Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1181 E. 2023/1118 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1181
KARAR NO : 2023/1118
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/10/2020
NUMARASI : 2019/433 E. – 2020/278 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 06/10/2020 Tarih ve 2019/433 Esas – 2020/278 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalı gerçek kişinin bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibareli başvurusuna yaptıkları itirazlarının nihai olarak dava konusu YİDK kararı ile reddedildiğini, oysa tarafların markaları arasında iltibas bulunduğunu, dava konusu başvurunun müvekkilinin seri markası olarak algılanacağını ve müvekkilinin markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını ileri sürerek, YİDK’in 2019-M-9098 sayılı kararının iptaline, başvurunun tescili halinde hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, taraf markaları arasında iltibasa neden olacak bir benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, taraf markalarının görsel, işitsel ve kavramsal olarak farklı olduğu, ilgili tüketicinin dava konusu markayı, davacı markalarının tescilli bulunduğu aynı/aynı tür ya da benzer ürünler üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde farklı marka ile karşı karşıya olduğunu anlayabileceği, taraf markalarının birbiri ile ilişkilendirme ihtimalinin  bulunmadığı, somut olay bakımından SMK’nın 6/5 maddesindeki koşulların da oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, taraf markaları arasında iltibasa neden olacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, dava konusu markanın müvekkilinin markalarının serisi olarak algılanacağını, dava konusu başvurunun müvekkilinin markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” ibareli markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, zira tarafların marka işaretleri arasında anlamsal farklılık bulunduğu gibi işaretlerin ilk harflerinden kaynaklı baskın bir işitsel farklılığın da olduğu, markaların asli unsurları arasında yalnızca tek harften kaynaklanan farklılığın bulunması, her zaman marka işaretleri arasında benzerlik bulunduğu şeklinde yorumlanamayacağı, somut olaydaki gibi marka işaretleri arasında anlamsal farklılığın bulunmasının ve farklılığı oluşturan harfin telaffuzunun ayırt ediciliği sağlamaya elverişli olabileceği, nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 19/06/2017 tarih, 2016/1186 esas, 2017/3875 karar sayılı ilamı ile “…” ve “…” ibareleri arasında benzerlik olmadığının kabul edildiği, ayrıca marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığından, davacının itirazına mesnet markalarının tanınmış olup olmadığının sonuca etkili bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 210,55-TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 28/09/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/10/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip