Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1153 E. 2023/1089 K. 22.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1153
KARAR NO : 2023/1089
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/12/2019
NUMARASI : 2018/303 E. – 2019/428 K.

DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 02/12/2019 tarih ve 2018/303 Esas – 2019/428 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkilinin 2012/35022 numaralı “…” markasının sahibi olduğunu, bu markanın kapsamında 9. sınıf malların bulunduğunu, davalı Bankanın ise 2015/55862 sayılı “…” ibareli marka başvurusunu yaptığını, müvekkilince bu başvuruya yapılan itirazın davalı Kurum tarafından reddedildiğini, söz konusu Kurum kararının hukuka aykırı olduğunu, zira taraf markalarının birebir aynı olmasının, markaların üzerinde kullanılacağı emtianın benzerlik derecesinin düşüklüğünü telafi ettiğini, birebir aynı olan bu markaların kullanılacağı sektörün aynı bulunması, müvekkilinin anılan markayı yetkilisi olduğu elektronik para kuruluşunun (… A.Ş.) faaliyetleri kapsamında kullanacak olması sebebiyle markaların karıştırılma ihtimalinin yüksek olduğunu, bir markanın mal ve hizmet listesi, başvuru kapsamında diğer bir markanın mal ve hizmetlerini kapsayan genel bir ifadeyi içeriyorsa, mal ve hizmetlerin aynı olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, bu konuda emsal pek çok yargı kararının olduğunu, müvekkilinin aynı zamanda “….com.tr” alan adının da sahibi bulunduğunu, “…” ibaresinin çevirimiçi sistemlerde aratılması halinde müvekkilinin web sitesine yönlenildiğini, bu durumda da davalı Bankanın müvekkili markasının tanınmışlığından haksız yararlanacağını ileri sürerek, YİDK’in 2018-M-4015 sayılı kararının iptaline ve 2015/55862 sayılı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvurunun kapsamında yer alan mal ve hizmetlerle davacı markasının kapsamındaki mal ve hizmetlerin farklı bulunduklarını, dolayısıyla 5556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi koşullarının somut olayda bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkili başvurusunun kapsamı ile davacı markasının kapsamının farklı olduğunu, söz konusu markalarda yer alan “…” ve “…” ibarelerinin bir kişiye özgülenmesinin mümkün olmadığını, “…” ibaresinin müvekkili adına 2007/53228 ve 2009/49199 numaralar ile önceki tarihlerden beri ve yine 09. ile 36. sınıflara giren emtiada kullanılmak üzere tescilli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalının “Şekil+…” ibareli başvuru markası ile davacının “…” ibareli tescilli markası arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal benzerlik oluşsa da mal/hizmet benzerliği koşulunun oluşmadığı, diğer yönden başvuru konusu işarette bulunan “H” şeklindeki belirgin logo dikkate alındığında da ortalama düzeydeki tüketici kesimi nezdinde başvuru markası ile davacı markası arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı mallar/hizmetler algısı da oluşmayacağı, davalı adına tescilli 2007/53228 ve 2009/49199 sayılı numaralı “… …”, “… …” ibareli markaların mevcudiyeti gözetildiğinde; davalının “…” ibaresi üzerinde “kazanılmış hak” kapsamına giren öncelikli bir hakkının olduğu, davacının www…com.tr alan adına dayalı olarak ileri sürdüğü hak sahipliği iddiaları yönünden ise söz konusu alan adının, davalının markasını tescil ettirmek istediği 9. ve 36. sınıflara giren emtia bakımından aktif bir şekilde kullanıldığına dair yeterli delil sunulmadığı, dolayısıyla bu iddianın da yerinde bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, ilk derece mahkemesinin kabulünün aksine, huzurdaki davaya konu markaların, kapsadıkları mal ve hizmetler bakımından da oldukça benzer bulunduğunu, müvekkilinin markası ile davalı bankanın markasının benzerliğin de ötesinde doğrudan aynı olduğunu, müvekkilinin “…” markasını 09. sınıfta tescil ettirdiğini, davalının da haksız şekilde tescil ettirdiği “…” markasını aynı şekilde 09. sınıfta tescil ettirmek istediğini, hem müvekkilinin hem de davalı bankanın markasının finansal hizmetler alanında kullanıldığını ve her iki markanın kapsadığı mal ve hizmetlerin oldukça benzer bulunduğunu, bir an için somut olayda mal veya hizmet benzerliğinin yüksek olmadığının düşünülmesi halinde dahi, tarafların “…” isimli markalarının benzerlik seviyesinin yüksekliği göz önüne alındığında, davalı bankanın markasının hükümsüz kılınması gerektiğini, markaların hitap ettiği tüketici kitlesinin de ortak olduğunu, bu nedenle markalar arası hem ilişkilendirilme hem de karıştırılma ihtimallerinin mevcut bulunduğunu, aynı zamanda ilk derece mahkemesi tarafından karara esas alınan 24.09.2019 tarihli bilirkişi raporuna yönelik süresinde ve haklı itirazlarına rağmen ek rapor dahi alınmadığını, dolayısıyla ilk derece mahkemesi tarafından eksik inceleme yapılmış olup karara etki eden yargılama hatalarının/eksikliklerinin varlığının da sabit olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, her ne kadar taraf marka işaretleri arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik mevcut ise de marka kapsamlarındaki mal ve hizmetler arasında benzerlik olmadığından 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi koşullarının somut olayda gerçekleşmediği, kaldı ki davalı Şirketin 2007/53228 ve 2009/49199 sayılı tescilli markalarından kaynaklanan müktesep hakkının bulunduğu, davacının “www…com.tr” alan adlı internet sitesinin, dava konusu başvuru kapsamındaki mal ve hizmetler yönünden kullanıldığının ispat edilemediği, bu itibarla davacının, söz konusu alan adına dayalı olarak başvurunun tescilini engelleyemeyeceği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 210,55 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/09/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/09/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip