Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1249 E. 2023/1168 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1249
KARAR NO : 2023/1168
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN VEKİLİ : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/03/2021
NUMARASI : 2020/225 E. – 2021/101 K.

DAVACI
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Marka YİDK Kararının İptali ile Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 17/03/2021 Tarih ve 2020/225 Esas – 2021/101 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı …. A.Ş. davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin “…” markasının 04/11/1988 tarihinde 88/107322 sayı ile tescil edildiğini, müvekkilinin “…” ana markası ile birlikte …, … … markalarının sahibi olduğunu, davalı yanın “… A.Ş. ” ibareli markasının 30.sınıf yönünden tescil ettirilmek istendiğini, tescili istenen sınıfın müvekkili firmanın yıllardır faaliyet yürüttüğü ve ticaret yaptığı ürünlerle aynı sınıfta yer aldığını, dava konusu başvurunun müvekkili şirket markaları ile ayniyet derecesinde benzer olduğunu ve aynı sınıftaki mal hizmetleri kapsaması nedeniyle iltibas tehlikesi yarattığını, tescilin haksız rekabete sebebiyet vereceğini, davalı yanın bu durumdan haksız yarar sağlayacağını ileri sürerek, … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 16/06/2020 tarih ve 2020-M-4758 sayılı kararının ve “… A.Ş. ” ibareli marka başvurusunun iptaline, markanın tescil edilmiş olması halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkili firmanın ana faaliyet konusunun doğal siyez buğdayından un, bulgur gibi doğal ürünler elde etmek ve buna ilişkin ürünler üretmek olduğunu, müvekkilinin söz konusu markayı belirlemesindeki amacın siyez ürünlerinin … ilçesi ve şirket unvanı ile bağlatısını kurmak olduğunu, dolayısıyla davacı yanın müvekkili ile ilgili iddia ettiği iyiniyet kurallarına aykırılık iddiasının gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin markasını oluşturan … … kelimelerindeki …’nin faaliyet yerini çağrıştırmak, …’daki …’in şirketin ve diğer markası … …’in …’ini çağrıştırmak, …’in devamındaki kırmızı daire içindeki A harfinin ise A kaliteyi işaret etme amacı taşıdığını, müvekkili markasındaki asli unsurun … olmadığını, davacı yanın sadece … kelimesi üzerinde durduğunu, Kastamonu siyezi ve Kastamonu Siyez bulgurunun Türk Patent ve Marka Kurumunca Coğrafi alan olarak tescil ve ilan edildiğini, davacı iddialarının yerinde olmadığını, markalar arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, davalı markası ile davacının itiraza mesnet markaları arasında ortalama tüketici nezdinde görsel, işitsel, kavramsal düzeyde ilişkilendirilme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzerlik bulunmadığını, başvuru markasında itiraz markalarıyla kıyaslanamayacak derecede farklı şekil unsuru ve renk kombinasyonunun bulunduğunu, “…” ibaresinin piyasada sıklıkla kullanılan ayırt ediciliği görece düşük bir ibare olduğunu, başvuruda bulunan “…” ibaresindeki “a” harfinin “…” ibaresinden ayrı algılanabilecek şekilde farklı renklerle konumlandırılmasının, başvuru kapsamında bulunan “…” ibaresi ve şekil unsuru birlikte göz önüne alındığında başvuru ile ret gerekçesi 2018/10010 sayılı “… baharat lezzet aşkına” ibareli markanın görsel, işitsel ve bütün olarak ortaya çıkan izlenim bakımlarından karıştırılabilecek derecede benzer markalar olarak değerlendirilmediğini, YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, itiraza mesnet marka ile başvuru markasında kullanılan şekillerin ve ek ibarelerin detaylarındaki farklılıkları hatırda tutamayacak olan orta düzeydeki tüketiciler nezdinde markalar arasında bir irtibat kurulması ve davalı markası ile aynı seri içinde bir marka olarak algılanması bakımından karıştırma ihtimalinin mevcut olduğu, … kelimesinin her iki markada aynen yer almasının benzerliği arttırdığı, 30. sınıftaki mallar için … kelimesinin ayırt edici olduğu, taraf markalarının 30. sınıftaki malların tamamı itibariyle aynı/aynı tür malları kapsadığı, markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında iltibas ihtimalinin bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK kararının iptaline ve dava konusu markanın tüm mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı şirket vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemece değerlendirmeye alınmayan ve hatalı değerlendirilen hususlar bulunduğunu, marka tescilindeki esasların (marka inceleme kılavuzu) resmi birer belge ve delil kabul edilmesi gerektiği halde değerlendirmeye alınmadığını, esas itibariyle iki kelimelik markanın bir kelimesinin coğrafi alanla ve şirket unvanıyla ilgili olduğunu, markaların benzer olmadığını, “… …” daki “A.”nın ayrı bir karakter olduğunu, “… … … …” şeklindeki müvekkili markasının ayırt edici esaslı unsurunun “… …” ibaresi olduğunu, müvekkili ile davacı şirketin logoları karşılaştırıldığında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, taraf markalarının farklı renk, figür ve kelime unsurlarını haiz ve ayrı kompleks yapıları olduğunu, tarafların 30. sınıf alt gruplarında faaliyet konularının farklı olduğunu, nitekim davacının baharat V.B.30/5-30/1 deki alanlarda, davalının 30/2-30/3-30/7-301/14 deki alalarda faaliyet gösterdiğini, markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını savunarak, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davalının markası ile davacının redde mesnet markalarını karşılaştırıldığında ortalama tüketici nezdinde markalar arasında görsel, işitsel, kavramsal düzeyde ilişkilendirilme ihtimali de dâhil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzerlik bulunmadığını, “…” ibaresinin piyasada sıklıkla kullanılan ve ayırt ediciliği görece düşük bir ibare olduğunu, başvuruda bulunan “…” ibaresindeki “A ” harfinin “…” ibaresinden ayrı algılanacak şekilde farklı renklerle konumlandırıldığını, dava konusu YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka YİDK kararının iptali ile marka hükümsüzlüğü
istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “… A.Ş. ” ibareli başvuru markası ile itiraza mesnet “…” asli unsurlu markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde karıştırılma tehlikesinin bulunduğu, zira her iki markada da “…” ibaresinin asli unsur olarak yer aldığı, dava konusu başvuruda yer alan “…” ibaresinin bilinen bir coğrafi yer adı (Kastamonu ilinin ilçesi) olması sebebiyle yeterli ayırt ediciliği sağlamadığı, başvurunun tescil edilmek istendiği mal ve hizmetlerin redde mesnet markaların kapsamında da yer aldığı anlaşılmakla, davalı …. A.Ş. vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … …. A.Ş. vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85’er TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı … …. A.Ş. vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30’ar TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 210,55‬-TL harcın anılan davalılardan ayrı ayrı tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı … …. A.Ş. ile davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin anılan davalıların uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 05/10/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 05/10/2023

Başkan V.

Üye

Üye

Katip