Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1201 E. 2023/1124 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1201
KARAR NO : 2023/1124
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/06/2021
NUMARASI : 2020/304 E. – 2021/203 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka Alan Adından ve Ticaret Unvanından Doğan Haklara
Tecavüzün Tespiti ile Haksız Rekabetin Tespiti Durdurulması, Önlenmesi

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 03/06/2021 Tarih ve 2020/304 Esas – 2021/203 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, dünyanın ilk 500 şirketinden biri olan müvekkili firmanın ticaret unvanının esas unsurunun “…” ibaresi olduğunu, ayrıca ticaret unvanının esas/ayırt edici unsuru olan … ibaresini marka olarak da tescil ettirdiğini, “…” ibaresi özel/02387 ve özel/02386 numaraları ile Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tanınmış marka olarak kabul edildiğini, “…” ibareli markanın, hizmet verdiği tüm sektörlerde tanınan ve bilinen bir marka olduğunu, müvekkilinin 09.02.1996 yılında yapılan tahsisle “www…com.tr” alan adının da sahibi olduğunu, davalı şirketin “….com” adresli internet sitesinde, yazılı ve basılı evraklarında, “…” adresindeki tabela ve diğer görseller üzerinde “…” şeklindeki hukuka aykırı kullanımları ile müvekkiline ait tanınmış marka arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik olduğunu, taraf markaları görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer olmasının yanı sıra, davalının faaliyet alanı ile müvekkili markaları kapsamında yer alan emtia grubunun da örtüştüğünü, müvekkilinin “… …” adı altında Türkiye’de tanınmış eğitim kurumları ile faaliyet gösterdiğini, davalının faaliyet alanı olan 41.sınıf eğitim ve öğretim hizmetlerinde müvekkilinin; 2003/21298, 2006/26422, 2006/22509, 2006/13589, 2020/61057, 2019/15845 ve 2004/15189 sayılı “…” ibareli markalarının 41. sınıfın tamamında tescilli olduğunu, ayrıca davalının kelime markasının önüne eklenen “… …” şeklinin de iltibas boyutunu arttırdığını, davalının kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin tescilli tanınmış … ibareli markalarından, www…com.tr ibareli alan adından ve ticaret unvanından doğan haklarına tecavüzün tespiti, durdurulması, önlenmesi ile haksız rekabetin tespiti, durdurulması ve önlenmesine, ….com adresli alan adının iptaline ve davalının “…” ibaresini içerir markasal anlamdaki tüm kullanımının ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, davacının markalarına ait korumanın amacını aşmaması gerektiğini, salt … ibaresini ihtiva ettiği için yahut logosu … başını andırıyor diye yaşam alanı tanınmamasının hukuk ve hakkaniyetle bağdaşmadığını, müvekkilinin ticaret unvanı ve logo hikayesinin tamamen bağımsız, münhasır, iltibas ve iltisak kurulamayacak mahiyette olduğunu, faaliyet alanının da uzun yıllardır eğitim sektörü olduğunu, insanlığın gelişiminde bilgi ve bilimin önemi nedeniyle ”…” ibaresi ve marka sahibinin “…” olan soyadından esinlenerek ”…” markasının yaratıldığını, burada kötüniyet aranamayacağını, davacı tarafın iddialarının kabul edilebilir olmadığını, davacının münhasır hak ve yetkilerine vaki tecavüzden bahsedilemeyeceğini, ihlal ve haksız rekabet söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davacı markalarının ve davalı kullanımının anlamsal, fonetik ve görsel anlamda karıştırılma tehlikesi olduğu, davalının web sayfasının başında, okul binası üzerinde ve web sayfasındaki anlatım ve tanıtımlarında, tabela ve diğer bazı tanıtım emtiası kullanımlarında, davacının markalarındaki “…” ibaresi ile “… …” figürüne yer vermesinin, davacıya ait markaların tescilinden doğan hakların ihlali olarak SMK 7. ve 29. maddeleri kapsamında değerlendirilebileceği, davacı adına tescilli markalar açısından haksız rekabet oluşturabileceği, “…” ibaresinin 41.sınıftaki “Eğitim ve öğretim hizmetleri” açısından davacıya SMK’nın 6/6 bendi anlamında koruma sağlayabileceği, davalı şirketin kötü niyetli olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalının özel eğitim kurumu tabela ve diğer bazı tanıtım emtialarında “…” ibaresi ve … … figürünü kullanmasının davacıya ait markaların tescilinden doğan haklara tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, markaya tecavüzün durdurulmasına, önlenmesine, tüm sonuçları ile ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve durdurulmasına, davalının dava konusu ibareyi tanıtma vasıtası olarak kullandığı internet de dahil olmak üzere reklamların durdurulmasına ve kaldırılmasına, dava konusu ibareyi ihtiva eden her türlü cins, etiket, muhafaza ve ticari evrakın basılı her türlü evrakın, tanıtım malzemelerinin, işyeri tabelasının bulunuğu her yerden kaldırılmasına, “….com” adresli alan adının davalıya tahsisinin iptaline, kullanımına son verilmesine, kararın masrafı davalıya ait olmak üzere kararın kesinleşmesi ve davacının süresinde talebi halinde ulusal çapta yayın yapan bir gazetede bir defa ilanına karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı şirket vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemenin ihtiyat-i tedbir verirken de esas hakkında hüküm kurarken de gerekçe olarak sadece itiraz ettikleri hatalı bilirkişi raporuna dayandığını, marka hukukunda akademisyen bilirkişinin de aralarında bulunduğu yeni bir heyetten rapor alınması gerektiğini, bilirkişi raporunda müvekkilinin markasının, davacının markaları ile karıştırılma ihtimali yarattığının ortaya konulamadığını, müvekkilinin markası ile davacının markaları arasında herhangi bir ayniyet ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzerlik bulunmadığını, İcra ve İflâs Kanunu’nun 362/a maddesiyle özel okullar ile özel öğrenci yurt ve benzeri kurumların taşınır ve taşınmaz mallarının eğitim ve öğretim yılı içinde haczedilmesinin yasaklandığını, madde ile eğitim ve öğretim faaliyetinde yaşanacak aksaklıkların önüne geçilmesi amaçlandığını, kıyas yapılacak olursa ihtiyati tedbir kararının da ihtiyati haciz gibi olumsuz etkilerinden dolayı tatbik edilmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka alan adından ve ticaret unvanından doğan haklara tecavüzün tespiti ile haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenmesi istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının “…”, “… …” ve diğer “…” asli unsurlu markaları ile davalının “…” şeklindeki kullanımları arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, zira davalının, davacının markalarında yer alan “…” ibaresini ve … … figürünü davacı markalarının tescilli olduğu “41. Eğitim ve öğretim hizmetleri” sınıfında kullandığı, davalının web sayfası, okul binası, tabela
ve diğer bazı tanıtım emtiası üzerindeki kullanımları davacının tescilli markalarıyla iltibas yaratacak nitelikte olduğundan, davacı adına tescilli markalar açısından marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 210,55‬-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 28/09/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/10/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip