Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1195 E. 2021/1087 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/10/2018
NUMARASI : ….

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 23/10/2018 tarih ve…..sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki neticesinde davacının davalıdan alacağına karşılık olmak üzere 30.06.2016 tarihli 40.000,48 -TL bedelli, 31.05.2016 tarihli 40.000,48 .-TL bedelli 2 adet fatura düzenlediğini, ancak söz konusu faturalara dayalı borcun, davalı borçlu tarafından ödenmemesi üzerine Ankara 16. İcra Müdürlüğünün …. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının borca ve ferilerine itiraz ettiğini, davalının itiraz, dilekçesindeki iddialarının tamamının soyut, genel, geçersiz, hukuka aykırı ve aynı zamanda haksız olduğunu ileri sürerek, davanın kabulü ile, davalının Ankara 16. İcra Müdürlüğünün….. sayılı dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının icra takibine konu ettiği fatura bedellerinin banka kanalıyla davacıya ödendiğini, buna rağmen icra takibi başlatan davacının kötü niyetli olduğunu savunarak davanın reddi ile kötü niyet tazminatının tahsilini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacı tarafça icra takibine konu edilen fatura tutarlarının , davalı tarafça ödendiğinin dosyaya sunulan ödeme belgeleri ve taraflara ait ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde tanzim edilen rapor içeriği ile kanıtlanmış olduğu gerekçesiyle davanın reddine, davalının kötüniyet tazminatı talebininde yasal koşulların oluşmadığından reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, davacıya ait 7 adet servis aracının, davalının üstlendiği taşıma işinin ifası için davalıya tahsis edildiğini, tahsis edilen araçlara ilişkin icra takibine konu edilen faturaların düzenlendiğini ancak fatura bedellerinin müvekkiline ödenmediğini, söz konusu araçlara ilişkin taraflar arasındaki mutabakatta varılan fiyatlar daha yüksek olmasına rağmen davalı yanın talebi üzerine fiyatlar düşük gösterilmek suretiyle faturaların düzlendiğini, taraflarca anlaşılan fiyatlara ilişkin listenin dosyaya sunulduğunu, buna göre davalının 7 adet araçla ilgili olarak aylık ödenmesi gereken tutarın 70,000 TL olduğunu ve davalının 2016 yılının Mayıs ayına kadar bu şekilde ödeme yaptığını, davacının davalıdan ,2016 yılının Mayıs ayından kaynaklanan bakiye 31.050,00 TL , Haziran ayından kaynaklanan 48.727,00 TL alacağı bulunduğunu ve bu tutardan davalı tarafça yapılan ödeme düşüldükten sonra toplam 55.727,00 TL alacaklı olduklarınıi taraflarca kararlaştırılan miktar daha yüksek olmasına karşın KDV’nin iki tarafça bölüşülmesine karar verildiği için faturaların 40.000,48 TL üzerinden düzenlendiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, itirazın iptali davalarının , icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir dava olduğu, davanın takibe bağlılığının, alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerli bulunduğu (YHGK’nın 2017/19-919 Esas 2019/886 Karar sayılı ilamı), somut olayda dava konusu icra takibinde 31/05/2016 ve 30/06/2016 tarihli her biri 40.000,48 TL bedelli 2 adet faturaya dayanıldığı ve bu faturalardan kaynaklanan bakiye 55.272,00 TL alacağın ve 2.287,40 TL işlemiş faizinin talep edildiği, anılan fatura tutarlarının davalı tarafça ödendiğinin hem dosyaya sunulan ödeme belgeleri hem de taraf defterlerinin incelendiği bilirkişi raporu ile sabit olduğu, bu itibarla mahkemece yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 35,90 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 23,40 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/09/2021 tarihinde HMK 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 25/09/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip