Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1148 E. 2022/545 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/10/2017
NUMARASI : …

DAVANIN KONUSU : Eser Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Refi, Meni, Maddi Tazminat

BİRLEŞTİRİLEN ANKARA …
DAVANIN KONUSU : Eser Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Refi, Meni, Maddi Tazminat

DAVA TARİHİ : 30/10/2013

Dairemizce verilen 11.09.2019 tarih 2018/486 Esas, 2019/827 Karar sayılı karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 22/06/2021 tarih ve 2019/5090 Esas, 2021/5313 Karar sayılı kararıyla bozulmuş olmakla, dosya incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili asıl davada, müvekkili Başkanlığın 6114 sayılı Kanun uyarınca YÖK kararlarına veya ilgili mevzuat hükümlerine dayanarak, Kanun’da belirtilen alanlarda adayların puan sıralamasına göre tespiti veya yerleştirilmesi ile yükseköğretim kurumlarında atama veya yükselmelerde esas alınan sınavlar olmak üzere, ulusal ve uluslararası her türlü bilim, yetenek veya yabancı dil sınavları ile gerektiğinde yerleştirme işlemlerini yapmak hususunda yetkilendirdiğini, davalı şirketin FSEK’e aykırı olarak, müvekkilinin mali hak sahibi olduğu tıpta uzmanlık ve yandal uzmanlık sınav sorularını izinsiz kitap haline getirerek çoğalttığını ve sattığını, oysa müvekkili Kurumun, yayıncı şirketlere soruları çoğaltma ve yayma hakkını sözleşmelerde görüleceği üzere ücret karşılığı ve sınırlı bir süre için tanıdığını, davalının böyle bir sözleşme olmaksızın soruları çoğaltıp yayarak haksız kazanç elde ettiğini, dava konusunun 1987-2012 yılları dahil Tüm … Soruları (10 adet seri) adlı kitap olduğunu ileri sürerek, FSEK’in 66. maddesi uyarınca tecavüzün refine, 69. maddesi uyarınca tecavüzün menine, 68. maddesi gereğince 245.250,00 TL telif tazminatının, 70. maddesi gereğince HMK’nın 107/2. maddesi de dikkate alınarak şimdilik 100.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 18.09.2017 havale tarihli ıslah dilekçesi ile telif tazminatı talebini 1.198,500,00 TL’ye yükseltmiş, birleşen davada ise aynı iddiaları tekrarlamış ve davalının … Çıkmış … Soruları (1988-2011 dahil) isimli 11 adet seri kitabı basıp, piyasaya sürdüğünü ileri sürerek, FSEK’in 66. maddesi uyarınca tecavüzün refine, 69. maddesi uyarınca tecavüzün menine, 68. maddesi gereğince 144.000,00 TL telif tazminatının, 70. maddesi gereğince HMK’nın 107/2. maddesi de dikkate alınarak şimdilik 50.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, asıl ve birleşen davada, ÖSYM’nin 03.03.2011 tarihli ve 6114 sayılı Teşkilat Kanunu ile kurulduğunu, bundan önce davacının Yüksek Öğretim Kurumu’na bağlı bir kuruluş olduğundan eldeki davayı açma yetkisinin olmadığını, müvekkili şirketin yönetim kurulu başkanı olan Sami Selçukbiricik’in ÖSYM hakkında yaptığı eleştirilerden dolayı bu davanın açıldığını, davacının bu yönde açmış olduğu başka telif davalarının bulunmadığını, ÖSYM’nin soruları ticari amaçla değil bir kamu hizmetinin yerine getirilmesi için çoğalttığını, söz konusu soruların bedelinin sınava girenlerden zaten alındığını, soruların ÖSYM’nin internet sitesinde ücretsiz olarak yayınlandığını, kişilerin sorulara verilen cevap ve açıklamalar için kitapları satın aldığını, soruların kaynak gösterilmek suretiyle kullanıldığını, soruları hazırlayanlar hakkında FSEK’in 18. maddesinin uygulanamayacağını, dava açıldıktan sonra müvekkilinin davacı idareye 199.750,00 TL ödeyerek mali hakların devrine ilişkin sözleşme imzaladığını, davacının telif ücreti çizelgesinde belirlenen ücretin 5 yıl için olduğunu, bu nedenle tek baskıdan bu ücretin talep edilmesinin mümkün olmayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, FSEK’in 8. maddesi uyarınca bir eserin sahibinin, onu meydana getiren kişi olduğu, dolayısıyla sınavda sorulan soruların eser sahiplerinin, soruları hazırlayan kişiler olduğuna kuşku bulunmadığı, bununla birlikte, soruları hazırlayan kişileri bir araya getirenin davacı olduğu, öte yandan …’un, farklı branşlara ait sorulardan oluşturulan soru kitapçığı üzerinden yapıldığı ve ayrılmaz bütün oluşturduğu, FSEK’in 10/son maddesinde yer alan “Birden fazla kimsenin iştiraki ile vücuda getirilen eser, ayrılmaz bir bütün teşkil ediyorsa bir sözleşmede veya hizmet şartlarında veya eser meydana getirildiğinde yürürlükte olan herhangi bir yasada aksi öngörülmediği takdirde birlikte eser üzerindeki haklar eser sahiplerini bir araya getiren gerçek veya tüzel kişi tarafından kullanılır…” hükmü uyarınca, sorular üzerindeki hakları kullanma yetkisinin, eser sahiplerini bir araya getiren davacıya ait bulunduğu, asıl ve birleşen davaya konu kitaplarda, davacının mali hak sahibi olduğu sorulara ve detaylı açıklamalarına yer verildiği, sınavda yer alan uzmanlık alanlarına bağlı kalınarak soruların ardından konu açıklamalarının bulunduğu, davalının, davacının hak sahibi olduğu soruları, yıllar itibariyle ve branşlara göre sınıflandırıp, konu bilgi ve açıklamaları ile işlediği ve sınava yardımcı kitap niteliğinde bir başka esere dönüştürdüğü, bu kitapları çoğalttığı ve satışa sunduğu, bu suretle davalının, hak sahiplerinin işleme, çoğaltma ve yayma haklarını ihlal ettiği, FSEK’in 68. maddesi uyarınca talep edilebilecek telif tazminatının belirlendiği, davacının ayrıca FSEK’in 70/2. maddesine dayalı tazminat talep ettiği, FSEK’in 70/2 maddesinde düzenlenen tazminatın haksız fiile dayandığı, bu nedenle zararın miktarının davacı yanca kanıtlanmasının gerektiği, uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hakimin, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirleyeceği, dosya kapsamında zararın miktarı tam olarak hesaplanamadığından 6098 sayılı TBK’nın 50/2 maddesi uyarınca takdir edildiği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, dava konusu “Tüm … Soruları (1987-2012 yılları dahil)” isimli tıpta uzmanlık sorularının yer aldığı 10 adet kitap yayımı ile davacının eserine davalı tarafından yapılan tecavüzün men’i ve ref’ine, 5846 sayılı FSEK’in 68. maddesi gereğince 1.198.500,00 TL telif tazminatının 245.250,00 TL’sinin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile, 953.250,00 TL’sinin 18.09.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, 5846 sayılı FSEK’ni 70/2 maddesi gereğince 50.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemlerin reddine, birleşen davada davanın kısmen kabulüne, dava konusu “… Çıkmış … Soruları (1988-2011 yılları dahil)” isimli tıpta uzmanlık sorularının yer aldığı 11 adet kitap yayımı ile davacının eserine davalı tarafından yapılan tecavüzün men’i ve ref’ine, FSEK’in 68. maddesi gereğince talep ettiği telif tazminatının, asıl dava olan 2013/238 E. sayılı dosya kapsamında değerlendirildiğinden yeniden değerlendirilmesine yer olmadığına, FSEK’in 70/2. maddesi gereğince 50.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemlerin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, asıl davada FSEK’in 70/2. maddesi uyarınca 100.000 TL maddi tazminat talep etmelerine rağmen 50.000 TL maddi tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığını, 2012 yılı itibariyle müvekkili ÖSYM’de sınav görevlilerine ödenen ücretler, mevcut telif tazminatı dışında kalan maddi zararlarını oluşturan kitapçık basımı, soruların taşınması, yayım, broşür ve sınavda görev alanlara yapılan ödemeler de dahil olmak üzere bütün bilgi ve belgelerin mahkemeye ibraz edildiğini, FSEK’in 70. maddesi kapsamındaki tazminatın bu deliller dikkate alınarak hesaplanmasının gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kısmen redde ilişkin kısmının kaldırılmasını ve davanın tümden kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, asıl davada davanın yalnızca “Tüm … Soruları Kadın Hastalıkları ve Doğum” adlı tek bir kitaptan, birleşen davanın ise “… … Soruları-Çıkmış … Soruları Fizyoloji-Histoloji-Emriyoloji” adlı tek bir kitaptan kaynaklanan mali hak ihlali iddiasına dayalı olduğunu, buna rağmen mahkemece açılan davaların 1987 yılından 2013 yılına kadar …’da sorulan tüm sorular dava konusu imiş gibi karar verdiğini, dava konusu edilen kitaplar üzerinde yargılamanın başından beri gerçek anlamda bir inceleme yapılmadığını, müvekkili eserlerinde yer alan soruların davacıya ait sorular olup olmadığının tespit edilmediğini, dosyaya sunulan ikinci heyet raporunda dava tarihinden sonra müvekkili ile davacı arasında imzalanan sözleşmedeki bedelin esas alındığını, yapılan hesaplamanın baştan savma olduğunu, mükerrer tazminat hesabı yapıldığını, mahkemece FSEK’in 68. maddesi uyarınca telif tazminatına hükmedildiği halde bununla birlikte tecavüzün refine de karar verildiğini, oysa telif tazminatı ile taraflar arasında farazi sözleşmenin kurulmuş sayılacağını ve bu eserler yönünden tecavüzün refi kararının verilemeyeceğini, ref talebinin reddinin gerektiğini, mahkemece FSEK’in 70/2. maddesi uyarınca tazminata karar verilmiş ise de bu kabulün hiçbir maddi ve hukuki dayanağının bulunmadığını, zira davacının yalnızca sınavda sorulan soruların telif haklarını devrettiğini ve herhangi bir yayıncılık faaliyetinde bulunmadığını, dolayısıyla müvekkilinin yayıncılık faaliyetinin davacının maddi zararına yol açmadığını, TBK’nın 50. maddesinin yanlış değerlendirildiğini, bu madde uyarınca tazminata karar verilebilmesi için öncelikle zararın ispat edilmesinin gerektiğini, birleşen davada FSEK’in 68. maddesine dayalı talebin asıl davada değerlendirilmesi nedeniyle değerlendirilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de birleşen davada ayrıca hüküm kurulması gerektiğinden bu şekilde karar verilmesinin doğru olmadığını, ıslah talebine karşı süresi içinde zamanaşımı definde bulunmuş olmalarına rağmen bu hususta olumlu olumsuz bir karar verilmediğini, davacı ile müvekkili arasında dava açıldıktan sonra imzalanan sözleşmenin rayiç sözleşme olmasının mümkün olmadığı gibi bunun mahkemenin kendi ara kararına da aykırı bulunduğunu, idarenin herkese eşit işlem yapmakla yükümlü olduğunu ve davacının söz konusu soruları yayınlayan başka şirketlere dava açmayıp yalnızca müvekkiline dava açarak bu yükümlülüğünü ihlal ettiğini, telif tazminatı yönünden haklarını saklı tutmayan davacının ıslah yoluyla bu talebini artırmasının mümkün olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Dairemizin 11/09/2019 tarih 2018/486 E., 2019/827 K. sayılı kararıyla, asıl davada dava konusunun, ilk baskısından itibaren “Tüm … Soruları Kadın Hastalıkları ve Doğum” adlı kitap, birleşen davanın konusunun ise yine ilk baskısından itibaren “… ….-Histoloji-Embriyoloji” olduğu, davacı tarafından Tıpta Uzmanlık Sınavlarında sorulmak üzere hazırlanan soruların, FSEK’in 2. maddesi kapsamında ilim ve edebiyat eseri niteliğinde bulunduğu, davacı Kurumun soruları hazırlayan kişileri bir araya getirdiğinden ve Tıpta Uzmanlık Sınavı farklı branşlara ait sorulardan oluşup ayrılmaz bir bütün teşkil ettiğinden, söz konusu sorular üzerindeki mali hakları kullanma yetkisinin davacıya ait olduğu, davalı tarafından davacının mali hakları kullanma yetkisine sahip olduğu sınav soruları, cevapları ve açıklamaları ile birlikte kitap haline getirilip, piyasaya sunulduğu, davalının, davacıdan izin almaksızın söz konusu soruları, cevapları ve açıklamaları ile birlikte kitap haline getirmesi ve piyasaya sunmasının, eser sahipliğinden kaynaklanan işleme, çoğaltma ve yayma haklarının ihlali niteliğinde olduğu, FSEK’in 68. Maddesi kapsamında talep edilebilecek telif tazminatı yönünden taraflar arasındaki 24.12.2013 tarihli sözleşmenin emsal teşkil etmeyeceği, bu tazminatın tespitinin de mümkün olmadığı, TBK’nın 50. maddesi uyarınca telif tazminatının tespitinin gerektiği, bu kapsamda asıl ve birleşen dava yönünden ayrı ayrı taraflar arasında sözleşme yapılsaydı davacının 20.000 TL isteyebileceği, FSEK’in 68. maddesi uyarınca bu miktarın üç katının 60.000 TL edeceği, FSEK’in 70/2. maddesi uyarınca talep edilen tazminat yönünden zararın varlığı ispat edilemediğinden davacının FSEK’in 70/2. maddesine dayalı talebinin yerinde olmadığı, asıl ve birleşen davaların, 30.10.2013 tarihinde açıldığı, dava tarihinden yaklaşık iki ay sonra taraflar arasında 24.12.2013 tarihli sözleşme imzalandığı, bu sözleşmenin, geçmiş yıllara ilişkin tüm … sorularının beş yıl süre ile mali haklarının davalıya devrine ilişkin olduğu, o halde davacının eser sahipliğinden kaynaklanan haklarına tecavüz tehlikesinin bulunduğunun söylenemeyeceği, davacı yanın FSEK’in 69. maddesine dayalı talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, asıl davanın kısmen kabulü ile FSEK’in 68. maddesi uyarınca 60.000,00 TL telif tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, FSEK’in 69. maddesi uyarınca tecavüzün meni ve FSEK’in 70/2 maddesi uyarınca maddi tazminat taleplerinin reddine, birleşen davanın kısmen kabulü ile 60.000,00 TL telif tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, FSEK’in 69. maddesi uyarınca tecavüzün meni ve 70/2 maddesi uyarınca maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ’NİN 22/06/2021 TARİH VE 2019/5090 E., 2021/5313 K. SAYILI İLAMININ ÖZETİ : Dairemiz kararının, taraf vekillerince temyizi üzerine anılan Yargıtay ilamı ile özetle, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının yerinde olmadığı, ancak davacının mali hak sahibi olduğu … geçmiş yıllara ait soruların, aralarında herhangi bir sözleşme olmaksızın davalı tarafça haksız olarak kullanıldığı ve davacının yasal haklarının ihlal edildiği, taraflar arasında bu davanın açılmasından sonra 24.12.2013 tarihinde 1987’den itibaren tüm … ve YDUS sorularını kapsar şekilde 5 yıl süreli ve sınırsız kullanım hakkı veren mali hak devir sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşme ile 1987-2012 yıllarını kapsayan tüm soruların 5 yıl süre ile sınırsız kullanımı için 199.750,00 TL bedel kararlaştırıldığı, dava açıldıktan sonra bile olsa tarafların iradeleri böyle tecelli ettiğine ve başkada emsal lisans sözleşmesi bulunmadığına göre, anılan sözleşme emsal alınıp, tüm soruların 5 yıl kullanımı için kararlaştırılan lisans bedeli tecavüzün vuku bulunduğu tarihlere uyarlanıp 5’er yıllık periyodik dönemlerin başlangıçlarına göre bedel belirlenip, böylece belirlenecek bu bedel tüm sorulara ilişkin olacağından, somut olayda dava konusu alana ve kapsamdaki, yani tüm … sınav soruları arasından yayınlanan dava konusu soru sayısına oranlanarak telif bedelinin bulunması, sonra da FSEK’in 68. maddesi kapsamında tazminatın belirlenmesi ve talebe göre dava tarihinden itibaren faiz işletilecek şekilde hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı, kabule göre de FSEK’in 68. maddesi kapsamında tazminat talep edildiği durumlarda mahkemece verilen hüküm ile artık hak sahibi ile ihlalde bulunan kişi arasında farazi bir sözleşme kurulduğu kabul edildiğinden, davacının ref talebinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin de doğru bulunmadığı gerekçesiyle Dairemiz kararının taraflar yararına bozulmasına karar verilmiştir.

GEREKÇE : Asıl ve birleşen dava, davacının üzerinde hak sahibi olduğunu ileri sürdüğü sınav sorularının, davalı tarafından izinsiz olarak kitap haline getirilip satışa sunulduğu iddiasına dayalı eser sahipliğinden kaynaklanan haklara tecavüzün refi, muhtemel tecavüzlerin meni ile FSEK’in 68. ve 70. maddeleri uyarınca tazminat istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizce usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmuştur.
Dairemizce uyulmasına karar verilen bozma ilamında belirtildiği üzere taraflar arasında, eldeki davaların açılmasından sonra 24.12.2013 tarihinde imzalanan sözleşmenin emsal sözleşme olarak kabul edilerek, tüm soruların 5 yıl kullanımı için kararlaştırılan lisans bedelinin tecavüzün vuku bulunduğu tarihlere uyarlanıp 5’er yıllık periyodik dönemlerin başlangıçlarına göre bedel belirlenmesi, böylece belirlenecek bu bedel tüm sorulara ilişkin olacağından, somut olayda dava konusu alana ve kapsamdaki, yani tüm … sınav soruları arasından yayınlanan dava konusu soru sayısına oranlanarak telif bedelinin bulunması, bu şekilde FSEK’in 68. maddesi kapsamında tazminatın belirlenmesi için Dairemizce ek bilirkişi raporu alınmıştır. Sunulan 20.03.2022 tarihli ek bilirkişi raporunda, Dairemizce uyulan bozma ilkesinde belirtildiği şekilde, taraflar arasındaki 24.12.2013 tarihinde imzalanan sözleşmede tüm sorular için belirlenen bedel olan 199.750,00 TL, enflasyon oranları dikkate alınarak tecavüzün vuku bulduğu tarihlere uyarlanıp 5’er yıllık periyodik dönemlerin başlangıçlarına göre bedel belirlenmiş, bu bedel tüm sorulara ilişkin olduğundan, asıl ve birleşen dava konusu kitaplarda yer alan soru sayıları tüm … sorularına oranlanmış ve buna göre asıl davada davacı tarafça 12.902,25 TL, birleşen davada ise 19,381,08 TL talep edilebileceği tespit edilmiş olduğundan, Dairemizce bu şekilde hesaplama yapılan ek bilirkişi raporuna itibar edilmiş ve buna göre tespit edilen miktarlar hüküm altına alınmıştır. Her ne kadar söz konusu bilirkişi raporunda, ihlalin gerçekleştiği tarih ile dava tarihi arasındaki süre dikkate alınarak alternatif bir hesaplama da yapılmış ise de FSEK’in 68. maddesi uyarınca telif tazminatına hükmedildiğinde, taraflar arasında farazi bir sözleşme ilişkisi kurulduğundan ve söz konusu ihlale yol açan kitapların toplatılması artık mümkün olmayacağından, bilirkişi raporundaki alternatif bu hesaplamaya itibar edilmesi mümkün görülmemiştir. Öte yandan, FSEK’in 68. maddesi kapsamında tazminat talep edildiği durumlarda mahkemece verilen hüküm ile artık hak sahibi ile ihlalde bulunan kişi arasında farazi bir sözleşme kurulduğu kabul edildiğinden, davacının ref talebinin de reddine karar vermek gerekmiş, anılan hususlar dışında kalan yönlerden Dairemizin önceki kararı bozma kapsamı dışında kalarak kesinleştiğinden, bu yönlerden önceki kararımızla aynı şekilde hüküm kurulmuş ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Asıl dava yönünden davanın KISMEN KABULÜ ile 5846 sayılı FSEK’in 68. maddesi uyarınca üç kat toplam 12.902,25 TL telif tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin telif tazminatı talebinin reddine,
2-Asıl dava yönünden davacının FSEK’in 66. maddesi uyarınca tecavüzün REFİ, 69. maddesi uyarınca tecavüzün MEN’i ve 5846 sayılı FSEK’in 70/2 maddesi uyarınca maddi tazminat taleplerinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 881,35.TL karar ve ilam harcının, peşin ve ıslah harcı olarak yatırılan toplam 22.175,18 harçtan mahsubu ile bakiye 21.293,83.TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, kabul edilen tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 7.375,00.TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, reddedilen maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/3. maddesi de gözetilerek belirlenen 7.375,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, reddedilen men davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 7.375,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 28,05.TL ilk masraf, 259,90.TL tebligat ve posta masrafı, 3.000,00.TL bilirkişi ücreti, istinaf aşamasında yapılan 649,00.TL posta-tebligat masrafı, 9.000,00.TL bilirkişi ücreti, 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvuru harcından oluşan toplam 13.035,05.TL’nin, davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 1/3 ‘ü olan 4.345,01.TL’ye 881,35.TL mahsup edilen peşin harç tutarı eklenerek oluşan toplam 5.226,36TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı uhdesinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
10-Birleşen dava yönünden davanın KISMEN KABULÜ ile 5846 sayılı FSEK’in 68. maddesi uyarınca üç kat toplam 19.381,08 TL telif tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin telif tazminatı talebinin reddine,
11-Birleşen dava yönünden davacının FSEK’in 66. maddesi uyarınca tecavüzün REFİ, 69. maddesi uyarınca tecavüzün MEN’i ve 5846 sayılı FSEK’in 70/2 maddesi uyarınca maddi tazminat taleplerinin REDDİNE,
12-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.323,92.TL karar ve ilam harcından, peşin olarak yatırılan 3.313,05.TL harcın mahsubu ile bakiye 1.989,13.TL karar ve ilam harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
13-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, kabul edilen telif tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 7.375,00.TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
14-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, reddedilen maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/3. maddesi de gözetilerek belirlenen 7.375,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
15-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, reddedilen men davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 7.375,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
16-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 28,05.TL ilk masraf, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 228,75.TL tebligat ve posta masrafından oluşan toplam 1.756,80.TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 1/3’ü olan 585,60.TL, 3.313,05.TL mahsup edilen peşin harç tutarı toplamı olan 3.898,65.TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
17-Davalı tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
18-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
19-Davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 35,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
20-Davalı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 22.175,50 TL nispi istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davalıya iadesine,
21-Dairemizce bozma ilamı üzerine duruşma açıldığından Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2021/96-205 E.K. sayılı ilamı gereğince taraflar lehine istinaf duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı yapılan açık yargılama sonucunda 20/04/2022 tarihinde HMK 361 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/05/2022

….