Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1185 E. 2023/1112 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/1185 – 2023/1112
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1185
KARAR NO : 2023/1112
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/04/2021
NUMARASI : 2020/269 E. – 2021/175 K.

DAVACI
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 22/04/2021 Tarih ve 2020/269 Esas – 2021/175 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkili Şirketin “…” ibareli markaların sahibi olduğunu, davalı gerçek kişinin bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibareli başvurusuna yaptıkları itirazlarının nihai olarak dava konusu YİDK kararı ile reddedildiğini, oysa müvekkilinin 1961 yılından bu yana özellikle bisküviler, krakerler, gofretler, pastalar, tartlar, kekler vs. ürünlerin imali, ithali, ihracı ve ticareti alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin “…” ibaresini ilk olarak 2007 yılında tescil ettirdiğini ve yatırımlar yaparak markalarını arttırdığını, müvekkilinin markaları ile davalı başvurusu arasında iltibas tehlikesinin bulunduğunu, “…” ibaresinin zayıf /tanımlayıcı bir ibare olmadığını ve anılan ibarenin müvekkilini işaret ettiğine dair birçok mahkeme kararı bulunduğunu, ayrıca müvekkiline ait “… “ibareli markalarının uzun süredir beri kullanılması nedenle ayırt ediciliğinin yükseldiğini, dava konusu başvuru kapsamında yer alan malların müvekkilinin markalarının kapsamında da yer aldığını, iltibas değerlendirmesinde ortalama tüketici kriterinin dikkate alınması gerektiğini ileri sürerek, YİDK’in 2020-M-4275 sayılı kararının iptaline, başvurunun tescili halinde hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, taraf markaları arasında iltibasa neden olacak bir benzerlik bulunmadığını, “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin zayıf olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu başvuru ile davacının marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığı, bu sebeple taraf markaları arasında ilişkilendirme de dâhil olmak üzere karıştırılma ihtimali olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, taraf markaları arasında iltibasa neden olacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, müvekkilinin markalarının asli unsurunu oluşturan “…” ibaresinin, dava konusu markada aynen yer aldığını, dava konusu başvurunun müvekkilinin seri markası olarak algılanacağını, emtia benzerliğine ilişkin şartın da gerçekleştiğini, davalının benzer şekildeki marka başvuruları hakkında açılan davalarda taraf markalarının benzer görüldüğünü, markalarda ortak olarak yer alan “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin zayıf olmadığını ve yoğun kullanım sonucu müvekkili ile özdeşleştiğini, bu yönde birçok mahkeme kararı bulunduğunu, ayrıca “…” ibaresi müvekkili adına tescilli olduğundan, korunması gerektiğini, iltibas incelemesi yapılırken ortalama tüketici kriterinin yok sayıldığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ile marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, dava konusu “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin olmadığı, zira dava konusu başvurunun siyah zemin üzerine bronz renkli daire içerisinde yine bronz renkte yazılı “…” ibaresi ile bu ibarenin hemen altına konumlandırılmış “…” kelimesi ve bu sözcüğün altına çok küçük puntolarla silik şekilde yazılan “… …” ibaresinden oluştuğu, bu hali ile dava konusu başvurunun asli unsurunu “… …” ibaresinin oluşturduğu, dava konusu başvuruda yer alan “…” ibaresinin öne çıkarılmadığı ve başvurudaki konumlandırma şekli ve yazım tarzı itibariyle tali unsur niteliğinde bulunduğu, ayrıca Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 26/09/2022 tarihli, 2021/1685-2022/6319 E/K sayılı ilamında da belirtildiği üzere “…” ibaresinin sağlıklı, zinde, formda, uygun, vs. anlamlarına geldiği ve gıda maddeleri yönünden ayırt ediciliğinin düşük düzeyde olduğu, buna göre taraf markaları arasında emtia benzerliği şartının gerçekleştiği uyuşmazlık konusu gıda malları yönünden tescili istenen dava konusu başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlandığının kabulünün gerektiği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı şirketin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 210,55-TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 28/09/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH :15/10/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.