Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1286 E. 2023/1212 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1286
KARAR NO : 2023/1212
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN VEKİLİ : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/06/2021
NUMARASI : 2018/840 E. – 2021/427 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 14/06/2021 Tarih ve 2018/840 Esas – 2021/427 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ile davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin sahibi … ile davalının kardeş olduklarını ve uzun yıllar aynı şirkette ortaklık yaptıklarını, davalının müvekkili şirketin 03.08.2016 tarihine kadar 50 adet payına denk gelen 20.000,00-TL sermaye hissesinin sahibi ve şirketi ilzama yetkili şirket müdürü olduğunu, davalının ortaklıktan ayrılmak istemesi üzerine Ankara 50. Noterliğinin 02.08.2016 tarihli limited şirket pay devri sözleşmesi ile ortaklığın sonlandırıldığını, ancak ortaklıktan ayrıldıktan bir süre sonra davalının müvekkili şirkette sigortalı olarak çalışmak istemesi üzerine 23.08.2016 tarihinde işe başladığını, 31.10.2016 tarihinde artık emeklilik hayatı yaşamak istediğini bildirerek şirketteki sigortalı işinden ayrıldığını, 14.11.2016 tarihinde “…” isimli davacı şirket ile aynı sanayi sitesi içinde ve aynı konuda faaliyet gösteren bir iş yeri açtığını, müvekkilinin müşterisi olan firmaların özel sipariş üzerine yaptırdığı ürünleri “…” isimli sosyal medya hesabından kendi imalat ürünleriymiş gibi lanse ettiğini, davacı şirketin bu özel sipariş ürünlerinin çekimini dahi şirkette çalışırken yaptığını, katalog bastırıp davacı şirkete ait resimleri kullanmak suretiyle “yeni adresimizde sizlere en iyi hizmeti vermek için daima hazırız”, “sizin için yenilendik” şeklinde bir açıklama metni yazdığını, davalının müvekkili şirketin yaklaşık 10 yıldır iş yaptığı firmalardan sadece bir tanesi olan … AŞ’ye, davacının verdiği teklifin neredeyse % 40 daha altında bir fiyat teklif ettiğinin öğrenildiğini, müvekkilinin ticari sırları ile müşteri portföyüne de hakim olan davalının davacı şirketin müşterileri ile iletişime geçerek piyasanın çok altında teklifler verdiğini, müvekkili şirketin ürettiği ürünleri taklit ederek şirketin ticaret hacminin küçülmesine ve müşteri kaybetmesine neden olduğunu, bunun yanında davacı şirketin sahibi …’ın hasta olduğunu ve işlerin eskisi gibi olmayacağını, …’ın oğlu olan …’ın da psikolojik problemleri olduğunu söyleyerek müvekkilinin müşterileri ile ticari/şahsi bağı olan herkes üzerinde güven problemi yaratmaya çalıştığını, böylece müvekkili şirketin manevi zarara da uğradığını ileri sürerek, davalıya ait sosyal medya hesabında müvekkili şirkete ve ürünlerine ait resimler kullanılmak suretiyle reklam yapıldığının tespitine ve men’ine, müvekkili şirketin uğradığı manevi zararların tazmini amacıyla 20.000,00-TL manevi tazminatın tespit tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalıdan tahsiline, davacı şirketin uğradığı maddi zararların tazmini anacıyla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 30.000,00-TL maddi tazminatın tespit tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalının haksız rekabetinin önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın iddia ettiği hususların hukuki temelden yoksun olduğunu, Ankara genelinde 5-6, Türkiye genelinde ise 20 civarında aynı konuda faaliyet gösteren şirket bulunduğunu, ürünlerin aynı kolda faaliyet gösteren şirketlerle benzerlik taşıdığını, özel ürünler gibi bahsedilmiş ise de ürünleri yaptıran şirket ya da kendi şirketleri adına ürünlerin herhangi bir marka ya da patent durumunun söz konusu olmadığını, şirket katalog ya da kartvizitlerinde “sizin için yenilendik” gibi bir sayfa ya da yazı bulunmadığını, kaldı ki müvekkilinin sosyal medya hesabına bakılacak olursa ilgili Facebook hesabında 63 kişinin bulunduğunu, bahsi geçen fotoğrafların orada kullanıldığını ve sadece 5 kişi tarafından beğenildiğini, 5 kişinin beğenmesiyle haksız rekabetin oluşacağının düşünülemeyeceğini, müvekkilinin davacının müşterilerine % 40 altında teklif verdiğine, davacı şirketin sahibi ve onun oğlu hakkında karalama kampanyası yürütüldüğüne dair delil bulunmadığını, davacı şirketin sahibi kardeşine ve yeğenlerine işi öğretenin de müvekkili olduğunu, müvekkilinin tecrübe ve çevresinin kardeşi …’dan fazla olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davacı şirketin ortağı ve aynı zamanda davacı şirket yetkilisinin kardeşi olan davalının 02.08.2016 tarihinde şirketteki payını devrederek şirket ortaklığından ayrıldığı, bir süre sonra davacı şirkette sigortalı olarak çalışmaya başladığı, bir süre çalıştıktan sonra emekli hayatı yaşamak istediğini beyan ederek işten ayrıldığı ve 14.11.2016 tarihinde “…” isimli davacı şirket ile aynı sanayi sitesi içinde ve aynı konuda faaliyet gösteren bir iş yeri açtığı, davalının “…” adlı sosyal medya hesabında, davacı temsilcisinin 2016 yılında yayınlamış olduğu fotoğrafları 2017 yılında kullanmış olduğu, böylece TTK’nun 55.1.a.2 maddesinde yer alan “kendisi, ticari işletmesi, işletme işaretleri, malları, iş ürünleri, faaliyetleri, fiyatları, stokları, satış kampanyalarının biçimi ve iş ilişkileri hakkında gerçek dışı veya yanıltıcı açıklamalarda bulunmak” filinin gerçekleştiği, öte yandan davalının dosya içinde mevcut … tanıtım broşürlerinde “”Sizin İçin Yenilendik-Yeni Adresimizde Sizlere En İyi Hizmeti Vermek İçin Daima Hazırız” başlıklı broşür düzenlediği, davalının işletmesinin davalının önceden ortağı ve müdürü olduğu davacı şirketin devamı olduğu ve söz konusu eski işletmenin artık bu yeni ad altında yeni adresinde faaliyet göstereceği şeklinde bir anlam içerdiği, dolasıyla TTK’nun 55.1.a.4 maddesinde yer alan başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmasına yol açan önlemler almak fiilinin gerçekleştiği, davacının, kendi müşterilerine davalının daha düşük teklifler verdiği, davacı şirket yetkilisi … ve oğlunun hasta olduğu ve işlerin eskisi gibi olmayacağı yönünde söylentiler çıkardığı iddiasının ispatlanamadığı, zira tanık beyanının duyuma dayalı olduğu, davalının kendisine davacıyı kötülediği ileri sürülen dava dışı Serkar Makine temsilcisinin tanıklığına başvurulmadığı, alınan bilirkişi kök ve ek raporları ile davacının davalının haksız rekabeti nedeniyle uğradığı zarar miktarının tespit edilemediği, TBK’nın 50. maddesi uyarınca somut olayın olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemlere göre haksız rekabet nedeniyle davacı lehine maddi ve manevi tazminata hükmedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının kendisine ait sosyal medya hesabında davacı şirkete ait ürünlerin resimlerini ve “Sizin İçin Yenilendik-Yeni Adresimizde Sizlere En İyi Hizmeti Vermek İçin Daima Hazırız” şeklinde katalog sloganı kullanmak suretiyle oluşturduğu haksız rekabetin tespit ve men’ine, 15.000,00-TL maddi 10.000,00-TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemece haksız rekabetin mevcudiyetinin tespitine rağmen davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının yıllardan beri iş yaptığı yalnızca 4 firmanın davalı ile çalışmaya başlamasının dahi davacıyı 73.846,00-TL zarara uğrattığını ileri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın tümden kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin davacıya ait fotoğrafları kendi sosyal medya hesabında yayınladığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafın söz konusu resimlerin patent hakkını üzerine almadığını, bu resimleri sadece bu davanın tarafı olan iki firma değil, bu sektörde aynı işi yapan bütün firmaların kullandığını, müvekkili ve davacı şirketin poliüretan sektöründe çalıştığını, Ankara genelinde 5-6, Türkiye geneli ise 20 civarı şirketin aynı konuda faaliyet gösterdiğini, ürün tanıtımında kullanılan görsellerin davacı tarafın olduğuna dair herhangi bir delil olmadığını, “Sizin için yenilendik” gibi bir sayfa, yazı bulunmadığını, davalının Facebook hesabında 63 kişi olduğunu, bahsi geçen fotoğrafın orada kullanıldığını, sadece 5 kişi tarafından beğenildiğini, 5 kişinin beğenmesiyle haksız rekabet oluşmayacağını, müvekkilinin eylemlerinin haksız rekabet oluşturmadığını, maddi ve manevi zarara ilişkin delil sunulmadığını, haksız rekabetin oluştuğu kabul edilse dahi, mahkemece hem maddi hem manevi tazminat açısından hükmedilen tutarların fahiş olduğunu savunarak, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : 1)Dava, haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, mahkemece davalının haksız rekabet teşkil eden fiilleri saptanmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin yerinde olduğu, davacının, davalının haksız rekabeti nedeniyle oluşan maddi zararının 73846,00 TL olduğunun ispat olunamadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair istinaf itirazlarının reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2) Ancak, mahkemece davalının … tanıtım broşürlerinde “Sizin İçin Yenilendik-Yeni Adresimizde Sizlere En İyi Hizmeti Vermek İçin Daima Hazırız” yazıldığı, bu ifadenin, davalının işletmesinin davalının önceden ortağı ve müdürü olduğu davacı şirketin devamı olduğu ve söz konusu eski işletmenin artık bu yeni ad altında yeni adresinde faaliyet göstereceği şeklinde bir anlam içerdiği, böylece TTK’nun 55.1.a.4 maddesinde yer alan başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmasına yol açan önlemler almak biçiminde haksız rekabetin gerçekleştiği kabul edilmiş ise de, davalının tanıtım broşüründeki “Sizin İçin Yenilendik-Yeni Adresimizde Sizlere En İyi Hizmeti Vermek İçin Daima Hazırız” ibaresinden objektif olarak davacının işletmesinin yenilendiği izlenimi yaratmaya yönelik olduğu biçiminde bir anlam çıkarılamayacağı, anılan ibareyi duyan tüketicilerin doğrudan davacının işyerini aklına getireceğinin söylenemeyeceği, bu nedenle matufiyet unsurunun gerçekleşmediği ve bu eylemin haksız rekabet teşkil etmediğinin kabulü gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemenin, davalının “…” adlı sosyal medya hesabında, davacı temsilcisinin 2016 yılında yayınlamış olduğu fotoğrafları 2017 yılında kullanarak malları ve iş ürünleri hakkında gerçek dışı veya yanıltıcı açıklamalarda bulunmak suretiyle davacı aleyhine haksız rekabet gerçekleştirdiği yönündeki kabulü yerinde olup, dosya kapsamında davalının haksız rekabet teşkil ettiği sabit olan tek eylemi de budur. Davacı tarafın sair haksız rekabet iddiaları ispat olunamamıştır.
Davacı maddi zararını kazanç kaybına dayandırmış ancak oluşan kazanç kaybı denetime elverişli biçimde ispat edilememiştir. Mahkemece somut maddi zarar tespiti yapılamadığı gerekçesiyle TBK’nın 50. maddesine istinaden davacı lehine 15000,00 TL maddi, 10000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
TBK’nın 50/2. maddesinde “Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü düzenlenmiştir. Ne var ki mahkemece takdir edilen 15000,00 TL maddi zarar miktarı fazla olup, Dairemizce olayların olağan akışına ve hakkaniyete uygun olarak 5000,00 TL maddi tazminat takdiri uygun bulunmuştur.
Yine, haksız rekabete uğrayan davacı, manevi zararının tazminini talep etme hakkına sahiptir. Bu istemin, genel hükümler arasında yer alan 6098 sayılı TBK’nın 58 ve 6102 sayılı TTK’nın 56/1-e maddeleri kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Manevi tazminat rakamının belirlenmesi hakimin takdir yetkisindedir. Ancak bu yetki kullanılırken olayın oluş şekli, ihlal süresi, sayısı, tarafların ekonomik ve sosyal konum ve durumları dikkate alınmalıdır. Dava konusu olayda da, davalının eylemi ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetildiğinde, 5.000,00 TL manevi tazminatın uygun bir miktar olduğunun Dairemizce takdiri ile manevi tazminat talebinin bu miktar üzerinden kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HMK.’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı … vekilinin diğer istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerle HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile HMK.’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. Bu yeni kararın istinaf kararı olduğu ve istinaf karar tarihinde geçerli bulunan harç ve vekalet ücretine göre hüküm kurulması gerektiği ise tabiidir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı … vekilinin diğer istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 14/06/2021 gün ve 2018/840 Esas – 2021/427 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın KISMEN KABULÜNE, davalının kendisine ait sosyal medya hesabında davacı şirkete ait ürünlerin resimlerini kullanmak suretiyle oluşturduğu haksız rekabetin tespit ve men’ine,
4- Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 5.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davacının fazlaya ilişkin istemlerinin reddine,
7-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 683,1‬0-TL nispi karar ve ilam harcının peşin olarak alınan 853,88 TL harçtan mahsubu ile bakiye 170,78‬-TL’nin davacıya iadesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. hükümlerine göre kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden hesap olunan takdiren 5.000,00-TL, kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden 5.000,00-TL olmak üzere toplam 10.000,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan A.A.Ü.T hükümlerine göre reddedilen maddi tazminat talebi yönünden 5.000,00-TL, reddedilen manevi tazminat talebi yönünden 5.000,00-TL olmak üzere toplam 10.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
8-Haksız Rekabetin Tespiti ve Men-i davası yönünden davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Haksız Rekabetin Tespiti ve Men-i davası yönünden davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
10-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 1.800,00-TL bilirkişi ücreti, 50,00-TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 31,50-TL tebligat ve posta masrafı, 162,10-TListinaf kanun yoluna başvuru harcından oluşan toplam 2.043,6‬0-TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 408,72‬-TL.’ye 853,88-TL peşin harç, 35,90-TL başvurma harcı eklenerek oluşan toplam 1.298,5‬0-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
11-Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 44,00-TL posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 162,10-TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı, 22,00-TL tebligat ve posta masrafından oluşan toplam 228,1‬0-TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 182,48‬-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
12-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
13-Harçlar Kanunu uyarınca davacıdan alınması gereken 269,85-TL maktu karar ve ilam harcından davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda peşin olarak yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 210,55‬-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
14-Davalı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 427,00-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
15-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 12/10/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/10/2023

Başkan V.

Üye

Üye

Katip