Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1194 E. 2022/690 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1194
KARAR NO : 2022/690
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/03/2021
NUMARASI : 2020/274 E. – 2021/351 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan İtirazın İptali

Taraflar arasında görülen davada Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 18/03/2021 tarih ve 2020/274 E. – 2021/351 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraflarca istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin belirli tarihler arasında davalı … Belediyesinin bölgesine giren alanda, davalı … Belediyesi ile yapılan ihale sureti ile katı atıkların toplanması işini gerçekleştirdiğini, davalı … Belediyesi tarafından müvekkilinin alacaklı olduğu 4.790.154,45-TL’nin ödenmemesi üzerine 15/05/2015 tarihli ihtarname keşide edildiğini, davalı Belediyenin ilgili ihtarnameye, 21/05/2015 tarihli yazısı ile ekonomik sebeplerle gecikme yaşandığını, 4.790.154,45-TL’nin en kısa sürede ödeneceğini belirttiğini ancak 1.505.154,45-TL’nin ödenmemesi üzerine, işlemiş 58.886,59-TL’lik faizi ile birlikte toplam 1.564.041,04-TL için Eskişehir 6. İcra Müdürlüğünün 2015/16681 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlu Belediyenin ”…takip tarihine kadar işlemiş ve takip tarihinden sonra işleyecek avans faizi talebini kabul etmediğini, işlemiş ve işleyecek faize itiraz ediyoruz…” şeklindeki ödeme emrine itirazı üzerine, Eskişehir 6. İcra Müdürlüğü tarafından 24/10/2015 tarihinde takibin faiz yönünden durdurulmasına karar verildiğini, gelinen bu aşamada, iş bu davayı açma zorunluluğu taraflarınca hasıl olduğunu, avans faizi işletilmesi talebinin usul ve yasaya uygun olduğunu ileri sürerek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin avans faizi borcu bulunmadığını, davacı vekilince icra takibinin hangi fatura/hak ediş alacağına ilişkin olduğu kesin olarak belli olmadığını, davacı ile müvekkili idare arasında yapılan ihaleye bağlı olarak açık cari hesap bulunduğunu, olup ihtarnameye cevaplarında da belirttikleri üzere müvekkili idarenin ekonomik durumuna göre söz konusu bakiye borcu kısmi ödemeler şeklinde davacıya haricen ödendiğini ve halen de ödenmekte olduğunu, davacının avans faiz talebinde bulunması usul ve yasaya uygun olmadığı gibi hakkaniyete de uygun düşmediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında yapılan 05/12/2016 tarihli protokole göre Eskişehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24/11/2016 tarih 2015/1889 E, 2016/250 K sayılı kararına göre toplam 203.000 TL’nin davacı Şirkete ödenmesi hususunda anlaştıkları, 05/12/2016 tarihli protokol gereğince borcun davalıya ödendiği gerekçesi ile davanın konusu kalmaması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesinin hatalı bulunduğunu, davalı-borçlunun asıl alacağa itirazı bulunmadığını, uyuşmazlığın icra dosyasında takip tarihine kadar işlemiş avans faizi ve takip tarihinden sonra avans faizi avans faizi işletilip işletilmeyeceği ile ilgili bulunduğunu, bilirkişi incelemesi sonrasında düzenlenen 16.05.2016 tarihli raporda davalının faiz borcunun 58.886,59 TL olduğu sabit olduğundan davalı borçlunun itirazında haksız olduğu sabit hale geldiğini, davanın görevsiz mahkeme tarafından verilen karar gibi kabulü yönünde hüküm kurulması gerektiğini, diğer yandan vekalet ücretinin nispi yerine maktu olarak hükmedilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca görevsizlik kararı nedeniyle 3.400,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, yasal süresi içerisinde aleyhe yapılan ilamsız icra takibinde asıl alacak kabul edilerek fazla talep edilen işlemiş faize ve faiz oranına haklı olarak itirazda bulunulduğunu, mahkeme tarafından esasa girilmeden davanın konusuz kaldığına dair kararının yasa ve usule aykırı olduğunu, müvekkilinin görevsiz mahkemenin kararı ve cebri icra nedeni ile ödeme yapdığını, davacının avans faiz talebinde bulunmasının usul ve yasaya uygun olmadığını, davanın esasına ilişkin herhangi bir karar verilmediğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE :1-Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağa yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere, mahkemece, taraflar arasında yapılan 05/12/2016 tarihli protokole göre tarafların 203.000 TL’nin davacı Şirkete ödenmesi hususunda anlaştıkları, 05/12/2016 tarihli protokol gereğince borcun davalıya ödendiği gerekçesi ile davanın konusu kalmaması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Oysa dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinden, taraflar arasında taşıma sözleşmesinin bulunduğu, davacının bu taşıma sözleşmesi kapsamında alacağının bulunduğundan bahisle davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının bu icra takebine sadece faiz alacağı yönünden itiraz ettiği, iş bu davanın konusunun davacının davalıdan aralarındaki taşıma sözleşmesinden kaynaklanan borç nedeniyle faiz alacağının olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
Bu hususta yapılan yargılama sonucunda görevsiz mahkemece hüküm kurulduğu, görevsiz mahkemece kurulan hükmün infaza konulması neticesinde mahkemenin yukarıda belirttiği protokolün taraflar arasında yapıldığı, tarafların da her aşamada belirttiği üzere, bu protokolün mahkeme kararı sonrasında ve cebri icra tehdidi altında yapıldığı anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamında bulunan bilgi ve beyanlara göre, dosyada bulunan anlaşmanın önceki mahkeme kararı neticesinde yapıldığının ve her şeyden önce tarafların uyuşmazlığı anlaşma yolu ile kapatmaları yönünde bir iradelerinin olmadığının dosya kapsamından çok açık bir şekilde anlaşılmasına rağmen, mahkemece işin esasının incelenerek bir hüküm kurması gerekirken yazılı şekilde, esasa ilişkin hiçbir inceleme yapılmaksızın karar vermesinin dosya kapsamı ile uyumlu bulunmadığı anlaşılmaktadır.
HMK’nın 341. vd. maddelerinde bir kanun yolu olarak düzenlenen istinafın amacı, ilk derece mahkemesince verilen kararın denetlenmesi ve kararın yerinde görülmemesi halinde yeniden yargılama yapılarak hüküm kurulmasıdır. Burada, temyizden farklı olarak ilk derece mahkemesi kararı yalnızca hukuka uygunluk yönünden değil maddi yönden de denetlenmektedir. İlk derece mahkemesi kararı yerinde değilse kural olarak istinaf mahkemesinin, ilk derece mahkemesinin kararını kaldırması ve ilk derece mahkemesi yerine gerekirse yeniden yargılama da yaparak karar vermesi gerekir.
Ancak, HMK’nın 353/1-a. maddesinde düzenlenen yargılamaya ilişkin bazı temel usul hatalarının bulunması halinde ise istinaf incelemesi sonunda yeniden karar verilmesi söz konusu olmayıp, kararın kaldırılarak dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması hali de düzenlenmiştir. Gerçekten de ilk derece mahkemesince, taraflarca gösterilen delillerin hiç değerlendirilmeden karar verilmesi ve delillerin ilk defa istinaf aşamasında değerlendirilmesi halinde taraflar, maddi vakıa denetimi yönünden iki dereceli incelemeden mahrum kalacak ve adil yargılanma hakkının unsurlarından olan hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilecektir.
Somut olaya bu açıdan bakıldığında, tarafların hiçbir delili irdelenmemiş, esasa ilişkin bir karar verilmemiştir. Bu itibarla, yapılan açıklamalar çerçevesinde mahkemece, dosya kapsamında bulunan deliller çerçevesinde esasa yönelik bir karar verilmesi gerektiğinden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.
2-Kaldırma kararının niteliğine göre taraf vekillerinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1- HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince taraf vekillerinin istinaf itirazların kabulü ile, Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 18/03/2021 tarih ve 2020/274 E. – 2021/351 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Taraf vekillerinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Taraflarca yatırılan 59,30’ar TL maktu istinaf karar ve ilam harçlarının istek halinde taraflara iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
7-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 26/05/2022 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 26/05/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip