Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1230 E. 2023/1196 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/1230 – 2023/1196
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1230
KARAR NO : 2023/1196
T Ü R … M İ L L E T İ A D I N A
… A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/11/2019
NUMARASI : 2017/301 E. – 2019/523 ….

DAVACILAR
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 26/11/2019 tarih ve 2017/301 Esas – 2019/523 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacılar vekili, davalı gerçek kişi tarafından 2015/52574 sayılı “…” ibareli marka başvurusunda bulunulduğunu, müvekkillerinin “…” ve “… …” tarihli markalarına dayalı olarak bu başvuruya yaptıkları itirazların davalı Kurum tarafından reddedildiğini, oysa müvekkillerine ait markalar ile dava konusu başvuru arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik olduğunu, dava konusu başvurunun başında yer alan “…” ibaresinin markaya bir farklılık katmayarak, şube izlenimi uyandırdığını, müvekkillerinin “…”, “… …”, “… … …” markalarını fiilen kullandıklarını ve dava konusu markadan daha önce kullanmaya başladıklarını, 2004/30223 sayısı ile gerçekleştirdikleri başvurunun, dava dışı bir firmanın markası nedeniyle reddedildiğini, ancak yapılan yargılamalar neticesinde müvekkillerinin “…”, “… …” gibi markaların sahibi olduğunu, müvekkillerinin anılan markalarını “… …” şeklinde kullandıklarını, müvekkillerinin “…” ibaresini maruf hale getirdiklerini, 1930’lu yıllardan bu yana eğitim ve öğretim ile uğraşan müvekkillerinin 1997 yılında da üniversite kurulumunu tamamladığını, müvekkillerinin anılan markalar üzerinde gerçek hak sahibi olduğunu, davalının kötü niyetli olarak hareket ettiğini, müvekkili markalarından haberdar olan davalının “…” ibaresini ekleyerek müvekkili markalarını sulandırdığını, kötü niyetle tescil edilen markaların salt bu nedenle de hükümsüzlüğünün gerektiğini ileri sürerek, YİDK’in 23/06/2017 tarih 2017-M-5145 sayılı kararının iptaline ve davalı adına başvurusu yapılan markanın tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı markaları ile dava konusu başvuru arasında karıştırılma tehlikesinin bulunmadığını, davacının diğer iddialarının da yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu 2015/52574 sayılı “…” şeklindeki başvuru ile davacıların “…” ibareli markaları arasında, ilgili tüketici kitlesi daha nitelikli bir kitle olsa dahi sahip olunan işitsel ve kavramsal benzerlikler, davacılar markalarının yıllara sair tescil ve kullanımları neticesinde sahip olduğu ayırt edicilik düzeyi ve yine davacıların tescilli markalarını “…” şeklindeki kullanımları da gözetildiğinde iltibasa neden olabilecek derecede benzerlik bulunduğu, aynı KHK’nın 8/4 maddesinin somut uyuşmazlık kapsamında uygulama alanı bulmadığı gerekçesiyle YİDK iptal talebi yönüden davanın kabulü ile YİDK’in 23/06/2017 tarih 2017-M-5145 sayılı kararının iptaline, dava konusu marka henüz tescil edilmediğinden hükümsüzlükle ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili, dava konusu başvuruda, daire içine yerleştirilmiş “…” logosunun, altında yer alan … ibaresi ile birlikte dikkat çekici unsur olduğunu, logonun altında yer alan “…” tamlaması içinde bulunan kelimelerden biri olan ve ayırt ediciliği nispeten düşük bir ibare olarak değerlendirilebilecek olan “…” ibaresi nedeniyle markalar arasında karıştırılma ihtimali doğacağının kabulünün mümkün olmadığını, davalı markası bir bütün olarak ele alınıp değerlendirildiğinde ayırt ediciliğin sağlandığını ve itiraza mesnet markalar ile karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, öte yandan markanın tescil edilmek istenildiği 41.sınıfın tüketici kitlesinin bilinçli ve dikkat düzeyi yüksek bir kitle olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE :Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…” ibareli başvuru ile davacıların itirazlarına mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira davacıların markalarının asli unsurunu oluşturan “…” ibaresinin dava konusu başvuruda da aynen asli unsur olarak kullanıldığı, nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 08/01/2020 tarih, 2019/1895 E., 2020/123 …. sayılı ilamında da, davacılara ait markalarla “…+şekil” ibareli marka arasında karıştırılma tehlikesi bulunduğunun kabul edildiği anlaşılmakla, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı … tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 210,55 TL bakiye harcın davalı … tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 05/10/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 05/11/2023

Başkan V.

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.