Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
…..
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
…..
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
…..
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/03/2021
NUMARASI …..
DAVANIN KONUSU : Maddi ve Manevi Tazminat, Cezai Şart Alacağı
Taraflar arasında görülen davada Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 22/03/2021 tarih ve …… sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, davalı …….13/12/2013 tarihinde müvekkili şirkette elektrik teknisyeni olarak hizmet akdi ile çalışmaya başladığını, davalının hizmet süresi boyunca müvekkili Şirketin faaliyet kapsamı içinde kalan bagaj taşıma sistemleri, yolcu köprüleri gibi özel sistemler üzerinde teknik bakım, onarım, kurulum gibi faaliyetlerde yer aldığını, davalının 20/11/2018 tarihinde istifa dilekçesini vererek görevinden ayrıldığını, bunun üzerine ihbar süresi sonunda çıkış işlemlerinin yapıldığını ve tüm haklarının ödenerek hizmet akdinin 18/01/2019 tarihinde sona erdiğini, davalının yaptığı iş nedeniyle müvekkilinin hangi havalimanlarına ne tür mal ve hizmetleri, ne koşullarla verdiğini bilen bir çalışan olduğunu, müvekkilinin faaliyet konusunu oluşturan cihaz ve sistemlere ilişkin detaylı bilgi ve beceriye sahip bulunduğunu, davalının hizmet akdinin 9. maddesine aykırı davranarak 20/07/2017 tarihinde … unvanlı bir firma kurduğunun sonradan öğrenildiğini, davalının rekabet yasağına aykırı olarak müvekkili şirket müşterilerine teklif verdiğinin ve iş aldığının anlaşıldığını, müvekkilinin başka çalışanlarını da ayartmak suretiyle haksız rekabet eylemi gerçekleştirdiğini ileri sürerek, 98.966,40 TL cezai şart ile 10.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın dilekçesinde yer alan iddiaların gerçeğe aykırı olduğunu, haksız kazanç elde etme amacına yönelik bulunduğunu, davacının mahkeme kanaatini etkilemeye yönelik kötü niyetli iddialar ileri sürdüğünü savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlığın iş sözleşmesinden kaynaklandığı, dava konusu haksız rekabet eylemlerinin de iş sözleşmesinin geçerli olduğu dönemde başlayıp devam ettiğinin davacı tarafça iddia edildiği, iş mahkemelerinin, ticaret mahkemelerine göre daha özel yetkili mahkemeler olduğu, işbu davanın da, özel yetkili mahkemede görülmesi gerektiği ve davanın birlikte görülmesinde yarar da bulunduğu, bu nedenle dosyanın tefrik edilmeksizin, iş mahkemesinin ihtisas mahkemesi niteliğinde bulunması karşısında, uyuşmazlığın çözümünde iş mahkemesinin görevli olduğu, mahkemenin görevinin kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında gözetileceği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen rekabet yasağı anlaşmasına aykırı davranan davalıya karşı eldeki davanın açıldığını, Borçlar Kanunu’nun 444. maddesinin, hizmet akdinin sona ermesinden sonra yapılmaması gereken bir hususta düzenleme getirdiğini, işbu davaya dayanak oluşturan, taraflar arasında kabul edilen rekabet yasağı anlaşmasının da anılan TBK’nın 444. maddesi doğrultusunda hazırlandığını, işbu davada, iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra 2 yıl süreyle geçerli olacağı kararlaştırılan rekabet yasağına dayanılarak talepte bulunulduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince belirtilenin aksine, uyuşmazlığın iş sözleşmesinden kaynaklanmadığını ve mutlak ticari dava niteliğinde bulunduğunu, dolayısıyla davaya bakma görevinin ticaret mahkemesine ait olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, rekabet yasağı sözleşmesine aykırılık iddiasına dayalı cezai şart alacağı ile haksız rekabetten kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı tarafça, davalının henüz iş akdinin devam ettiği dönemdeki eylemlerinin de dava konusu edildiği, bu talep yönünden davaya bakma görevinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 1. maddesi ile 7036 sayılı Kanun’un 5. maddesi uyarınca iş mahkemesine ait olduğu, her ne kadar davalının iş akdinden sonraki eylemleri nedeniyle de cezai şart alacağı talebinde bulunulmuş ve bu yönden davaya bakma görevi iş mahkemesine ait değil ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesinde usul ekonomisi ilkesinin düzenlendiği, buna göre hâkimin, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu, aynı Kanun’un 166. maddesinde de bağlantılı davaların birleştirilebileceğinin öngörüldüğü, HGK’nın 14.02.2019 tarih,….. Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere bağlantılı davaların daha özel nitelikteki mahkemede görülmesinin, göreve ilişkin usul kurallarına uygun düşeceği hususları birlikte değerlendirdiğinde, bu yönden de davaya iş mahkemesinde bakılması gerektiği, nitekim Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin …… sayılı ilamında da, esasında iş mahkemesinin görevinde olmayan bir davanın, iş mahkemesindeki dava ile arasında hukuki ve fiili irtibat bulunması halinde, özel görevli iş mahkemesinde görülmesi gerektiğinin belirtildiği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan maktu harcın mahsubu ile yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 30/09/2021 tarihinde HMK 362/1-c maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 26/10/2021
…..
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.