Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1175 E. 2023/1101 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1175
KARAR NO : 2023/1101
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/12/2020
NUMARASI : 2020/177 E. – 2020/380 K.

DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 24/12/2020 tarih ve 2020/177 E. – 2020/380 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 2018/62668 Sayılı ve “…” ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalının, bu marka ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “… …+şekil” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, 2019/31002 sayılı başvurunun ilanı üzerine müvekkili tarafından itirazda bulunulduğunu, ancak itirazın kısmen reddedildiğini, kısmi ret kararına karşı davalı şirketin yeniden incelenmesi talebinin YİDK tarafından kısmen kabul edilerek “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler” emtiasının marka başvurusuna tekrar eklenmesine karar verildiğini, oysa müvekkilinin 2018/62668 tescil numaralı “…” ibareli markanın maliki olduğunu, müvekkiline ait “…” ibareli marka ile itiraza konu “… …” markasının görünüş, renk, okunuş ve telaffuz açısından birebir aynı olduğunu, müvekkilinin 2019/75537 tescil numaralı “…” ibareli markasının 07, 35 ve 43. sınıfta tescilli, 2019/68117 tescil numaralı “…” ibareli, 2019/44840 tescil numaralı “…” ibareli, 2019/14224 tescil numaralı “…” ibareli, 2018/62668 tescil numaralı “…” ibareli, 2018/116691 tescil numaralı “…” ibareli markalarının 30. Sınıfta tescilli olduğunu, itiraza konu başvurunun da 30. Sınıfta tescil talebinde bulunulduğunu, davaya konu marka müracaatının tescil talep edilen 30. Sınıftaki tüm emtia yönünden tamamen reddi ve yine benzer olması ve kapsaması sebebi ile 29. ve 35. Sınıftaki tüm emtia yönünden de tamamen reddinin gerektiğini, itiraza konu “… …+şekil” markası ile müvekkiline ait “…” ibareli markanın iltibas yaratacak şekilde ve halkı yanıltacak mahiyette olduğunu, başvurunun kötüniyetle yapıldığını ve müvekkilinin tanınmışlığına zarar verdiğini ileri sürerek, YİDK’nın 2020-M-2329 sayılı kararın iptali ile dava konusu 2019/31002 başvuru numaralı “… …+şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, dava konusu YİDK kararının yerinde olduğunu, 2019/31002 sayılı “… …” ibareli başvuru ile davacıya ait “…” ibareli markaların, işaret bağlamında 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesi anlamında benzer bulunduğunu, “…” ibaresinin “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler.” emtiası açısından ayırt ediciliği haiz olmayan bir ibare olduğunu, davacı markasının koruma kapsamında yer alan hizmetlerle aynı, benzer ve/veya ilişkili türden olan 30. sınıftaki emtianın davacının başvuruya itirazı üzerine davalının mal/hizmet listesinden çıkartıldığını, başvuruda kalan mal/hizmetlerin davacının itiraz konusu markasının eşya listesi kapsamında yer almadığını, başvuru kapsamında yer alan mal/hizmetler yönünden markalar arasında iltibas ihtimalinin bulunmadığını, davalı başvurusunda yer alan emtia/hizmetler ile davacı markasının eşya listesinde yer alan emtianın, hitap ettiği tüketici kesiminin özellikleri de dikkate alındığında benzer ihtiyaçları gidermediklerini, markaların kapsadığı farklı emtia gözönüne alındığında, “… …+şekil” ibareli markanın, davacıya ait “…” ibareli markaları akla getirmediğini, davacı vekilinin, davalı başvurusunun kötüniyetli olduğu yönündeki iddialarının da hukuka uygun olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, davacı tarafın markanın kullanımına ilişkin tek bir fatura sunmadığını, davacı tarafın gümrük memuru olduğunun ve markanın kullanılmadığının davacının sessiz kalmasıyla ortaya çıktığını, gerek müvekkili, gerekse de diğer kahve firmaları tarafından davacı aleyhine Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/184 E. sayılı dosyası ile davacı tarafın kötüniyetli olması ve söz konusu ibarenin genel ibare olması sebebiyle hükümsüzlük davası açıldığını, müvekkilinin markasındaki esas unsurun “…” ibaresi olduğunu, müvekkili tarafından yardımcı unsur olarak tescil edilen “…” ibaresinin zaten Brazilya’dan gelen ve gümrükten Türkiye’ye giren tüm çuvallarda yazmakta olduğunu, genel bir ibare olan “…” ibaresinin davacının tekeline bırakılmasının mümkün bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, başvuru kapsamındaki 30. sınıftaki mal ve hizmetlerin davacının itiraza mesnet markaları ile aynı/aynı tür/benzer oldukları, ancak 29 ve 35. Sınıftaki mal ve hizmetler bakımından farklı oldukları, başvuru standart karekterle yazılmış “… …+şekil” ibaresinden oluşurken, itiraza dayanak markanın standart karekterle yazılı “…” ibarelerinden oluştuğu, markalar arasındaki ortak unsur olan “…” ibaresinin başvuru kapsamında yer alan kısmi redde konu mallardan “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler.” alt grubunda yer alan mallar için ayırt edici niteliği haiz olmayan bir ibare olduğu, ancak söz konusu ibare tescil kapsamındaki diğer mallar açısından yani 29 ve 35. Sınıf mallar ile 30. Sınıfın diğer malları için asgari ayırt ediciliğe haiz bir marka olarak değerlendirilmiş olup, bu kapsamda yapılan değerlendirmede davacı markasında yer alan ibarenin davalı markasında da yer aldığı ve markaların görsel, işitsel ve anlamsal düzeyde benzer markalar olduğu, ayrıca itiraza konu davalı markasından çıkartılan “Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, an sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez” mallarıyla itiraz gerekçesi markanın kapsamında yer alan malların aynı/benzer türde mallar olduğu, söz konusu mallar açısından markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunduğu, davacının tescilsiz kullanımlarına değil tescilli “…” ibareli markalarına dayanması karşısında SMK’nın 6/3. madde kapsamında markanın hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı, SMK’nın 6/6. maddesinin somut uyuşmazlık bakımından uygulama koşullarının oluşmadığı, somut olay açısından ise davalının başvurusunun, davacı markaları açısından tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği, 6769 sayılı SMK’nın 6/5. maddesinde yer alan koşulların oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin markasına ayniyet yaratacak derecede benzer olan davalı markasının hükümsüzlüğüne ilişkin talebi reddederken, ”… ”ibaresinin 30. Sınıf ”Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler” sınıfındaki mallar açısından ayırt edicilik niteliğine haiz olmadığı yönünde değerlendirmede bulunduğunu, müvekkile ait yabancı kelimelerden oluşan ”…” markasının neredeyse tamamı Türkçe konuşan 30. Sınıf alıcıları üzerinde yüksek bir bilinirliğe ve kaçınılmaz bir tanınırlığa sahip olduğunu, davalının asıl amacının müvekkilinin markası olan ”…” ibaresini tescil ettirerek müvekkilinin kalite standartlarına alışmış garanti tüketici kitllesinden faydalanmak olduğunun açıkça ortada bulunduğunu, davalı markasının müvekkilinin markasıyla karıştırılacağını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararlarının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının başvuru konusu yaptığı “… …+şekil” ibareli marka kapsamındaki 30. sınıftaki mal ve hizmetlerin davacının itiraza mesnet markaları ile aynı/aynı tür/benzer oldukları, ancak 29 ve 35. Sınıftaki mal ve hizmetler bakımından farklı oldukları, diğer yandan başvuru Konusu “… …+şekil” ibaresi ile itiraza dayanak markalar arasında ortak unsur olan “…” ibaresinin, başvuru kapsamında yer alan ve kısmi redde konu mallardan “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler.” alt grubunda yer alan mallar için ayırt edici niteliği haiz olmayan ve herkesin kullanımına açık bir ibare olduğu, bu nedenle marka başvurusu kapsamına iade edilen bu emtia açısından SMK’nın 6/1. maddesi anlamında taraf markaları arasında iltibas oluşmayacağı, zira başvuru konusu markada yer alan “…” ibaresi ile bu emtia açısından yeterli farklılığın sağlandığı, SMK’nın 6/3 ve 6/6. maddesinin şartlarının somut uyuşmazlık bakımından oluşmadığı, dosya içeriği itibari ile 6769 sayılı SMK’nın 6/5. maddesinde yer alan koşulların bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 210,55‬-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 28/09/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/10/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip