Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1174 E. 2023/1072 K. 22.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1174
KARAR NO : 2023/1072
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/10/2020
NUMARASI : 2020/33 E. – 2020/264 K.

DAVACI
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ

DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 01/10/2020 tarih ve 2020/33 E. – 2020/264 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin 2017/84396, 2015/56968, 2013/86334, 2011/13268 Sayılı ve “… şekil”, “…”, ” …”, “…” ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, 2019/22593 kod numarasını alan başvurunun ilanı üzerine müvekkili tarafından itiraz edildiğini, ancak itirazın yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa müvekkilinin “…” ibareli markaların sahibi olup Türkiye genelinde … ibareli markasını da seri bir şekilde üreterek piyasada yer edinmiş bir firma olduğunu, müvekkilinin … marka tescillerinin 23.02.2012 ve 31.05.2016 tarihlerine dayandığını, davalı şahsın 2019/22593 numaralı başvurusu ile … markasını 25 ve 35. sınıflarda tescil ettirmek istediğini, söz konusu başvuruya yaptıkları itirazların 11.12.2019 tarih ve 2019-M-10537 sayılı YİDK kararı ile reddedildiğini, dava konusu marka ile müvekkili markası arasında ayniyet derecesinde benzerlik bulunduğunu, davaya konu markada logonun markanın ilk harfi olan “B” harfinin etrafını saracak biçimde biri düz diğeri ters şekilde konumlandırılmış “B” harfinin iç içe ve ters olarak birleşmesi ile oluşturulduğunu, müvekkilinin markasında ise yine markanın ilk harfi olan “B” harfinin etrafını saracak biçimde ve biri düz diğeri ters şekilde konumlandırılmış iki adet “B” harfi ile oluşturulduğunu, her iki markanın da logolarının aynı şekilde oluşturulduğunu, bu durumun davalı markasının müvekkilinin markasının bir alt markası ya da bir alt serisi olarak algılanmasına sebep olacağını, iki markanın logolarının kıyaslanmasından da anlaşılacağı üzere müvekkili ile aynı sınıflarda çalışan davalının müvekkili markasına ayniyet derecesinde benzer olan markasının müvekkili markası ile iltibas oluşturması ve bu iltibastan faydalanarak kendisine kazanç elde etmek amacını taşıdığını ileri sürerek YİDK’nın 2019-M-10537 sayılı kararın iptali ile dava konusu 2019/22593 başvuru numaralı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, başvuru kapsamındaki 25 ve 35. sınıftaki mallar ve hizmetlerin davacının itiraza mesnet markaları ile aynı/aynı tür/benzer oldukları, başvuru standart karekterle yazılmış “…” ibaresinden oluşurken, itiraza dayanak markanın standart karekterle yazılı “b şekil”, “…”, “…”, “…” ibarelerinden oluştuğu, boyutu, konumu, sözcük unsurlarındaki harflerin stilize formda olmaları bir arada dikkate alındığında dava konusu markadaki asli unsurun “…” sözcük unsuru olduğu, davacının işaret karşılaştırmasına konu olan 2013/8634 ve 2011 /13268 tescil numaralı markalarında ise 2017/84396 tescil numaralı markada belirtilen şekil unsuru arka planda kalacak şekilde ve daha küçük boyutlarda bulunduğu, belirtilen markalarda yer alan sözcük unsuru aynı olup, … ibaresinden oluştuğu, taraf markalarının telaffuzundaki heceler, sesler birbirinden tamamen farklı bulunduğu, dava konusu markanın asli unsurunun … ibaresi olması karşısında ilgili tüketici kesiminin, bu ibareyi davacının dayanak yaptığı şekil markası ve … asli unsurlu markalar ile görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzerlik içinde algılamayacakları, dosya içeriği itibari ile 6769 sayılı SMK’nın 6/5. maddesinde yer alan koşullar oluşmadığı gibi taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesi anlamında karıştırılma tehlikesinin de olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkile ait marka ile davaya konu marka arasında iltibas tehlikesi bulunmadığı belirtmiş olsa da bunun kabulünün mümkün olmadığını, her iki marka arasında aynilik derecesinde benzerlik olduğunu, logoda sadece iki adet B harfi bulunduğunu, logo yanındaki ibareler farklı olsa da, esas ayırt edici olanın logodaki benzerlik olduğunu, her iki markanın da aynı sınıflarda tescil edildiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararlarının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının başvurusuna konu olan “… + Şekil” ibareli marka ile davacının itirazına mesnet olarak gösterdiği “b şekil”, “…”, ” …”, “…” ibareli markaları arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzerlik bulunmadığı, zira taraf markalarının esas unsurunu oluşturan ibarelerin tamamen farklı bulunduğu, diğer yandan dava konusu markada bulunan şekil unsurunun davacının itirazına mesnet şekil markalarına benzemediği, dosya içeriği itibari ile 6769 sayılı SMK’nın 6/5. maddesinde yer alan koşullar oluşmadığı gibi taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma tehlikesi olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 210,55-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/09/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/09/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip