Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1284 E. 2023/1320 K. 27.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/1284 – 2023/1320
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1284
KARAR NO : 2023/1320
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/06/2021
NUMARASI : 2020/454 E. – 2021/442 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i, Ref’i, Hükmün ilanı

Taraflar arasında görülen davada Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 15/06/2021 Tarih ve 2020/454 Esas – 2021/442 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, davacının kırk yılı aşkın bir süredir yerli ve milli imkanlarla asansör üreterek ülke ekonomisine ve istihdamına katkı sağladığı, asansör insan canına doğrudan etki eden bir makine olduğundan, asansör üretiminin çok katı ve sıkı kurallara bağlandığını, bu kuralların üreticinin üreteceği her bir tür ürün için olmak üzere, özellikle TS EN81-20, TS EN81-50, TS EN81-58, TSEK K525, 2014/33/AB belgelerinin bulunmasını zorunlu tuttuğunu, aynı sektörde faaliyet gösteren davalının bahsi geçen belgeleri almadan üretim ve satış yaptığını, … A.Ş’den aldığı belgenin davalı Şirketin kuruluşundan öncesine ait bulunduğunu, asansörler üzerinde bulunan etikette üreticisinin bilgilerinin yer alması ve etikette yer alan üretici bilgileri ile belge sahibi üreticinin aynı olması gerektiği halde, denetimlerde bu uyumun yeterince gözetilmemesi nedeniyle davalının kimi ürünlerine davacı ve diğer bir kısım üreticilerin etiketini ve belgelerini kullandığını davalının bu eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek haksız rekabetin tespitini, davalının üretimin ve satışının men’ini, davalının ürettiği ve sattığı ürünlerin imhasını ve hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı iddialarının asılsız olduğunu, müvekkilinin davacının ve dava dışı üreticilerin etiket ve belgelerini kullandığı iddiasının yerinde olmadığının mahkemenin 2020/12 D.İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu ve davacının şikayeti nedeniyle müvekkili hakkında başlatılan Kahramankazan Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/254 sayılı soruşturma dosyasında alınan bilirkişi raporuyla tespit edildiğini, diğer yandan müvekkilinin üretim ve satış için gerekli belgeleri haiz olduğunu, müvekkilinin iş yerinde tespit edilen kabin kapılarının gerekli belgelerin alınması için yapılması gereken testler için üretildiğini, hayatın olağan akışı gereği bir asansör kabin kapısı satışı yapılabilmesi için önce gerekli sayıda üretilip sonra teste sunulup ardından da gerekli sertifikanın düzenlenerek gelmesinin beklendiği, müvekkili şirketin her basiretli tacir gibi bu hususu gözeterek ticaret yaptığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, bilirkişi raporu tespit raporu ve mevcut delillere göre, davacı ve davalının aynı pazarda faaliyet gösteren rakip durumunda teşebbüsler olduğu, davacı tarafça davalının ürettiği ürünlere davacının ya da diğer bir kısım üreticinin etiketini bastığı ve bunlara ait belgeleri kullandığı iddiasının ispatlanamadığı, davalının yangına dayanım belgesi dışında üretim ve satış için gerekli tüm sertifika ve belgeleri aldığı, TS EN 81-58 yangın dayanım belgesi alınması için girişimlerin olduğunun tespit edildiği, ayrıca mevzuatsal olarak tüm kapı tipleri için yangın dayanım belgesinin bulunmasının gerekmediği, bu haliyle dava konusu eylemlerin haksız rekabet teşkil etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERi : Davacı vekili, davalının üretim ve satış yapmak için gerekli belgelerden bir kısmını dava tarihinden sonra edindiğini, ayrıca davalının aldığı belgelerin TS EN81-20 ve TS EN81-50 standartlarının tümünü de karşılamadığını, davalının dava devam ederken bir kısım belgeleri edindiği anlaşıldığına göre, davanın haksız olduğundan bahsedilemeyeceğini, ayrıca davalının TS EN 81-58 belgelerinin bulunmadığını, davalının üretim ve satış yapmak için gerekli standartları sağlamadan üretim ve satış yaptığını, davalının … A.Ş’den aldığı belgenin sahte olduğunu, zira bu belgenin tarihinin davalı Şirketin kurulma tarihinden önceye ait bulunduğunu, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundaki her asansör kapısının yangına dayanıklı olmasının zorunlu olmadığı yönündeki tespitinin hatalı bulunduğunu, davalının gerekli yeterliliği sağlanmaksızın üretim yapmasının, aynı alanda da faaliyet gösteren müvekkiline nazaran daha az maliyetle ürün üretmesinin haksız rekabet teşkil ettiğini, bu nedenle davanın reddinin hukuka aykırı olduğunu, bir an için mahkemenin kararının yerinde bulunduğu kabul edilse dahi davanın açıldığı tarihte haklı olan müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretinden, hükmedilmesinin yerinde olmadığını, yargılama gideri ve vekalet ücretinden davanın açılmasına sebebiyet veren davalının sorumlu tutulması gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE :Dava, haksız rekabetin tespiti, men’i, ref’i ve hükmün ilanı istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Yukarıda özet kısmından da anlaşılacağı üzere; davacı vekili, asansör üreticisi olan davalının, aynı sektörde yer alan tüm üreticilerin, asansör üretimi için alması ve bulundurması gereken belgelere sahip olmadan, standart dışı üretim ve satış yaptığını bir kısım belgeleri dava devam ederken edindiğini, davalının … A.Ş.’ den aldığı belgenin sahte olduğunu, ayrıca müvekkilinin ve dava dışı üreticiler tarafından alınmış belgeleri kullandığını, ürünlerine müvekkillinin ve dava dışı üreticilerin etiketlerini bastığını ileri sürerek eldeki davayı açmış, davalı vekili de müvekkilinin asansör kapılarının üretimi için gerekli olan tüm belgeleri aldığını, bir kısım üretimleri ise bu belgelerin alınması için yapılması gereken testler nedeniyle yaptıklarını, ancak üretim ve satış içi gerekli belgeler alınmadan hiçbir asansör kabin kapısının satışa sunulmadığını savunmuş, ilk derece mahkemesince de davalının ürettiği ürünlere davacının ya da diğer bir kısım üreticinin etiketini bastığı, belgesini kullandığı iddialarının ispatlanamadığı, davalının yangına dayanım belgesi dışında tüm sertifika ve belgeleri aldığı, yangına dayanım belgesi alınması için de başvurduğu, ayrıca mevzuatsal olarak tüm asansör kapı tipleri için yangın dayanım belgesinin alınmasının zorunlu olmadığı, bu itibarla davalının haksız rekabet teşkil eden bir eyleminin bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Davalının, davacı ve diğer üreticilerin etiketlerini ürünlerine bastığı, belgelerini kullandığı iddiasının dosya kapsamı ile ispatlanamadığı anlaşıldığından, davacının bu yöndeki iddiası yönünden ilk derece mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesinde Dairemizce de bir isabetsizlik görülmemiştir. Esasen davacı vekilince de ilk derece mahkemesi kararına karşı bu yönde bir istinaf itirazı da ileri sürülmemiştir.
Davacı vekilinin, davalının gerekli ve zorunlu belge/sertifikalar olmaksızın standart dışı imalat ve satış yaptığı iddiasının incelenmesine gelince, TTK’nın 55/1-e maddesinde kanun veya sözleşmeyle, rakiplere de yüklenmiş olan veya bir meslek dalında veya çevrede olağan olan iş şartlarına uyulmaması, haksız rekabet olarak düzenlenmiştir. Davacı vekili de, asansör üreticilerinin, üreteceği her bir tür ürün için TS EN81-20, TS EN81-50, TS EN81-58, TSEK K525, 2014/33/AB belgelerinin bulunmasının zorunlu olduğunu, davalının bu belgeleri haiz bulunmadığını ileri sürmektedir. Davacının bu iddiasının sübutu halinde, sektörde yer alan tüm rakipler yönünden yerine getirilmesi gereken kalite ve güvenlik şartlarının davalı tarafça yerine getirilmemesinin TTK’nın 55/1-e maddesi kapsamında haksız rekabet oluşturacağı kuşkusuzdur. Yine davalının gerekli belgeleri haiz olmadan, varmış gibi üretim ve satış yaptığının tespiti halinde, bu durumun TTK’nın 55/1-a.2. maddesi uyarınca, “Kendisi, ticari işletmesi, işletme işaretleri, malları, iş ürünleri, faaliyetleri, fiyatları, stokları, satış kampanyalarının biçimi ve iş ilişkileri hakkında gerçek dışı veya yanıltıcı açıklamalarda bulunmak veya aynı yollarla üçüncü kişiyi rekabette öne geçirmek” fiili anlamında haksız rekabet oluşturacağı tabiidir.
İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda, tarafların rakip konumunda oldukları asansör ve asansör güvenlik aksamlarının imalatı ve montajı işinde faaliyette bulunanlar tarafından uyulması gereken belirli kuralların olduğu, mer’i mevzuata göre asansör kapı imalatçısının özellikle TS EN81-20, TS EN81-50, TS EN81-58, TSEK K525 ve 2014/33/AB belgelerinin bulunmasının gerektiği, davalının imalatını gerçekleştirdiği asansör aksamları için yetkilendirilmiş kuruluşlardan kalibrasyon, test, muayene ve belgelendirilmeleri yaptırdığı, bu belgelere rapor ekinde yer verildiği, ancak asansör kat kapısı için TS EN81-58 göre TSE Deney ve Kalibrasyon Merkezi Başkanlığından edinilmiş bir sertifikasının bulunmadığı, TS EN81-58 belgesinin yangın dayanım belgesi olduğu, bu belgenin mevzuatsal olarak tüm asansör kapıları için gerekli bulunmadığı gibi davalının bu belge için gerekli başvuruları da yaptığı, davalının haksız rekabet oluşturan bir eyleminin bulunmadığı bildirilmiş, mahkemece de anılan bilirkişi raporu hükme esas alınarak, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmişse de, davacı taraf hem dava dilekçesinde hem de yargılama sırasındaki beyanlarında, davalının … A.Ş’den aldığı TS EN81-50 belgesinin davalı Şirketin kuruluşundan önceki bir tarihe ait bulunduğunu, bu nedenle anılan belgenin sahte/geçersiz olduğunu ileri sürmüştür. Gerçekten de dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgelerden davalı Şirketin 23.07.2019 tarihinde kurulduğu, TS EN 81-50 belgesi için başvuru yapan olarak davalı Şirketin ismine yer verildiği, ancak anılan belge için yapılan başvuru tarihinin, davalı Şirketin kuruluşundan önceki bir tarih olan 10.07.2018, belgenin veriliş tarihinin de yine davalı Şirketin kuruluşundan öncesine ilişkin 29.03.2019 tarihi olduğu anlaşılmaktadır. Açıklanan bu durum karşısında, ilk derece mahkemesince davacının TS EN 81-50 belgesinin sahte olduğu/geçerli bulunmadığı iddiası bakımından bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan, davalının alması gerekli tüm belgeleri haiz olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan, ilk derece mahkemesince, bilirkişi raporu doğrultusunda, davalının yangın dayanım belgesi bulunmamakla birlikte anılan belgenin mevzuatsal olarak da zorunlu olmadığının kabulüyle yazılı şekilde karar verilmişse de dosya kapsamı itibariyle davalının imal ettiği asansör kapıları için TS EN 81-58 yangın dayanım belgesi alınmasının zorunlu olup olmadığı hususu da yeterince açıklığa kavuşturulmamıştır. Zira davacı vekili, bilirkişi raporuna karşı bu yönde ciddi itirazlarda bulunmuş, ancak mahkemece bu itirazlar karşılanmamıştır.
Yine mahkemece alınan bilirkişi raporunda, davalının yangın dayanım belgesi dışında diğer zorunlu olan tüm belge ve sertifikaları aldığı bildirilerek, bu belgelerin rapor ekinde yer aldığı belirtilmişse de rapor ekinde ve dosya kapsamında, bilirkişi raporunda davalı tarafça alındığı belirtilten TSEK K525 belgesine rastlanılmadığı gibi TS EN81-50 belgesi dışında diğer belgelerin’de dava tarihinden sonra alındığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olmakla birlikte, davalı taraf gerekli belgeler alınmadan satış yapmadıklarını, sadece bu belgelerin alınması için yapılması gereken testler nedeniyle bir kısım üretimler yaptıklarını savunmaktadır. Her ne kadar davacının davalı hakkında yaptığı şikayet sonucu başlatılan ve davalı hakkında takipsizlik kararı verilen Kahramankazan Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/254 sayılı soruşturma dosyasında alınan bilirkişi raporunda, davalının iş yerinde yapılan tespitlerde, davalının bir kısım ürünleri sattığı anlaşılıyorsa da bu satışlara konu ürünlerin dava konusu asansör kapıları olup olmadığı tespit edilememiştir. Oysa bu durumun tespiti somut olay açısından oldukça önemlidir Zira davalının alması gereken belgelerin tarihleri dava tarihinden sonra olsa dahi eğer davalı tarafça dava konusu asansör kapıları hiçbir zaman satışa sunulmamışsa ya da satılmamışsa eş deyişle sadece gerekli belgelerin temini yönünden yapılması gereken testler için zorunlu olarak bir üretim yapılmışsa, bu durumların tespiti halinde davalının fiillerinin haksız rekabet oluşturduğundan söz edilemeyecektir.
O halde mahkemece yapılacak iş, öncelikle davacının, davalıya ait TS EN 81-58 belgesinin sahteliği/geçersizliği iddiasının araştırılması, bundan sonra aralarında sektör uzmanının da yer aldığı bilirkişi heyetinden rapor alınarak, davalı gibi asansör aksamı/kapısı üretimi yapan üreticiler için yangın dayanım belgesinin alınmasının zorunlu olup olmadığının kesin olarak belirlenmesi, bu duruma göre davalının gerekli belge ve sertifikalar haiz olup olmadığının, davalı tarafın bir kısım belgeleri dava tarihinden sonra edindiği nazara alınarak, davalının gerekli ve zorunlu belgeleri almadan asansör aksamı/kapısı imalatı ve satışı yapıp yapmadığının tespit edilmesi, satış yaptığının tespiti halinde her davanın dava tarihindeki duruma göre değerlendirilmesi gerektiği de nazara alınarak taraflar arasındaki uyuşmazlığın yukarıda açıklanan şekilde değerlendirilip sonuca göre bir karar verilmesinden ibarettir.
Sonuç olarak, somut uyuşmazlığın çözümünde esasa etkili delil niteliğinde olan yukarıdaki hususların değerlendirilmediği anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülebilmesi için mahkemesine iadesine, kararın niteliğine göre, davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 15/06/2021 gün ve 2020/454 Esas – 2021/442 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafça istinaf başvurusunda peşin olarak yatırılan 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
7-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 27/10/2023 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/11/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.