Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1263 E. 2023/1207 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/1263 – 2023/1207
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1263
KARAR NO : 2023/1207
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/04/2021
NUMARASI : 2020/261 E. – 2021/167 K.

DAVACI
VEKİLLERİ :
DAVALILAR :

DAVANIN KONUSU : Marka YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 22/04/2021 tarih ve 2020/261 E. – 2021/167 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 37. sınıf için yapılan 2019/55727 başvuru numaralı ”…’ ” ibareli marka başvurusuna; davalı şirketlerden … A.Ş.’nin 2014/08999 sayılı ”…+şekil”, davalı … A.Ş.’nin ise 2016/60306 sayılı ”…” ibareli markasına dayanarak itiraz edildiğini, davalı … Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından başvurunun reddine karar verildiğini, bu karara yaptıkları itirazın ise Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun 17.07.2020 tarih ve 2020-M-5995 sayılı kararıyla nihai olarak reddedilmiş olduğunu, oysa taraf markaları arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında benzerlik bulunmadığını, markaların fiilen aynı mal ve hizmetlerde kullanılmadığını, “…” ibaresinin ayırt ediciliği düşük olduğu gibi bu ibarenin marka olarak bir çok kez tescil edildiğini, müvekkilinin ibare üzerinde öncelik hakkının bulunduğunu ileri sürerek, YİDK’nın 2020-M-5995 sayılı kararının iptaline, müvekkilinin markasının 37. sınıf hizmetlerin tümü açısından, mahkeme aksi kanaatte ise 37. sınıfta “inşaat hizmetleri, inşaat araç-gereçlerinin, iş makinelerinin kiralanması hizmetleri” yönünden tescil işlemlerinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … … A.Ş. vekili, müvekkilinin ‘…+şekil” ibareli itiraza mesnet markası ile dava konusu marka başvurusunun iltibasa neden olacak derecede benzer olduğunu, müvekkilinin markasının davacı şirketin marka başvurusundan önce tescil edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … …. A.Ş vekili, müvekkilinin 1986 yılından beri faaliyette olduğunu, bütünsel olarak değerlendirildiğinde markaların anlamsal, görsel ve işitsel olarak benzer olduğunu, davacının marka başvurusu ile müvekkilinin ”…” ibareli markası arasında sınıfsal iltibasın bulunmadığı yönündeki itirazının yerinde olmadığını, müvekkilinin de inşaat sektöründe faaliyet gösterdiğini, buna ilişkin ticaret sicil kayıtları ve faturaları sunduklarını, müvekkili markalarının 37. sınıftaki hizmetler için tescilli olduğunu, bu hizmetlerin dava konusu marka başvurusu kapsamındaki hizmetler ile birebir aynı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu marka başvurusu kapsamında 37. sınıfta yer alan hizmetler ile davalı şirketlerin markaları kapsamında 37. sınıfta yer alan hizmetlerin aynı/aynı tür olduğu, dava dilekçesinde “…” kelimesinni ayırt ediciliğinin düşük olduğu ve güçlü marka kategorisinde yer almadığı iddia edilmiş ise de 37. sınıfta yer alan dava konusu hizmetler açısından bu kelimenin tanımlayıcı ve vasıf bildirici olmadığı, hizmetlerin niteliğini çağrıştıran bir anlamının bulunmadığı, markasal ayırt ediciliğinin zayıf olmadığı; görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer olan dava konusu markanın davalı şirket markaları ile karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, dava konusu marka kapsamındaki hizmetlerden, “Hava taşıtlarının bakım ve tamiri hizmetleri. Asansör tamiri ve bakımı hizmetleri. Madencilik, maden çıkarma hizmetleri.”nin hitap ettiği müşteri kitlesinin yüksek bilinç ve yüksek dikkat düzeyine sahip olduğu dikkate alındığında, markalar arasındaki farklılıklar algılanabilecek olsa da tüketicilerin kesin olarak farklı markalarla karşı karşıya oldukları sonucuna ulaşmasının söz konusu olmayacağı, yahut markaların veya marka sahiplerinin birbiriyle bağlantılı oldukları, aralarında idari veya ekonomik bağ olduğunun düşünülmesinin mümkün olduğu, bu nedenle belirtilen bu hizmetler bakımından da dava konusu markanın davalı şirket markaları ile karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, dosyaya sunulmuş bilgi ve belgelere göre, davacının dava konusu marka başvurusu ile aynı veya çok benzer ve aynı veya aynı tür malları ve hizmetleri kapsayan önceki tarihli tescilli bir markaya sahip olduğuna dair bir bilgi veya delile rastlanmadığından somut davada öncelik hakkı iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, taraf marka ve işaretlerinin iltibasa sebebiyet verecek derecede benzer olmadığını, “…” kelimesinin ayırt ediciliğinin düşük olduğunu, yerel mahkemenin markaların fiilen hangi mal ve hizmeti sağladığını incelemediğini, sadece emtiaların benzer olup olmadığı üzerinde durduğunu, iltibas değerlendirmesinde tüketicilerin bilinç ve dikkat düzeylerinin göz ardı edildiğini, öncelik hakkına ilişkin sundukları delillerin incelenmediğini, “…” ibaresinin marka olarak çok defa tescil edilmiş olduğunun da dikkate alınmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davaya konu marka başvurusunun esas unsurunun “…”, itiraza mesnet markaların esas unsurlarının ise yine “…” ve “…” ibarelerinden oluştuğu, markalardaki “…” ve “…” gibi ibarelerin tanımlayıcı olmaları nedeniyle benzerlik karşılaştırmasında dikkate alınmayacakları, başvurudaki “kalite tesadüf değildir” ibaresinin ise “…” ibaresine göre daha küçük yazıldığı ve slogan niteliğinde olması sebebi ile de itiraza mesnet markalar karşısında başvuru markasına yeterli ayırtediciliği sağlamadığı, bu hali ile taraf markalarını oluşturan işaretler “…” kelimesinin ortaklığı nedeniyle yüksek düzeyde benzer olup aynı mal ve hizmetler bakımından kullanılmaları halinde ilişkilendirilmeleri ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalini bulunduğu, başvurunun 37. sınıf hizmetlerde tescili talep edilip, bu hizmetler her iki davalı şirketin itirazına mesnet markasının kapsamında yer aldığından emtia benzerliği şartının da gerçekleştiği, markaların bu denli benzerliği karşısında tüketicilerin dikkat ve bilinç düzeylerinin iltibas ihtimalini bertaraf etmediği, davacı öncelik hakkı iddiasını da ispatlayamadığı gibi somut uyuşmazlığa da bir etkisinin bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 210,55-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 12/10/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 05/11/2023

Başkan V.

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.