bir ibare olduğu savunulmuşsa da bir markanın tescilli olduğu sürece korunması gerektiğinden ve davacının markasının, jenerik hale geldiğinden bahisle hükümsüzlüğüne karar verilmediği sürece, korunmaya devam edileceğinden bu savunmanın yerinde görülmediği, nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2012/10271 E., 2013/9104 K. ve 2012/7031 E., 2013/6392 K. sayılı kararlarının da bu yönde olduğu, diğer taraftan davanın hükümsüzlüğü istenen markaların tescil tarihinden itibaren 5 yıllık süre içerisinde açıldığı, davacının, dava konusu markaların kullanımına uzun süre sessiz kalıp kalmadığı ve bu yolla hak kaybına uğrayıp uğramadığı hususu ancak bir tecavüz davasında tartışma konusu olabileceğinden davalının bu yöne ilişkin itirazlarının yerinde bulunmadığı, Yargıtay 11. Dairesi’nin 2019/4416 – 2020/3297 E/K sayılı ilamının da aynı yönde olduğu, açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı vekili tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/12/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 16/01/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip