Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1156 E. 2023/1144 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1156
KARAR NO : 2023/1144
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/04/2021
NUMARASI : 2020/59 E. – 2021/126 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :..

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 19/04/2021 tarih ve 2020/59 Esas – 2021/126 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkilinin 2018/117285 numaralı “…+şekil” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, davalı Şirket tarafından “…” ibareli markalara dayalı olarak başvuruya itiraz edildiğini, Markalar Dairesi Başkanlığınca itiraza mesnet 2012/107069 sayılı marka ile başvuru arasında karıştırılma gerekçesi bulunduğu gerekçesi ile itirazın kabulüne karar verildiğini, müvekkilince bu karara yapılan itirazın ise YİDK tarafından reddedildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, markalar arasında karıştırılma tehlikesinin olmadığını, taraf markaları arasında mal ve hizmet grubu bakımından da tescil engeli bulunmadığını, ayrıca müvekkilinin 2011 yılından itibaren kumaş ve tekstil ürünlerine baskı yapılması hizmetleri (giyim eşyası dahil) sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalı Kurum nezdinde “…” ibareli tescilli markalarının bulunduğunu, müvekkilinin seri marka yaratma hakkı bulunduğunu, müvekkilinin markasının tanınmış marka statüsünde olduğunu, “…” kelimesinin müvekkilinin ticaret unvanının esas unsurunu teşkil ettiğini, bu nedenlerle başvurunun kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek, YİDK’in 2019-M-11061 sayılı kararının iptaline, müvekkilinin marka tescil başvurusunun tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile redde mesnet marka arasında karıştırılmaya yol açacak derecede benzerlik bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkilinin “… …” ibareli markası ile davacı markası arasında karıştırılma tehlikesinin bulunduğunu, müvekkili markasının tanınmış marka olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının “…+ Şekil” ibareli marka başvurusu ile davalının “… …+şekil” ibareli tescilli markası arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, ortalama düzeydeki tüketici kesimi nezdinde yargılama konusu mallarda, başvuru konusu işaret ile davalı markası arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı mallar algısı oluşabileceği, yani markaların karıştırılabileceği, bu açıdan SMK’nın 6/1 maddesindeki koşulların oluştuğu, davacı taraf başvurusu açısından önceye dayalı kullanım, önceden kullanılan markanın tanınmışlığı ve ticaret unvanına dayalı iddiaların, davacının başvurusuna tescil hakkı sağlamayıp, başka kişilerin başvurularına itiraz hakkı sağlayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, müvekkilinin başvurusu ile davalı şirket markası arasında herhangi bir benzerlik bulunmadığını, müvekkili başvurusunun özel bir giysi türü olan kaftandan esinlenerek “…” ibaresinden oluşturulduğunu, davalı Şirket markasının ise gri bir eklips içerisinde “…” ibaresi ve altında küçük harflerle yazılan “…” ibaresinden oluştuğunu, bunun yanında müvekkili başvurusunda müvekkilinin faaliyet alanlarına gönderme yapan makas figürünü andıran bir logo bulunduğunu, davalı markasında ise “…” ibaresinin yanında kalp şekli ile “…” ibaresinin yer aldığını, son olarak müvekkili başvurusunun genç-yetişkin kesime hitap ederken davalı markasının ise bebek ve çocuklara hitap ettiğini, tüm bu nedenlerle markalar arasında karıştırılma tehlikesinin bulunmadığını, müvekkilinin seri markalarının devamı olacak şekilde marka başvurusunda bulunduğunu, dolayısıyla müvekkilinin seri marka yaratma hakkı olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…+şekil” ibareli başvuru ile redde mesnet “… …+şekil” ibareli marka arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel ve işitsel olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde karıştırılma tehlikesinin olduğu, başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlanmadığı, seri marka koşullarının da oluşmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 210,55 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 28/09/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 28/09/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip