Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1272 E. 2023/1239 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN VEKİLİ : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/09/2020
NUMARASI : …

DAVANIN KONUSU :YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 23/09/2020 tarih ve 2020/4 Esas – 2020/252 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkilinin 2018/89693 sayılı “… …+şekil” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, davalı gerçek kişinin 2015/76948 ve 2016/15512 sayılı “…” ibareli markalarına dayalı olarak başvuruya itiraz ettiğini, Markalar Dairesi Başkanlığınca 2016/15512 sayılı “… …” ibareli markaya dayalı itirazı yerinde görerek, karıştırılma tehlikesi bulunduğu gerekçesiyle müvekkili başvurusunu kısmen reddettiğini, müvekkilinin bu karara yaptığı itirazın ise YİDK tarafından reddine karar verildiğini, “…” kelimesinin fabaceae familyasının bir çalı cinsi olup yaygın kullanılan bir kelime olması nedeniyle kimse adına tescil edilemeyeceğini, davalı Kurum kayıtlarında bu ibareyi içeren onlarca markanın tescilli olduğunu, taraf markalarında ortak olarak yer alan “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük bulunduğunu, müvekkili başvurusunda yer alan “…” ibaresinin, başvuruya özgünlük kattığını ve bir bütün olarak incelendiğinde, taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, müvekkilinin Muğla, davalı gerçek kişinin ise Antalya ilinde faaliyet gösterdiğini, davalı Kurumun, markaların kapsamlarındaki hizmetlerin benzerliği değerlendirmesinde de hataya düştüğünü ileri sürerek, YİDK’in 2019-M-9437 sayılı kararının iptaline ve müvekkili başvurusunun tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile redde mesnet marka arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı …, davacı başvurusu ile kendisine ait marka arasında karıştırılma tehlikesinin olduğunu, başvuruda yer alan “…” ibaresinin “…” anlamına geldiğini ve ayırt ediciliğinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının 2018/89693 sayılı “… …” ibareli marka başvurusu ile davalı markası arasında benzerlik olduğu, dava konusu marka kapsamından çıkartılan “Gayrimenkul komisyonculuğu müşavirliği ve idaresi hizmetleri, inşaat hizmetleri, inşaat araç – gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri, mobilyalara illişkin döşeme, tamir, restorasyon hizmetleri” ile davalı markası kapsamında bulunan hizmetler arasında benzerlik bulunduğu, buna göre taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin olduğu ve dava konusu YİDK kararının iptali şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, karara dayanak oluşturan bilirkişi raporunda markaların benzer olup olmadığı değerlendirilirken, markalar arasında görsel, işitsel veya kavramsal düzeyde değerlendirilme yapıldığı hususunun açıklandığını, bunun sonucunda da dava konusu marka başvurusu ile davalı markası arasında benzerlik olduğu, dava konusu marka kapsamından çıkarılan “gayrimenkul komisyonculuğu müşavirliği ve idaresi hizmetleri, inşaat hizmetleri, inşaat araç–gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri, mobilyalara illişkin döşeme, tamir, restorasyon hizmetleri” ile davalı markaları kapsamında bulunan hizmetlerin aynı/benzer/ilişkili bulunduğu kanaatinin bildirildiğini, söz konusu değerlendirmelerin yerinde bulunmadığını, taraf markaları arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik olmadığını, davalının itirazı kapsamında YİDK kararı ile başvurudan çıkarılan hizmetler ile redde mesnet markanın kapsamındaki hizmetler arasında da herhangi bir benzerlik bulunmadığını, davalı markasının kapsamında 36. sınıf hizmetlerin yer almadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “… …” ibareli başvuru ile redde mesnet 2016/15512 sayılı “… …” ibareli marka arasında, başvuru kapsamından çıkarılan yukarıdaki hizmetler yönünden 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira her iki markanın da asli unsurunun “…” ibaresinden oluştuğu ve bu ibarenin, başvuru kapsamından çıkarılan hizmetler yönünden ayırt edici olduğu, öte yandan redde mesnet 2016/15512 sayılı markanın kapsamında yer alan “İnşaat hizmetleri, inşaat araç gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri. Mobilyalara ilişkin döşeme, tamir, restorasyon hizmetleri” ile başvuru kapsamından çıkarılan “Gayrimenkul komisyonculuğu müşavirliği ve idaresi hizmetleri, inşaat hizmetleri, inşaat araç – gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri, mobilyalara illişkin döşeme, tamir, restorasyon hizmetleri” arasında da benzerlik bulunduğu, çünkü bu hizmetlerin birbirini tamamlayıcı hizmetler oldukları anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 210,55 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 12/10/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/10/2023

Başkan V.

Üye

Üye

Katip