Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
..
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/10/2017
NUMARASI :…
DAVANIN KONUSU : FSEK’na Dayalı Tazminat
Dairemizce verilen 11/09/2019 tarih 2018/376 E., 2019/829 K. sayılı karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 22/06/2021 tarih ve 2019/5119 E., 2021/5304 K. sayılı kararıyla bozulmuş olmakla, okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 6114 sayılı Kanun uyarınca YÖK kararlarına veya ilgili mevzuat hükümlerine dayanarak, Kanun’da belirtilen alanlarda adayların puan sıralamasına göre tespiti veya yerleştirilmesi ile yükseköğretim kurumlarında atama veya yükselmelerde esas alınan sınavlar olmak üzere, ulusal ve uluslararası her türlü bilim, yetenek veya yabancı dil sınavları ile gerektiğinde yerleştirme işlemlerini yapmak hususunda yetkilendirildiğini, müvekkilin yayıncı şirketler ile yapılan sözleşmeler kapsamında sınav sorularının basımı, dağıtımı ve satışını kapsayan çoğaltma ve yayma haklarını, sözleşme süresiyle sınırlı olmak kaydıyla yayıncılara devrettiğini, davalı şirketin “…” telif haklarına aykırı olarak, sözleşme olmaksızın kitap haline getirip satış yapmak suretiyle haksız kazanç elde ettiğini, dava konusu kitap serisinin “… … …” (2012 dahil) isimli ve içinde 2007- 2012 yılları dahil Yan Dal Uzmanlık Sınav Sorularının yer aldığı 3 adet seri kitaptan oluştuğunu ileri sürerek, 5846 sayılı FSEK.’nun 66, 68, 69, 70 ve 77. maddeleri gereğince tecavüzün ref’ine ve men’ine, FSEK’nin 68. maddesi uyarınca 14.500,00 TL’nin 3 katı olan 43.500,00 TL telif tazminatının ve şimdilik FSEK’nin 70/2 ve HMK’nın 107/2. maddesi gereğince 50.000,00 TL maddi tazminatın, dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, …’nin sınav sorularını ticari amaçla değil, bir kamu hizmetinin yerine getirilmesi için çoğaltıp yayınladığını, bu soruların bedelinin zaten sınava girenlerden alınan sınav ücreti ile temin edildiğini, ayrıca bu soruların hiçbir ücret alınmaksızın internet sitesinden de yayınlanarak aleniyet kazandığını, davaya konu eserler incelendiğinde, …’nin eser olarak adlandırılabilecek olan soru kitapçıklarından farklı bir şekilde düzenleme yapıldığının görüleceğini, buna göre eserlerde kaynak gösterilmek suretiyle sorulara yer verildiğini, ancak bundan sonra da bu sorulara ilişkin uzun açıklamaların yer aldığını ve bu açıklamaların da … ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, zaten sadece soruların çoğaltılıp yayılması halinde bunları kimsenin satın almayacağını, eseri almakla kişilerin yaptıkları ödemenin, soruların cevapları ve açıklamaları için olduğunu, müvekkil şirketin dava açıldıktan sonra davaya konu eserlerin mali haklarını da devraldığını ve davacıya 199.750,00 TL ödediğini, dolayısıyla davanın konusuz kaldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davaya konu “… … … …” sorularının, hazırlayan kişilerin hususiyetini yansıtan, yazı ile ifade edilen fikir ürünü olduğu, dolayısıyla FSEK l/B ve 2.maddesi kapsamında ilim ve edebiyat eseri niteliğinde değerlendirilmesi gerektiği, eser sahiplerini bir araya getiren kurum olması nedeniyle, FSEK 10/son maddesi uyarınca sorular üzerindeki mali hakları kullanma yetkisinin davacıya ait olduğu, davalının işleme, çoğaltma ve yayma haklarını ihlal ettiği, davacı ile davalı arasında davaya konu eylemler gerçekleştikten sonra aynı konuya ilişkin sözleşme ilişkisinin kurulduğu, davalının aynı konulara ilişkin sözleşme ilişkisi kurulması gerektiğini bildiğinden, davacı tarafından yapılan uzmanlık sınavına ait soruların basın ve yayımına ilişkin hakları devralmak için 24.12.2013 tarihinde davacı ile sözleşme ilişkisi kurduğu, davalının dava konusu bu eylemi gerçekleştirirken davalı ile arasında sözleşme ilişkisi olmadığını bildiği, taraflar arasında dava açıldıktan sonra sözleşme ilişkisi kurulmasının, dava tarihinden önce davalı tarafından yapılan eylemleri hukuka uygun hale getirmediği, eserlerin izinsiz basımı ve satışa sunulması ile de davacının maddi yararlardan yoksun kalmış olacağı, 6098 sayılı TBK’nun 50/2 maddesi gereğince, uğranılan zararın miktarı tam olarak tespit edilemediğinden, olayların olağan akışını, davalının dosya kapsamında sabit olan eylemleri ve sözleşme bulunmamasına rağmen basım ve yayına devam etmesi, hukuka aykırı bu eylemlerinden sonra davalı ile sözleşme ilişkisi kurması gözönünde tutularak, zararın miktarının hakkaniyete uygun şekilde takdiren belirlendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, dava konusu “… … … … … …” isimli tıpta uzmanlık sorularının yer aldığı 3 adet kitap yayımı ile davacının eserine davalı tarafından yapılan tecavüzün men’i ve ref’ine, davacının 5846 sayılı FSEK’in 68. maddesi gereğince talep ettiği telif tazminatının kısmen kabulü ile toplam 15.501,00 TL telif tazminatının, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davacının 5846 sayılı FSEK’nin 70/2 maddesi gereğince talep etmiş olduğu maddi tazminatına ilişkin dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerden miktar hesabı yapılamadığından, 6098 sayılı Yasa’nın 50/2. maddesi gereğince hakkaniyete uygun olarak dosya kapsamındaki eylem ile bilgi ve belgeler dikkate alınarak 20.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemlerin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, bir kamu tüzel kişisi olan müvekkilinin en önemli gelirlerinden birinin 6114 SK.’nın 6/16-b bendinde belirtildiği üzere “yayın ve telif haklarından alınan ücretler” olduğunu, kitabın basım tarihinin 2013 olduğuna göre TBK.’nın 72. maddesi uyarınca 10 yıllık süre için geriye dönük olarak telif tazminatı hesabının yapılmasının gerektiğini, Türkiye’de tanınan müvekkilinin olay nedeniyle manevi zarara uğradığının da açık olduğunu, reddedilen maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden kararın hatalı bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, 2007-2012 yılları arasında 9 adet … yapıldığı halde bilirkişi raporunda 14 adet sınav yapılmış gibi, 2011 ve 2012 yıllarında 1 kez sınav yapıldığı halde bilirkişilerce 2 sınav yapılmış gibi hesaplama yapıldığını, davanın konusunun sadece “… … … … …” isimli kitap olduğundan ve … telif ücretine … Doğum, Dahiliye ve … … da dahil bulunduğundan, telif ücretinin 1/4’ünden sorumlu tutulmalarının gerektiğini, müvekkilinin eserinde yer alan sorularla ….’nin orijinal … arasında benzerlik araştırmasının yapılmadığını, mahkemece telif tazminatına hükmedildiği halde tecavüzün ref’ine de hükmedildiğini, ….’nin hiçbir yayıncılık faaliyetinin bulunmadığını, bu nedenle maddi zarar talebinde de bulunamayacağını, mahkemece emsal rayiç araştırması yapılmadığını, müvekkili ile aynı sektörde faaliyet gösteren başka şirketlerden telif tazminatı almayan davacının, somut uyuşmazlıkta eşit işlem ilkesine aykırı davrandığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Dairemizin 11/09/2019 tarih, 2018/376 Esas, 2019/829 Karar sayılı kararıyla, davanın kısmen kabulü ile 5846 sayılı FSEK’in 68. Maddesi uyarınca üç kat toplam 15.000,00 TL telif tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davalı tarafından gerçekleştirilen tecavüzün bu şekilde ref’ine, fazlaya ilişkin telif tazminatı talebinin reddine, davacının FSEK’in 69. maddesi uyarınca tecavüzün men’i ve 5846 sayılı FSEK’in 70/2 maddesi uyarınca maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİNİN 22/06/2021 TARİH 2019/5119 E. – 2021/5304 K. SAYILI İLAMININ ÖZETİ: Dairemiz kararının, taraf vekillerince temyizi üzerine anılan Yargıtay ilamı ile özetle, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının yerinde olmadığı, ancak davacının mali hak sahibi olduğu … … … geçmiş yıllara ait soruların, aralarında herhangi bir sözleşme olmaksızın davalı tarafça haksız olarak kullanıldığı ve davacının yasal haklarının ihlal edildiği, taraflar arasında bu davanın açılmasından sonra 24.12.2013 tarihinde 1987’den itibaren tüm … ve … sorularını kapsar şekilde 5 yıl süreli ve sınırsız kullanım hakkı veren mali hak devir sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşme ile 1987-2012 yıllarını kapsayan tüm soruların 5 yıl süre ile sınırsız kullanımı için 199.750,00 TL bedel kararlaştırıldığı, dava açıldıktan sonra bile olsa tarafların iradeleri böyle tecelli ettiğine ve başkada emsal lisans sözleşmesi bulunmadığına göre, anılan sözleşme emsal alınıp, tüm soruların 5 yıl kullanımı için kararlaştırılan lisans bedeli tecavüzün vuku bulunduğu tarihlere uyarlanıp 5’er yıllık periyodik dönemlerin başlangıçlarına göre bedel belirlenip, böylece belirlenecek bu bedel tüm sorulara ilişkin olacağından, somut olayda dava konusu alana ve kapsamdaki, yani tüm (… …) yayınlanan soru sayısına oranlanarak dava kapsamında telif bedelinin bulunması, sonra da FSEK’in 68. maddesi kapsamında tazminatın belirlenmesi ve talebe göre dava tarihinden itibaren faiz işletilecek şekilde hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı, kabule göre de FSEK’in 68. maddesi kapsamında tazminat talep edildiği durumlarda mahkemece verilen hüküm ile artık hak sahibi ile ihlalde bulunan kişi arasında farazi bir sözleşme kurulduğu kabul edildiğinden, davacının ref talebinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin de doğru bulunmadığı gerekçesiyle Dairemiz kararının taraflar yararına bozulmasına karar verilmiştir.
GEREKÇE : Dava, davacının üzerinde hak sahibi olduğunu ileri sürdüğü sınav sorularının, davalı tarafından izinsiz olarak kitap haline getirilip satışa sunulduğu iddiasına dayalı eser sahipliğinden kaynaklanan haklara tecavüzün refi ve meni ile FSEK’in 68. ve 70. maddeleri uyarınca tazminat istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizce usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmuştur.
Dairemizce uyulmasına karar verilen bozma ilamında belirtildiği üzere taraflar arasında, eldeki davaların açılmasından sonra 24.12.2013 tarihinde imzalanan sözleşmenin emsal sözleşme olarak kabul edilerek, tüm soruların 5 yıl kullanımı için kararlaştırılan lisans bedelinin tecavüzün vuku bulunduğu tarihlere uyarlanıp 5’er yıllık periyodik dönemlerin başlangıçlarına göre bedel belirlenmesi, böylece belirlenecek bu bedel tüm sorulara ilişkin olacağından, somut olayda dava konusu alana ve kapsamdaki, yani tüm … … … sınav … arasından yayınlanan dava konusu soru sayısına oranlanarak telif bedelinin bulunması, bu şekilde FSEK’in 68. maddesi kapsamında tazminatın belirlenmesi için Dairemizce ek bilirkişi raporu alınmıştır. Sunulan 20.03.2022 tarihli ek bilirkişi raporunda, Dairemizce uyulan bozma ilkesinde belirtildiği şekilde, taraflar arasındaki 24.12.2013 tarihinde imzalanan sözleşmede tüm sorular için belirlenen bedel olan 199.750,00 TL, enflasyon oranları dikkate alınarak tecavüzün vuku bulduğu tarihlere uyarlanmış, bu bedel tüm sorulara ilişkin olduğundan, dava konusu kitaplarda yer alan soru sayıları tüm … … … sorularına oranlanmış ve buna göre bedel tespit edilmiş olduğundan, Dairemizce bu şekilde hesaplama yapılan ek bilirkişi raporuna itibar edilmiş ve buna göre tespit edilen miktar hüküm altına alınmıştır. Her ne kadar söz konusu bilirkişi raporunda, ihlalin gerçekleştiği tarih ile dava tarihi arasındaki süre dikkate alınarak alternatif bir hesaplama da yapılmış ise de FSEK’in 68. maddesi uyarınca telif tazminatına hükmedildiğinde, taraflar arasında farazi bir sözleşme ilişkisi kurulduğundan ve söz konusu ihlale yol açan kitapların toplatılması artık mümkün olmayacağından, bilirkişi raporundaki alternatif bu hesaplamaya itibar edilmesi mümkün görülmemiştir. Öte yandan, FSEK’in 68. maddesi kapsamında tazminat talep edildiği durumlarda mahkemece verilen hüküm ile artık hak sahibi ile ihlalde bulunan kişi arasında farazi bir sözleşme kurulduğu kabul edildiğinden, davacının ref talebinin de reddine karar vermek gerekmiş, anılan hususlar dışında kalan yönlerden Dairemizin önceki kararı bozma kapsamı dışında kalarak kesinleştiğinden, bu yönlerden önceki kararımızla aynı şekilde hüküm kurulmuş ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, 5846 sayılı FSEK’in 68. maddesi uyarınca üç kat toplam 3.150,00 TL telif tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Davacının FSEK’in 66. maddesi uyarınca tecavüzün REFİ, 69. maddesi uyarınca tecavüzün MEN’i ve 5846 sayılı FSEK’in 70/2 maddesi uyarınca maddi tazminat taleplerinin REDDİNE,
3-Fazlaya ait istemlerin REDDİNE,
4-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 215,17.TL nispi karar ve ilam harcının, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.426,00.TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.210,83.TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, kabul edilen telif tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 3.150,00.TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, reddedilen telif tazminatı yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 3.150,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, reddedilen maddi olmayan talepler yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 7.375,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 263,00 TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 342,60 TL tebligat ile posta masrafı masrafı ve 4.500,00 TL bilirkişi ücreti, 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı toplamı olan 6.703,70 TL’nin, davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 225,82 TL’ye, 215,17.TL mahsup edilen peşin harç tutarı, 24,30 TL başvuru harç eklenerek oluşan toplam 465,29 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı uhdesinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan 84,10 TL tebligat ve posta gideri, 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcından oluşan toplam 182,20.TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 176,06.TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı uhdesinde bırakılmasına,
10-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.353),
11-Davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 35,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
12-Davalı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 607,00 TL nispi istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davalıya iadesine,
13-Dairemizce bozma ilamı üzerine duruşma açıldığından Yargıtay Hukuk … Kurulu’nun 2021/96-205 E.K. sayılı ilamı gereğince taraflar lehine istinaf duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı yapılan açık yargılama sonucunda Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 20/04/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi. 20/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/05/2022
….