Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1191 E. 2023/1092 K. 22.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/1191 – 2023/1092
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1191
KARAR NO : 2023/1092
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/02/2021
NUMARASI : 2018/738 E. – 2021/67 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Maddi Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 04/02/2021 tarih ve 2018/738 Esas – 2021/67 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkili tarafından 06/04/2018 tarihinde davalıya taşınmak üzere içinde davlumbaz, buzdolabı ve çamaşır makinesinin bulunduğu kargonun hasarsız olarak teslim edildiğini, taşıma sırasında bu malların hasara uğradığını, bu nedenle müşteri tarafından kargonun kabul edilmediğini ve geri çevrildiğini, davalı Şirketten zararın tazmini taleplerinin cevapsız bırakıldığını ve hasarlı ürünlerin uzun bir süre davalının yed’inde haksız yere tutulduğunu, davalının taşıma kurallarına aykırı davranarak müvekkilinin zararına sebebiyet verdiğini ileri sürerek, 14.457,37 TL maddi tazminatın zarar tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin taşıyıcı olarak kendisinden beklenen tüm dikkat ve özeni gösterdiğini, taşıma sırasında müvekkiline izafe edilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığını, taşıma sebebiyle bir zarar oluştuğunun kabulü halinde dahi müvekkiline sorumluluk yüklenemeyeceğini, mevzuat gereğince kargo içeriğini koruyacak nitelikte ve taşımaya uygun olarak yapılmamış ambalaj sebebi ile meydana gelecek hasardan gönderenin sorumlu olması gerektiğini, kargonun teslimi anında kargonun içeriği ve değerinin müvekkili taşıyana bildirilmediğini, somut olayda tam tazminata hükmedilmesini gerektiren koşulların bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının davalı kargo şirketine teslim ettiği malların taşıma sırasında hasarlandığı, 6102 sayılı TTK’nın 875. maddesi gereğince taşıyıcının, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumlu olduğu, aynı Kanunun 876. maddesinde ise “Ziya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur.” hükmüne yer verildiği, davalı taşıyıcının taşıma konusu malların taşınması sırasında kusurlu ifada bulunmuş olup ürünlerin hasarlanmasının taşıma sırasındaki sert bir darbeye maruz kalmalarından kaynaklandığı, bu nedenle, dava konusu taşıma akdine aykırı ve kusurlu davranışı nedeni ile doğan davacı zararını davalı taşıyıcının tazminle yükümlü olduğu, ürünlerin KDV ve hurda tutarı mahsup edilerek yapılan hesaplamaya göre davacı zararının 12.012,45 TL bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 12.012,45 TL’nin 18.04.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili,göndericinin, teslim ettiği kargoya ilişkin tüm bilgileri doğru ve eksiksiz olarak taşıyıcıya bildirmek zorunda olduğunu, eksik bildirimden kaynaklanan sorumluluğun ise gönderene ait bulunduğunu, davacının, taşınmak üzere müvekkiline teslim ettiği kargo ile ilgili teslim sırasında bilgi vermediğini, buna rağmen kargo içeriğinde … marka davlumbaz, … marka buzdolabı ve … marka çamaşır makinesinin bulunduğunu iddia etmesinin hakkın açıkça kötüye kullanılması niteliğinde bulunduğunu, davacının, taşınmak üzere müvekkiline teslim edilen kargo içeriğinde tazminat talebinde ileri sürdüğü vasıfta eşya bulunduğunu TTK’nın 858. maddesi uyarınca ispat zorunda olduğunu, gönderenin sorumluluğundaki kargo ambalajının yetersiz yapılması nedeniyle davacı gönderenin kusursuz sorumluluğunun bulunduğunu, müvekkilinin iddia olunan hasar nedeniyle herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, istinafa konu kararda yer alan “…davalı taşıyıcı şirket Şirket taşıma konusu malların taşınması sırasında kusurlu ifada bulunmuş olup ürünlerin hasarlanmasının taşıma sırasındaki sert bir darbeye maruz kalmalarından kaynaklandığı bilirkişi raporları ve dosyamıza sunulan ürünlerin hasarlı fotoğrafları ile sabittir…” şeklindeki gerekçenin somut bir delile dayanmadığını, tamamen davacının iddiasının doğru olduğu varsayılarak gerekçe oluşturulduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun, teslimin üzerinden iki yılı aşkın süre geçtikten sonra yerinde yapılan inceleme sırasında davacının gösterdiği ürünlerin incelenmesi ile düzenlendiğini, yerinde yapılan inceleme sırasında davacının gösterdiği ürünlerin taşımaya konu ürünler olup olmadığı konusunda değerlendirme yapılmadığını, davacı iddiasına itibar edilerek davacının inceleme sırasında gösterdiği eşyanın taşımaya konu eşya olduğunun kabul edildiğini, içeriği bilinmeyen kargo için taşıyıcının uyarı yapması gerektiği iddiası ve kabulünün hayatın akışına aykırı olduğunu, davacının beyaz eşya ticareti yapan tacir olması nedeniyle taşıttığı eşyanın ambalajlanması konusunda basiretli davranması gerektiğinden bu hususta müvekkilinin sorumluluğuna gidilemeyeceğini, KDV tutarının zarardan mahsup edilmediğini, gerekçeli kararda, davacının tek taraflı düzenlediği ve müvekkiline tebliğ edildiğine dair bir kayıt bulunmayan 18.04.2018 tarihli yazı ile müvekkilinin temerrüde düştüğü kabul edilerek faiz başlangıcının belirlendiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, taşıma sözleşmesine aykırılık iddiasına dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, taraflar arasında taşıma ilişkisinin bulunduğu konusunda bir uyuşmazlığın olmadığı, TTK’nın 875. maddesi uyarınca taşıyıcının, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından alıcısına teslimine kadar geçecek süre içinde uğradığı hasardan sorumlu bulunduğu, somut olayda da davalıya sağlam olarak teslim edilen eşyaların, taşıma sırasında hasara uğradığı, davalı tarafça, kendisini sorumluluktan kurtaran bir halin de ispat edilemediği, her ne kadar davacının, taşımaya konu malların niteliği hakkında davalıya bilgi vermediği savunulmuş ise de ürünlerin niteliği ile ürün ambalajlarında içindeki ürünün cinslerinin yazılması karşısında bu savunmanın yerinde olmadığı, davacı tarafça talep edilebilecek tazminat tutarının da usulünce tespit edildiği, davalı eyleminin aynı zamanda haksız fiil niteliğinde bulunması nedeniyle zarar tarihi itibariyle davalının temerrüte düştüğü anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 820,57 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 264,55 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 556,02‬ TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği ve harç tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/09/2023 tarihinde HMK 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/09/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.