Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1217 E. 2023/1204 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/1217 – 2023/1204
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1217
KARAR NO : 2023/1204
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/10/2020
NUMARASI : 2019/192 E. – 2020/181 K.

DAVACI :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Marka ile ilgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 06/10/2020 tarih ve 2019/192 E. – 2020/181 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin özellikle konaklama, diskotek, eğlence sektöründe bilinen “…” ibareli markaları bulunduğunu, davalının 2018/37988 başvuru numaralı ve “… …” ibareli markasına müvekkilinin 2016/34333, 2008/22042, 208655, 168648, 99/014725, 977/001186, 2000/15175 sayılı markalarını mesnet göstererek itiraz ettiklerini, başvuruya yaptıkları itirazın davalı … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa markaların iltibasa sebebiyet verecek derecede benzer olduğunu, taraf markaları arasında emtia benzerliği şartının da gerçekleştiğini, davalıya ait markanın müvekkili markalarının yeni bir serisi izlenimi yarattığını, başvuruya yeterli ayırt edicilik katılmadığını, Ankara 3. FSHHM’nin kesinleşmiş 2012/167 E. – 2013/200 K. sayılı kararında müvekkili markası ile “…” markalarının müvekkili markaları ile benzer görüldüğünü ileri sürerek, YİDK’nın 2019-M-1932 sayılı kararının 43. sınıftaki “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri” yönünden iptali ile dava konusu markanın bu hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şahıs, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu markanın tescilli olduğu 43. sınıf yönünden markalar arasında ayniyet düzeyinde ilişkili bulunduğu, taraf markalarındaki “…” ibaresinin dilimizde askerlere verilen bir unvan türü olan “…” kelimesinden türetilmiş aynı fonetik, görsel ve kavramsal algıyı yaratır bir ibare olduğu, başvurudaki “…” kelimesinin ise bir bitki türü olduğu, söz konusu kelimelerin birbirine eşit şekilde konumlandırıldığı, dolayısıyla her iki ibarenin de markadaki esaslı unsurlar olarak kabul edilebileceği, zira her iki ibarenin de tescile konu hizmetler açısından ayırt edici vasfı bulunan kelimeler oldukları, ancak ibarelerin birlikte bir tamlama oluşturmadıkları, bağımsız ve ayrı ayrı kelimeler olarak yer aldıkları, bu nedenle de bütün olarak bir anlam ihtiva etmedikleri, başvuruda yer alan şekil unsurunun markanın bütününe olan etkisinin son derece zayıf olduğu, başvurudaki esas unsurun sözcük unsurlarının bütünü olarak değerlendirilmesinin mümkün olduğu, davacının işlem dosyasına ve hükümsüzlük talebine ayrıca dayanak gösterilen markalarında da yine ön plana çıkan esas unsurun “…” ibaresi olduğu, ilk kelimenin baskın olduğu “… …” ibaresi ile “…” ibaresi arasında markanın tümünün davalı markasında aynen kullanılması nedeni ile görsel ve fonetik benzerlik bulunduğu, davalıya ait markaya eklenen “…” ibaresinin taraf markaları arasında ekonomik bağ olduğu yönünden izlenimi kıracak ayırt ediciliğe sahip olmadığı, davalı markasında bulunan şekil ögesinin de zayıf kaldığı, ayırt edicilik sağlamadığı, taraf markaları arasında ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin davalının markasını gördüğünde bunun davacının mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayabileceği gerekçesiyle, davanın kabulü ile YİDK’nın 2019-M-1932 sayılı kararının 43. sınıfta yer alan; “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama hizmetleri ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri” yönünden iptaline, dava konusu 2018/37988 sayılı markanın 43. sınıfta yer alan; “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama hizmetleri ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri” malları yönünden hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, tarafların markaları arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında benzerlik bulunmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE :Dava, YİDK marka kararının iptali ile marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının itiraza mesnet markalarının baskın unsurunun “…” ibaresi olduğu, dava konusu markada da bu ibarenin esas unsur olarak ve markanın daha çok dikkat çeken başlangıç kısmında yer aldığı, her ne kadar başvuruda çekişmeli “…” ibaresi “…” ibaresi ile birlikte kullanılmışsa da, bu iki ibarenin anlamlı bir bütün oluşturmadığı, başvurudaki şekil unsurunun da baskın bir unsur oluşturmadığı, başvurunun davacının itiraza mesnet markalarından yeterince farklılaşmadığı ve davacının itiraza mesnet markalarının yeni bir versiyonu gibi algılanması ihtimalinin bulunduğu, bu haliyle taraf markaları arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalinin gerçekleştiği anlaşılmakla, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 210,55-TL’nin davalı … tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 12/10/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 04/11/2023
Başkan V.

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.