Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1209 E. 2023/1046 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/1209 – 2023/1046
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1209
KARAR NO : 2023/1046
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/04/2021
NUMARASI : 2020/328 E. – 2021/162 K.

DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Marka ile İlgili YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
ile Sicilden Terkin

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 22/04/2021 Tarih ve 2020/328 Esas – 2021/162 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin, “…” ibareli başvurusuna anılan markalarına dayalı olarak yaptıkları itirazlarının nihai olarak dava konusu YİDK kararıyla reddedildiğini, oysa dava konusu konu marka ile itirazlarına mesnet markalarının iltibasa neden olacak düzeyde benzer olduğunu, dava konusu başvurunun müvekkilinin seri markası olarak algılanacağını müvekkilinin markası tanınmış olduğundan, somut olay bakımından SMK’nın 6/5 maddesindeki koşulların da bulunduğunu, dava konusu başvurunun kötü niyetli olduğunu ve haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek, YİDK’ın 2020-M-7378 sayılı kararının iptaline, başvurunun tescili halinde hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …vekili, tarafların marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığını, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Şirket vekili, taraf markaları arasında iltibasa neden olacak düzeyde benzerlik bulunmadığını, davacının itirazında mesnet markalarının müvekkilinin faaliyet gösterdiği 20. sınıf mallar bakımından kullandığını ispatlaması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, taraf markaları arasında emtia benzerliğine ilişkin koşul gerçekleşmesine rağmen marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığından, SMK’nın 6/1 maddesindeki şartların gerçekleşmediğini, marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığından, SMK’nın 6/5 maddesindeki koşulların oluşmadığını, kötü niyet iddiasının da yerinde bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, tarafların marka işaretleri arasında iltibasa neden olacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, dava konusu başvuruda kullanılan renk ve şekil unsurları ile “…” ibaresine yer verilmesinin ve müvekkilinin markalarının tescilli olduğu mal ve hizmetlerle aynı ve ilişkili bulunan hizmetler yönünden başvurunun tescil edilmek istenmesinin iltibasa sebebiyet vereceğini, dava konusu başvuruda yer alan şekil unsurunun dahi tek başına müvekkilinin markasını anımsattığını, ayırca iltibas değerlendirmesinde müvekkilinin markalarının yüksek tanınmışlığının da dikkate alınması gerektiğini, haksız rekabet teşkil eden başvurunun kötü niyetli bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, buna göre “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, zira başvuruda “…” ibaresinin öne çıkarılmayıp bir bütün olarak “…” ibaresine yer verildiği , dava konusu başvuruda, davacı markalarından farklı bir algı yaratıldığı ve taraf markaları arasında karıştırılma tehlikesinin olmadığı, taraf marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığından davacı markalarının tanınmış olmalarının da tescil engeli oluşturmayacağı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 210,55-TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 14/09/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/10/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.