Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1251 E. 2023/1170 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1251
KARAR NO : 2023/1170
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN VEKİLİ : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/03/2020
NUMARASI : 2019/219 E. – 2020/73 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Marka YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 05/03/2020 Tarih ve 2019/219 Esas – 2020/73 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 2018 yılında gerçekleştirdiği “…” festivalinin ilgi görmesi üzerine “…” ismi ile festival organize etmeye başladıklarını, “…” markasının tescili için davalı …’na 2018/80329 sayılı marka başvurusunda bulunduklarını, söz konusu başvurunun 6769 sayılı SMK’nın 5/1 (b) ve (c) maddeleri gereği 41. sınıfta yer alan “spor, kültür ve eğlence hizmetleri” açısından Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından kısmen reddedildiğini, bu karara itirazlarının da YİDK’in 07.04.2017 tarihli ve 2019-M-3073 sayılı kararı ile reddedildiğini, marka başvurusuna konu işaretin, ilgili hizmetler açısından ayırt edici niteliğe sahip olduğunu, Türkçe’de “çocuk oyun alanı” anlamına gelen “…” ibaresinin ve Türkçe’de “elektrik” veya “elektrikli” anlamına gelen “…” kelimesinin müvekkilinin marka başvurusunun reddedildiği “spor, kültür ve eğlence hizmetleri” ile doğrudan veya dolaylı bir bağlantısının bulunmadığını, müvekkillinin “…” markasını kullanım yoluyla SMK’nın 5/2. maddesi uyarınca ayırt edici hale getirdiğini ileri sürerek, “… …” markasına ilişkin olarak yapılan 07.09.2018 tarih ve 2018/80329 no.lu marka tescil başvurusunu 41. sınıfta yer alan “spor, kültür ve eğlence hizmetleri” açısından reddeden TPMK YİDK’nin 07.04.2017 tarihli ve 2019-M-3073 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, başvuruya konu markada yer alan “…” ibaresinin tüketiciler tarafından başvuru kapsamındaki hizmetler ile ilgili olarak, belirli bir işletmeye ait bir marka olarak algılanmasının söz konusu olmadığını, markanın asli işlevi olan belirli bir işletmeye ait mal ve hizmetleri, diğer işletmelere ait benzer mal ve hizmetlerden ayırt etmeyi sağlama işlevini yerine getiremeyeceğini, “…” ibaresinin “elektrikli oyun alanı” anlamına geldiğini, “spor, kültür ve eğlence hizmetleri” açısından ayırt ediciliğinin bulunmadığını, tescili istenen hizmetler için cins, çeşit, vasıf, karakteristik özellik belirten bir yapıyü sahip olduğunu, “…” ibaresinin davacı şirket markası olarak toplumda bilinirliğe ulaşmadığını, uzun ve kesintisiz kullanma koşullarının da ispatlanmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, “…” ibaresinin tescili talep edilen hizmet olan spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil) açısından ortalama tüketicilerin tescili talep edilen işaret ile hizmet arasında ancak ilave bir irdeleme ya da analiz olması halinde bir ilişki kurabileceği, bu hali markanın tanımlayıcı olmadığı, markada yer alan ibarelerin tek tek ve kombinasyon içinde cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirtmediği, hizmetlerin yapıldığı zamanı göstermediği, diğer karakteristik özelliklerine atıf yapılmadığı, davaya konu markasal kullanımın 2018 yılından itibaren olduğu, bu hali ile kesintisiz bir kullanımdan söz edilemeyeceği, davacının bu doğrultuda eylemli kullanımına ait dosya kapsamında yeterli bir delile rastlanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, TPMK YDİK’nin 2019-M-3073 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, başvuruya konu “…” ibaresinin tüketiciler tarafından çekişme konusu SINIF 41: Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil” hizmetleri açısından ayırt ediciliğinin bulunmadığını, aynı sektörde faaliyet gösteren herhangi bir firmanın anılan ibareyi kullanabileceğini ve “…” ibaresinin “elektrikli oyun alanı” anlamına geldiğini ve “spor, kültür ve eğlence hizmetleri” açısından ayırt ediciliğinin bulunmadığını, ayrıca “…” ibaresinin üzerinde kullanılmak istenen hizmetler için cins, çeşit, vasıf, karakteristik özellik belirten bir yapıya sahip olduğunu ve kullanılacağı hizmetler yönünden ayırt ediciliği sağlamaktan uzak olduğunu, markanın kullanım sonucu ayırt edicilik kazandığı iddiasının ispatlanamadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka başvurusunun reddine dair YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İşlem dosyasının incelenmesinden, davacı Şirketin 2018/80329 sayılı “… …” ibareli marka başvurusunda bulunduğu, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından SMK’nın 5/1-b ve 5/1-c maddeleri uyarınca başvurunun kısmen reddine karar verildiği, davacı tarafın bu karara yönelik itirazının ise YİDK’in 2019-M-3073 sayılı kararıyla “Başvurunun esas unsurunu oluşturan ve dilimizde “elektrikli oyun alanı” anlamına gelen İngilizce “…”” ibaresinin, kısmi ret kapsamında bulunan “SINIF 41: Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil).” bakımından ilgili hizmet alıcılar tarafından, belirli bir ticari kaynağa ait bir işaret olarak algılanmayacağı, markanın asli işlevi olan belirli bir işletmeye ait mal ve hizmetleri, diğer işletmelere ait benzer mal ve hizmetlerden ayırt etmeyi sağlama işlevini yerine getiremeyeceği ve tanımlayıcı nitelikte bir ibare olduğu kanaatine varıldığından, başvurunun 6769 sayılı SMK’nın 5/1-(b) ve (c) bentleri uyarınca kısmen reddi kararı ve gerekçeleri isabetli bulunmuştur.” gerekçesiyle reddedildiği, ret kararının 10/04/2019 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, işbu davanın iki aylık hak düşürücü süre içerisinde 10/06/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı Kanun’un 5/1-b maddesinde, herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretlerin marka olarak tescil edilemeyecekleri düzenlenmiştir. Madde gerekçesinde de açıklandığı üzere bu hükme göre, sicilde gösterilebilir olmasına rağmen ilgili mal veya hizmetler için ayırt ediciliğe sahip olmayan, dolayısıyla tüketiciler tarafından marka olarak algılanmayacak işaretlerin, marka olarak tescil edilmeleri mümkün değildir. Aynı Kanun’un 5/1-c maddesinde ise ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretlerin marka olamayacakları hüküm altına alınmıştır. Bir işaretin anılan bu madde kapsamında değerlendirilebilmesi için, mal veya hizmetin karakteristik bir özelliğini hiçbir özel zihni çabaya mahal bırakmadan derhal düşündürmesi ve akla getirmesi gerekmektedir. Bir mal veya hizmeti doğrudan çağrıştırmayıp akla getirmeyen ancak imada bulunan kelimelerin tescilinin bu maddeye göre engellenmesi mümkün değildir. Tüketici işareti gördüğünde kesin olarak mal veya hizmetin niteliğini tanımlayamıyor fakat olasılıkları zihninde birkaç seçeneğe kadar indirebiliyorsa o markanın tescili mümkündür.
SMK’nın 5. maddesinin 2. fıkrasına göre bir marka başvuru tarihinden önce kullanılmış ve başvuruya konu mallar veya hizmetlerle ilgili olarak bu kullanım sonucu ayırt edici bir nitelik kazanmış ise aynı maddenin birinci fıkrasının b,c ve d bentlerine göre tescili reddedilemeyecektir. Buna göre, başlangıçta marka olarak tescil edilebilmesi için gerekli koşulları taşımayan bir işaretin zamanla kullanılarak ayırt edicilik kazanması mümkündür. Ancak; buradaki kullanımla ayırt edicilik kazanma SMK’nın 5. maddesinin 1. fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerinde yazılı mutlak ret nedenlerinden birinin varlığı dolayısıyla tescil edilemeyecek bir işaretin kendisine ait olduğunu ticaret alanında kabul ettirmiş olması anlamına gelmektedir. “Kendisine ait olduğunu kabul ettirme” kavramının aynı Kanun’un 5/1-b maddesinde belirtilen “ayırt etmeyi sağlamaktan” daha güçlü olduğu ve ilgili sektör bakımından da bütün Türkiye’yi kapsadığının kabulü zorunludur. SMK’nın 5 maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen kullanma ile ayırt edicilik kazanıldığını iddia eden kişinin bunu kanıtlaması gerekir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; başvuru konusu işaret, düz yazı karakteri ile yazılmış olup, dilimizde “elektrikli oyun alanı” anlamına gelen ve kısmi ret kapsamındaki 41. Sınıfta yer alan “spor, kültür ve eğlence hizmetleri” alıcıları tarafından bilinen “…” ibaresinden oluşmaktadır. Buna göre, dava konusu başvurunun, kısmen ret kapsamında yer alan 41. sınıf hizmetlerin tüketicileri nezdinde işletmesel bir kökene işaret etmesinin mümkün olmadığı, başvuru kapsamındaki tüm hizmetler için belirli bir ticari kaynağa ait bir işaret olarak algılanmayacağı, diğer bir deyişle markanın asli fonksiyonu olan ayırt ediciliği sağlamayan bir ibare olduğu, tüketicilerin bu ibareyi yalnızca elektrikli oyun alanı olarak algılayacakları gözetildiğinde, tüketicilerce marka olarak algılanması, belirli bir işletmeye ait mal ve hizmetleri, başka işletmelere ait mal ve hizmetlerden ayırt etmeyi sağlaması mümkün olmayan, tanımlayıcı nitelikteki dava konusu başvurunun, 6769 sayılı SMK’nın 5/1-b ve 5/1-c maddesi uyarınca marka olarak tescil edilemeyeceği, öte yandan davacının davaya konu markasal kullanımının 2018 yılından itibaren başladığı, eylemli kullanıma ilişkin yeterli delil sunulmadığı , SMK’nın 5/2 maddesi kapsamında başvuruya kullanım yoluyla da ayırt edicilik kazandırılmadığı, buna göre marka başvurusunun reddine ilişkin YİDK kararının yerinde bulunduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi yerinde olmamış, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 05/03/2020 gün ve 2019/219 Esas – 2020/73 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 269,85-TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile kalan 225,45‬-TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
4-Davalı … kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin göre belirlenen 25.500,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
6-Davalı … tarafından istinaf aşamasında yapılan 23,50-TL posta masrafı, 162,10-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcından oluşan toplam 185,6‬0-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
7-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
8-Davalı Türk Patent ve Marka Kurumundan peşin olarak alınan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde anılan davalıya iadesine,
9-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 05/10/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/10/2023

Başkan V.

Üye

Üye

Katip