Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/1198
KARAR NO : 2022/1156
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/01/2021
NUMARASI : 2016/9 E. – 2021/17 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 25/01/2021 tarih ve 2016/9 E. – 2021/17 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkili tarafından davalıya taşıma hizmeti verildiğini, davalının bir kısım taşıma ücretini ödemediğini, bu nedenle davalı aleyhine başlatılan icra takibinin, davalının itirazı üzerine durduğunu, davalının icra takibine yaptığı itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline, davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki taşıma sözleşmesi uyarınca davacının 54.600 ton mal taşıması gerekirken 18.500 ton mal taşıdığını, kalan 46.500 ton malzemenin başka firmalarca taşındığını, müvekkilinin alternatif tedarikçiler aramak zorunda kaldığını, 2015 yılı içinde davacının hiç sevkiyat yapmadığını, taşıma sözleşmesinin 8.c. maddesinde, mazot birim fiyatında fon ve vergi indirimleri veya fiyat iskontosu durumunda orantılı olarak fiyatta iskonto uygulanacağına ilişkin hüküm bulunduğunu, sözleşmenin 8.b maddesi de dikkate alındığında mazot fiyatlarında artış olması durumunda davalı şirketin ton başına oluşan farkı artı yönlü olarak davacıya ödeyecekken, fiyat farkında eksi yönlü bir azalış olması durumunda bunun ton başına uygulanmasını talep edebileceğini, mazot birim fiyatındaki eksi yönlü hareketin dava sonra sözleşme yapılan diğer tedarikçi firmalara da yansıtıldığını, davacının, davalının nakliye temininde doğabilecek aksaklık nedeniyle davalının alternatif taşıma bulması halinde oluşacak maliyet farklarını davalı şirkete ödemesi gerektiğini, bu sebeple müvekkilinin 26.012,90 TL tutarlı iade faturasını karşı tarafa gönderdiğini, müvekkilinin cari hesap eksterine göre bakiye borç tutarının “0” olduğunu, nakliye sözleşmesinin 13. maddesi uyarınca mamul nakliye ve yükleme işi ile ilgili bilimum vergi, resim, harçlar, ihale pulu, noter masrafları ile ilan masraflarının davacıya ait olduğunun kararlaştırıldığını, buna rağmen davacının sözleşmeden doğan damga vergisini yatırmadığını, müvekkilinin, damga vergisi ödeme yükümlülüğü davacı da olmasına rağmen 21.08.2015 tarihinde damga vergisi beyannamesi vererek gecikme zammı ile birlikte 17.857,48 TL tahakkuk eden damga vergisini Ankara Vergi Dairesi Başkanlığına ödediğini, bu nedenle ödenen 17.857,48 TL bakımından takas definde bulunduklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalının defter kayıtlarına göre 2014 yılı itibariyle davalının davacıya toplam 70.027,51 TL borçlu olduğu, 2015 yılında 2 ayrı tarihte yapılan toplam 44.014,61 TL’lik ödemenin yapıldığı ve kalan 26.012,90 TL için tonaj fiyat farkı açıklamasıyla iade faturası kesildiği, damga vergisi ödemesi olan 17.857,48 TL’lik kısmın da alacak olarak kaydedildiği, her ne kadar tonaj farkı açıklamasıyla davalı tarafça anılan iade farkı faturası kesilmiş ve iade faturasının tanzim gerekçesi cevap dilekçesinde de açıklandığı üzere 3. kişilere yaptırılan alternatif taşıma maliyeti ve mazotta oluşan eksi yönlü fiyat farkı olarak gösterilmişse de, davacı tarafça taşınan mal sebebiyle davacıya ödenmesi gereken miktarın tamamının ödenmemesi ve ayrıca 3. kişilere taşımanın yaptırılacağı ve oluşan fiyat farkının davacıya yansıtılacağına yönelik davacıya herhangi bir bildirimin yapılmaması, ayrıca 2014 yılında tanzim edilen faturaların da itirazsız şekilde davalı defterlerine kaydedildiği hususları birlikte değerlendirildiğinde; davalının anılan hususlar bakımından bir alacak talebinde bulunamayacağı, davacının davalı tarafça itiraza uğramayan kalan hak edişinin davalıca ödenmesi gerektiği, taraflar arasındaki nakliye sözleşmesinin 11 ve 13. maddeleri uyarınca vergilerin tamamının davacı nakliyeciye ait olduğunun açık bir şekilde düzenlendiği, buna rağmen damga vergisi borcunun davalı tarafça ödendiği görülmekle birlikte akabinde davalı tarafça davacı aleyhine Ankara 15. İcra Müdürlüğünün 2015/23935 Esas sayılı takip dosyası üzerinden yapılan takip neticesinde davacı tarafça ödemenin ferileriyle birlikte davalıya yapıldığı ve dosyaya yapılan bu ödeme sebebiyle davalı tarafça yapılan damga vergisi ödemesinin davacının alacağından düşülemeyeceği, davalının ileri sürdüğü takas def’ine yönelik şartların da oluşmadığı, davalının temerrüdünün kısmi ödemenin yapıldığı 25/05/2015 tarihinde gerçekleştiği görüldüğünden 07/07/2020 tarihli bilirkişi raporunda faiz alacağına yönelik yapılan hesaplamaya itibar edildiği ve işlemiş faiz tutarının 227,62 TL olarak belirlendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, Ankara 3. İcra müdürlüğünün 2015/15616 E. Sayılı takip dosyasında davalının vaki itirazının kısmen iptali ile takibin 26.012,90 TL asıl alacak 227,62 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 26.240,52 TL üzerinden takip talebindeki koşullarla devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, hükmolunan alacağın %20si üzerinden hesaplanan 5.248,10 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, icra takibi açılmadan önce Bilecik Noterliğinin 26.05.2015 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davacıya maliyet farkının yansıtılacağının bildirildiğini, bu bağlamda 26.012,90 TL’lik iade faturasının davacıya gönderildiğini, dolayısıyla mahkemenin “herhangi bir bildirim yapılmadığı” yönündeki tespitinin yerinde olmadığını, davacının sorumlu olduğu damga vergisini ödemeleri nedeniyle davacı aleyhine başlattıkları icra takibinin halen derdest olup, davacı tarafça itiraz edildiğini, bu nedenle mahkemece takas-mahsup yoluyla takas edilmesi yönündeki taleplerinin, şartların oluşmadığı gerekçesiyle reddedilmesinin doğru olmadığını, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin yerinde bulunmadığını, zira icra takibine konu alacağın likit olmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 5.c. maddesi kapsamında davacının üstlendiği taşıma edimini eksik ifa ettiğini, bu nedenle müvekkilinin alternatif tedarikçiler aramak zorunda kaldığını, nakliye sözleşmesinin 8.c. maddesi ile 9.b. ve 9.c. maddeleri uyarınca bu nedenle oluşacak maliyet farklarından davacının sorumlu olduğunu, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, taşıma ücretinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, taraflar arasında taşıma sözleşmesi olduğu ve bu kapsamda davacının, davalıya taşıma hizmeti verdiği, davacı tarafından düzenlenen taşıma ücretine ilişkin faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafından düzenlenen tonaj fiyat farkı açıklamalı 26.012,90 TL’lik iade faturasının, davacı tarafından kabul edilmeyerek davalıya iade edildiği, buna göre davacının yaptığı taşımanın ücretinin davacıya tam olarak ödenmediği, davalı tarafından 3. kişilere taşımanın yaptırılacağı ve oluşan fiyat farkının davacıya yansıtılacağına yönelik davacıya herhangi bir bildirimde bulunulmadığı gibi davacı tarafından 2014 yılında yapılan taşımalara ilişkin düzenlenen faturaların da itirazsız şekilde davalı defterlerine kaydedildiği gözetildiğinde, davalının bu yöne ilişkin savunmasının yerinde olmadığı, davalının takas define dayanak yaptığı alacağın, başlatılan icra takip dosyasında davacı tarafından davalıya ödendiği, bu itibarla somut olayda takas şartlarının da oluşmadığı, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca yapılan taşıma bedellerinin likit olduğu ve bu itibarla mahkemece icra inkar tazminatına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, her ne kadar kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olduğu hususu bir istinaf itirazı olarak ileri sürülmüş ise de, kısa kararda “takibin 26.012,90 TL asıl alacak 227,62 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 22.240,52 TL üzerinden takip talebindeki koşullarla devamına fazlaya ilişkin istemin reddine” şeklinde karar verildiği, burada yazılan “22.240,52 TL” ibaresinin maddi hataya dayalı olduğunun açık bulunduğu, nitekim icra inkar tazminatının da “26.240,52 TL” üzerinden hesaplandığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gereken 1.792,48.TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 448,46.TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 1.344,02.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı vekili tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf kararının tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/09/2022 tarihinde HMK 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/10/2022
Başkan
…
Üye
…
Üye
…
Katip
…