Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/1224
KARAR NO : 2023/1187
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN VEKİLİ : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/11/2019
NUMARASI : 2017/281 E. – 2019/479 K.
DAVACILAR
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka ile ilgili Kurum Kararının İptali
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 12/11/2019 tarih ve 2017/281 E. – 2019/479 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkillerinin 2015/97505 başvuru nolu ve “… + şekil” ibareli markanın tescili talebiyle yaptığı başvurunun davalı şirketin “…” ibareli markalarını mesnet göstererek yaptığı itiraz üzerine davalı … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa müvekkillerinin marka yaratırken isim arayışında Değirmenaltı muhitinden yola çıkarak, değirmenin İngilizce karşılığı olan “…” ile muhit, civar, etraf anlamında olan “…” sözcüğünü bir araya getirdiğini, diğer davalının “…” ibareli markasının “yamaç” anlamına geldiğini, markalar arasında biçim, algılama, görünüm ve anlam bakımından bir benzerlik bulunmadığını, ayrıca diğer davalı otel işletmecisi iken müvekkilinin alkolsüz kafe işletmecisi olduğunu, davalının redde mesnet gösterilen markaları ile müvekkilinin markası arasında ticari, ekonomik ya da idari bağlantı kurulma ihtimali bulunmadığını ileri sürerek, YİDK’nın 19.06.2017 tarih ve 2017-M-4863 sayılı kararının iptali ile dava konusu markanın tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şirket vekili, müvekkilinin “…” ibareli markalarının tanınmış marka statüsünde olduğunu, müvekkilinin “…” unsurlu markalara yatırım yaparak seri marka oluşturduğunu, davacının başvurusunun müvekkilinin itiraza mesnet markalarına ayırt edilemeyecek derecede benzediğini, içerdiği hizmetlerin de aynı olduğunu, başvuru markasının tescil edilmesi halinde müvekkilinin tanınmış marka hakkına da zarar vereceğini, markalarının sulanmasına ve ayırt ediciliğinin kaybolmasına sebep olacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu marka kapsamındaki 43. sınıf hizmetlerin davalının itiraza mesnet markaları kapsamında aynen yer aldığı, markalar görsel olarak incelendiğinde, davacı markasında yer alan “…” ibarelerinin genel kullanıma tabi kelimeler olup ayırt edici özelliklerinin bulunmadığı, markada yer alan değirmen şekil unsurunun ise ayırt ediciliğe katkısının zayıf olduğu, kavramsal olarak incelendiğinde, “…” ibaresi “yamaç” anlamına gelirken “…” ibaresinin “değirmen yanı”, “değirmen kıyısı” olarak tercüme edilebildiği ve markalar arasında anlamsal farklılığa sebep olduğu, taraf markalarındaki “…” ve “…” kelimeleri birlikte incelendiğinde, kelimelerin bir bütün olarak telaffuz edildiği, sadece baş harflerinin “M-” ve “H-” şeklinde farklı olduğu, kelimelerde yer alan diğer harflerin birebir aynı olduğu ve aynı dizilişte yer aldığı, bu harflerin yapısı gereği özellikle büyük harf yazılışlarında birbirlerine çok benzer özellikler taşıdığı, kelimelerde yer alan diğer 7 harfin aynı dizilişte olduğu da dikkate alındığında bu kelimelerin görsel olarak ayırt edilemeyecek kadar benzer oldukları, telaffuz edilirken de ilk harfleri hariç telaffuzlarının da aynı olduğu, bu durumun markaların 556 sayılı KHK’nın 8/1-b. maddesi anlamında benzer olmasına ve markalar arasında iltibas ihtimalinin ortaya çıkmasına sebep olacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili, taraf markalarının benzer olmadığını, davalı şirketin markasının 43. sınıfta tescilli olduğunu, ancak bu sınıfta kullanılmadığını, davalı şirketin buna rağmen başvurularına itiraz ederek rekabete aykırı davrandığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararı iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, başvuru ile itiraza mesnet markanın esas unsurunu oluşturan ibarelerin harf diziliminin ilk harf dışında birebir aynı olması markaları görsel ve işitsel olarak yüksek düzeyde benzer kıldığı gibi, ibarelerin ilk harflerinin yazılışları da yerel mahkeme kararında belirtildiği gibi benzerlik gösterdiğinden bu halin de markalar arasındaki benzerliği artırdığı, bu durumda markalar aynı/benzer mal/hizmetlerde kullanıldıklarında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimalinin bulunduğu ve karıştırılma ihtimalinin tescil için başvurusu yapılmış marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsadığı, taraf markaları arasında emtia benzerliği şartının da gerçekleştiği anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 210,55-TL’nin davacılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 05/10/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 28/10/2023
Başkan V.
…
Üye
…
Üye
…
Katip
…