Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1160 E. 2022/1091 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1160
KARAR NO : 2022/1091
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/04/2021
NUMARASI : 2019/662 E. – 2021/426 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Alacak

Taraflar arasında görülen davada Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 01/04/2021 tarih ve 2019/662 E. – 2021/426 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, ”Kent İçi Temizlik Hizmetleri, Çöp Toplama ve Nakli, Cadde ve Sokakların El ve Makine ile Temizletilmesi, Genel Çevre Temizlik Hizmeti Alımı İşi” için sözleşmenin taraflar arasında 29/08/2016 tarihinde imzalandığını ve aynı tarihte iş yeri teslimi yapılarak 01/09/2016 tarihinde işe başlandığını, söz konusu işe ait 1. nolu hakedişin müvekkili tarafından 13/10/2016 tarihinde imzalandığını, müvekkilinin hakedişlerinin içinde ceza tutanağının fark edildiğini, hakedişte yer alan cezaya ilişkin tutanağın müvekkili firmaya tebliğ edilmediğini, idare tarafından tutulan tutanakta müvekkili firmaya imza bölümü açılmadığını ve söz konusu tutanağın müvekkili firmaya imzalatılmadığını, 21/10/2016 tarih ve 41682 sayı ile davalı idare kayıtlarına alınan yazı ile Hizmet İşleri Genel Şartnamesi’nin 42. maddesine istinaden itirazda bulunulduğunu ve bu itirazın davalı idare tarafından 26/10/2016 tarih ve E-26485 sayılı yazı ile reddedildiğini, bu red nedeniyle dava açma gerekliliğinin doğduğunu, aracın çalıştırılmadığına dair idare kontrol teşkilatı tarafından yapılan tespitler ile ilgili belirtilen tarihler arasında müvekkili firmaya hiçbir bildirimde bulunulmadığını ve tutanak tebliğ edilmediğini, müvekkili tarafından teknik şartnameye uygun olarak aracın çalışmasının gerekmediği bir tarihte aracın tamirinin gerçekleştirildiğini, kontrol teşkilatının işlemlerinin taraflarca imzalanan sözleşme ile bu sözleşmenin eki olan işlemin yerinde olmadığını ileri sürerek, müvekkili şirketin 13/10/2016 tarihli 1.nolu hakedişinden yapılan kanuna aykırı ceza kesintisinin yerinde olmadığının tespiti ile iptaline, 13/10/2016 tarihli 1.nolu hakdedişten yapılan 20.620,11 TL’lik kesintinin 13/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın görevsiz mahkemede açıldığını, dava konusu alacağın zaman aşımına uğradığını, davacının sözleşme ve ihale gereğince … plakalı 8 m3 yol süpürme aracının 5-6-7 Eylül gündüz vardiyasına çıkmadığının ve teknik şartnamede belirtilen çalışma programına uymadığının müvekkili belediye tarafından tespit edildiğini, idari ve teknik şartnamede belirtildiği şekilde 20.620,11 TL ceza kesildiğini, cezanın haksız yere kesildiği iddialarının gerçeğe aykırı olduğunu, aracın çalışmaması nedeniyle aksaklıkların meydana geldiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin 16.1.3. maddesine göre “idarenin verdiği çalışma programında belirtildiği sayıda aracın vardiya içerisinde çalıştırılmaması nedeniyle meydana gelen aksaklığın tespiti durumunda her bir araç başına günlük olarak sözleşme bedelinin 1/10.000’i oranında ceza kesilir.” hükmünün bulunduğu, ayrıca yine aynı sözleşmenin 16/2 maddesine göre “yukarıda belirtilen cezalar ayrıca protesto çekmeye gerek kalmaksızın yükleniciye yapılacak ödemelerden kesilir. Cezanın ödemelerden karşılanamaması halinde ceza tutarı yükleniciden ayrıca tahsil edilir.” hükmünün yer aldığı, bu maddeler gereğince ve dosyada düzenlenen bilirkişi raporlarına göre davacının aracının belirtilen tarihlerde hizmete sunulmamasının sözleşmenin ihlali olduğu, bu hususta hakediş düzenlenirken cezaya ilişkin tutarla ilgili itirazı kayıtın bulunmadığı, davalı idare tarafından düzenlenen tutanakta davacının imzasının olmasını gerektirir sözleşmede bir maddenin bulunmadığı, düzenlenen tutanağın davacıya tebliğinin zorunlu olmadığı, ayrıca davacı yüklenicinin hazır edilmesi gerektiği araçlarda yer değişimi ve arıza giderilmesi gibi durumlar olduğunda bir iş günü öncesinde davalıya yazılı olarak bildirilmesinin gerektiği, ancak davacı tarafça herhangi bir bildirimin yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, yerel mahkemenin davaya konu hak ediş cezasına esas yol süpürme aracının 5-6-7 Eylül tarihlerinde çalışmamasının sözleşmenin ihlali olarak tespitinin dosya kapsamına aykırı olduğunu, işe ait teknik şartnamede, cezaya konu olan 8 m3 süpürge araçlarına ilişkin olarak ek- 5.1. maddede, gündüz vardiyasında 2 adet, gece vardiyasında ise 1 adet aracın 2016 yılı Eylül ayında 23’er gün çalıştırılacağı belirtilmiş, kalan 7 gün için herhangi bir çalışma öngörülmediğini, davaya konu … plakalı 8 m3 yol süpürme aracının ise yalnızca 3 gün çalışmadığını, bu kapsamda müvekkil şirketin bu maddeye aykırı herhangi bir eylemde bulunmadığını, araçların Eylül ayında idarenin verdiği program dahilinde çalıştırıldığını, … plakalı aracın çalıştırılmadığı iddia edilen günlerde motor kısmında bir arıza meydana geldiğini, müvekkil firma imkanlarıyla tamir edilemediğinden ve garanti kapsamında olduğundan ötürü üretici firmaya gönderildiğini, aracın tamir süresi olan 3 günlük sürenin, teknik şartnamede belirtilen çalışılmaması gereken 7 günlük süre içinde gerçekleştiği konusunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığını, ayrıca, onarıma gönderilen bu araç tarafından yerine getirilecek işlerin diğer araçlarca iş planlaması dahilinde yerine getirildiğini, kaldı ki; sözleşme açık hükmü uyarınca sözleşme ile yüklenici müvekkilinin, yol süpürme araçlarına ilişkin plaka numarası belirtmek suretiyle edimi ifa edecek araca dair bir taahhütte bulunmadığını, sözleşme süpürme faaliyetinin belirli koşulları haiz cins edim ile ifa edilebileceği bir karakterde yazıldığını, müvekkili tarafından yalnızca sözleşme ve teknik şartnamede belirtilen nitelikleri haiz ve idarenin çalışma programında belirtilen süre ve sayıda aracın vardiya içerisinde çalıştırılmasının sözleşme kapsamında taahhüt edildiğini, her ne kadar sözleşmeye aykırı biçimde düzenlense de, davalı idare tarafından hakediş cezasına dayanak tutanakta bile müvekkil şirket tarafından eksik sayıda yol süpürme aracının çalıştırıldığının belirtilmediğini, dosyanın esasına etkili olmayan ancak yerel mahkeme tarafından red kararına dayanak gösterilen; hakediş düzenlenirken cezaya ilişkin tutarla ilgili itirazi kaydın bulunmadığı, davalı idare tarafından düzenlenen tutanakta davacının imzasının olmasını gerektirir sözleşmede bir maddenin olmadığı, düzenlenen tutanağın davacıya tebliğinin zorunlu bulunmadığı, ayrıca davacı yüklenicinin hazır edilmesi gerektiği araçlarda yer değişimi ve arıza giderilmesi gibi durumlar olduğundan bir iş günü öncesinde davalıya yazılı olarak bildirilmesinin gerektiği ancak davacı tarafça herhangi bir bildirimin yapılmadığı hususlarının da hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine aykırı olarak kesildiği ileri sürülen ceza kesintisinin tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı tarafın yol süpürme aracının 5-6-7 Eylül tarihlerinde vardiyaya çıkmaması karşısında davalı tarafından yapılan ceza kesintisinin, taraflar arasındaki sözleşmenin 16.1.3 maddesine uygun olduğu, bu sözleşme hükümleri kapsamında, davalı idare tarafından düzenlenen tutanakta davacının imzasının bulunması gerekmediği gibi düzenlenen tutanağın davacıya tebliğinin de zorunlu olmadığı, öte yandan yine taraflar arasındaki sözleşmenin 8.1 ve 8.2 maddeleri kapsamında, hakediş raporunu ihtirazi kayıt koymaksızın imzalayan davacının, dava konusu ettiği tutarı talep etmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30.TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 21,40.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf kararının tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 15/09/2022 tarihinde HMK 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/10/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip