Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1144 E. 2022/546 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/10/2017
NUMARASI : …

DAVANIN KONUSU : Eser Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Refi, Meni, Maddi Tazminat

Dairemizce verilen 11.09.2019 tarih, 2018/392 Esas, 2019/828 Karar sayılı karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 22/06/2021 tarih ve 2019/5243 Esas, 2021/5305 Karar sayılı kararıyla bozulmuş olmakla, dosya incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili Başkanlığın 6114 sayılı Kanun uyarınca YÖK kararlarına veya ilgili mevzuat hükümlerine dayanarak, Kanun’da belirtilen alanlarda adayların puan sıralamasına göre tespiti veya yerleştirilmesi ile yükseköğretim kurumlarında atama veya yükselmelerde esas alınan sınavlar olmak üzere, ulusal ve uluslararası her türlü bilim, yetenek veya yabancı dil sınavları ile gerektiğinde yerleştirme işlemlerini yapmak hususunda yetkilendirdiğini, davalı şirketin FSEK’e aykırı olarak, müvekkilinin mali hak sahibi olduğu tıpta uzmanlık ve yandal uzmanlık sınav sorularını izinsiz kitap haline getirerek çoğalttığını ve sattığını, oysa müvekkili Kurumun, yayıncı şirketlere soruları çoğaltma ve yayma hakkını sözleşmelerde görüleceği üzere ücret karşılığı ve sınırlı bir süre için tanıdığını, davalının böyle bir sözleşme olmaksızın soruları çoğaltıp yayarak haksız kazanç elde ettiğini, dava konusunun “…” adı altında yayımlanan, içinde o yıla ait … sorularının yer aldığı 17 adet seri kitap olduğunu ileri sürerek, FSEK’in 66. maddesi uyarınca tecavüzün refine, 69. maddesi uyarınca tecavüzün menine, 68. maddesi gereğince 362.250,00 TL telif tazminatının, 70. maddesi gereğince HMK’nın 107/2. maddesi de dikkate alınarak şimdilik 100.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı Kurumun sınav sorularını ticari amaçla değil, bir kamu hizmetinin yerine getirilmesi için çoğaltıp yayınladığını, bu soruların bedelinin zaten sınava girenlerden alınan sınav ücreti ile temin edildiğini, ayrıca bu soruların hiçbir ücret alınmaksızın internet sitesinden de yayınlandığını, her yıl …. sorulan soruların ÖSYM tarafından internet ortamında yayınlanarak aleniyet kazandırıldığını, müvekkilinin, ÖSYM’nin soru kitapçıklarını çoğaltıp yayınlaması gibi bir durumun bulunmadığını, davaya konu eserlerin ÖSYM’nin soru kitapçıklarından farklı olduklarını, eserlerde kaynak gösterilmek suretiyle sorulara yer verildiğini, sonrasında ise bu sorulara ilişkin uzun açıklamaların yer aldığını, bu açıklamaların davacı ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, dosyaya sunulan sözleşmelerin geçersiz olduğunu, çünkü devredilen hakların tek tek ve açıkça yazılmadığını, FSEK’in 18. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığını, her sorunun sahibinin belli olduğunu, müvekkili şirketin, dava açıldıktan sonra davaya konu eserlerin mali haklarını da devraldığını ve davacıya 199.750,00 TL ödediğini, dolayısıyla davanın konusuz kaldığını, talep edilen telif tazminatının davacı tarafından hazırlanan çizelge esas alınarak hesaplandığını, çizelgede belirlenen bedelin 5 yıl için geçerli olduğunu, tek baskıdan bu ücretin talep edilmesinin mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, FSEK’in 8. maddesi uyarınca bir eserin sahibinin, onu meydana getiren kişi olduğu, dolayısıyla sınavda sorulan soruların eser sahiplerinin, soruları hazırlayan kişiler olduğuna kuşku bulunmadığı, bununla birlikte, soruları hazırlayan kişileri bir araya getirenin davacı olduğu, öte yandan …’un, farklı branşlara ait sorulardan oluşturulan soru kitapçığı üzerinden yapıldığı ve ayrılmaz bütün oluşturduğu, FSEK’in 10/son maddesinde yer alan “Birden fazla kimsenin iştiraki ile vücuda getirilen eser, ayrılmaz bir bütün teşkil ediyorsa bir sözleşmede veya hizmet şartlarında veya eser meydana getirildiğinde yürürlükte olan herhangi bir yasada aksi öngörülmediği takdirde birlikte eser üzerindeki haklar eser sahiplerini bir araya getiren gerçek veya tüzel kişi tarafından kullanılır…” hükmü uyarınca, sorular üzerindeki hakları kullanma yetkisinin, eser sahiplerini bir araya getiren davacıya ait bulunduğu, davaya konu “Tüm … Soruları” adlı kitapta, 2013 Nisan … soruları ve detaylı açıklamalarına yer verildiği, sınavda yer alan uzmanlık alanlarına bağlı kalınarak soruların ardından konu açıklamalarının bulunduğu, davalının, davacının hak sahibi olduğu soruları, yıllar itibariyle ve branşlara göre sınıflandırıp, konu bilgi ve açıklamaları ile işlediği ve sınava yardımcı kitap niteliğinde bir başka esere dönüştürdüğü, bu kitapları çoğalttığı ve satışa sunduğu, bu suretle davalının, hak sahiplerinin işleme, çoğaltma ve yayma haklarını ihlal ettiği, FSEK’in 68. maddesi uyarınca talep edilebilecek telif tazminatının belirlendiği, davacının ayrıca FSEK’in 70/2. maddesine dayalı tazminat talep ettiği, FSEK’in 70/2 maddesinde düzenlenen tazminatın haksız fiile dayandığı, bu nedenle zararın miktarının davacı yanca kanıtlanmasının gerektiği, uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hakimin, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirleyeceği, dosya kapsamında zararın miktarı tam olarak hesaplanamadığından 6098 sayılı TBK’nın 50/2 maddesi uyarınca takdir edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, dava konusu “…-17 Kitap” isimli tıpta uzmanlık sorularının yer aldığı 17 adet kitap yayımı ile davacının eserine davalı tarafından yapılan tecavüzün men’i ve ref’ine, FSEK’in 68. maddesi uyarınca 9.075,00 TL telif tazminatının dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, FSEK’in 70/2 maddesi gereğince 20.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya dair istemlerin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, mahkemece davaya konu kitabın ilk baskısının yapıldığı tarih tespit edilerek buna göre FSEK’in 68. maddesi kapsamında tazminata hükmedilmesi gerekirken yalnızca Mayıs-Ekim 2013 tarihlerini kapsar biçimde telif tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, 2012 yılı itibariyle müvekkili ÖSYM’de sınav görevlilerine ödenen ücretler, mevcut telif tazminatı dışında kalan maddi zararlarını oluşturan kitapçık basımı, soruların taşınması, yayım, broşür ve sınavda görev alanlara yapılan ödemeler de dahil olmak üzere bütün bilgi ve belgelerin mahkemeye ibraz edildiğini, FSEK’in 70. maddesi kapsamındaki tazminatın bu deliller dikkate alınarak hesaplanmasının gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kısmen redde ilişkin kısmının kaldırılmasını ve davanın tümden kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, mahkemece FSEK’in 68. maddesi uyarınca telif tazminatına hükmedildiği halde bununla birlikte tecavüzün refine de karar verildiğini, oysa telif tazminatı ile taraflar arasında farazi sözleşmenin kurulmuş sayılacağını ve bu eserler yönünden tecavüzün refi kararının verilemeyeceğini, ref talebinin reddinin gerektiğini, mahkemece FSEK’in 70/2. maddesi uyarınca 20.000 TL tazminata karar verilmiş ise de bu kabulün hiçbir maddi ve hukuki dayanağının bulunmadığını, zira davacının yalnızca sınavda sorulan soruların telif haklarını devrettiğini ve herhangi bir yayıncılık faaliyetinde bulunmadığını, dolayısıyla müvekkilinin yayıncılık faaliyetinin davacının maddi zararına yol açmadığını, TBK’nın 50. maddesinin yanlış değerlendirildiğini, bu madde uyarınca tazminata karar verilebilmesi için öncelikle zararın ispat edilmesinin gerektiğini, davacı ile müvekkili arasında dava açıldıktan sonra imzalanan sözleşmenin rayiç sözleşme olmasının mümkün olmadığı gibi bunun mahkemenin kendi ara kararına da aykırı bulunduğunu, idarenin herkese eşit işlem yapmakla yükümlü olduğunu ve davacının söz konusu soruları yayınlayan başka şirketlere dava açmayıp yalnızca müvekkiline dava açarak bu yükümlülüğünü ihlal ettiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Dairemizin 11/09/2019 tarih 2018/486 E., 2019/827 K. sayılı kararıyla, dava konusunun, davacının 18.11.2013 tarihli dilekçesinde listelenen 17 adet kitap olduğu, davacı tarafından Tıpta Uzmanlık Sınavlarında sorulmak üzere hazırlanan soruların, FSEK’in 2. maddesi kapsamında ilim ve edebiyat eseri niteliğinde bulunduğu, davacı Kurumun soruları hazırlayan kişileri bir araya getirdiğinden ve Tıpta Uzmanlık Sınavı farklı branşlara ait sorulardan oluşup ayrılmaz bir bütün teşkil ettiğinden, söz konusu sorular üzerindeki mali hakları kullanma yetkisinin davacıya ait olduğu, davalı tarafından davacının mali hakları kullanma yetkisine sahip olduğu sınav soruları, cevapları ve açıklamaları ile birlikte kitap haline getirilip, piyasaya sunulduğu, davalının, davacıdan izin almaksızın söz konusu soruları, cevapları ve açıklamaları ile birlikte kitap haline getirmesi ve piyasaya sunmasının, eser sahipliğinden kaynaklanan işleme, çoğaltma ve yayma haklarının ihlali niteliğinde olduğu, FSEK’in 68. maddesi kapsamında talep edilebilecek telif tazminatı yönünden taraflar arasındaki 24.12.2013 tarihli sözleşmenin emsal teşkil etmeyeceği, bu tazminatın tespitinin de mümkün olmadığı, TBK’nın 50. maddesi uyarınca telif tazminatının tespitinin gerektiği, bu kapsamda taraflar arasında sözleşme yapılsaydı davacının 75.000,00 TL isteyebileceği, FSEK’in 68. maddesi uyarınca bu miktarın üç katının 225.000,00 TL edeceği, FSEK’in 70/2. maddesi uyarınca talep edilen tazminat yönünden zararın varlığı ispat edilemediğinden davacının FSEK’in 70/2. maddesine dayalı talebinin yerinde olmadığı, davanın 30.10.2013 tarihinde açıldığı, dava tarihinden yaklaşık iki ay sonra taraflar arasında 24.12.2013 tarihli sözleşme imzalandığı, bu sözleşmenin, geçmiş yıllara ilişkin tüm … sorularının beş yıl süre ile mali haklarının davalıya devrine ilişkin olduğu, o halde davacının eser sahipliğinden kaynaklanan haklarına tecavüz tehlikesinin bulunduğunun söylenemeyeceği, davacı yanın FSEK’in 69. maddesine dayalı talebinin yerinde olmadığı, davalı tarafça, davacının müvekkili aleyhine dört ayrı dava açtığı ve mükerrer tazminat hesaplandığını savunulmuş ise de, her bir davanın konusunun ayrı kitaplar olduğu ve her bir kitap basımının ayrı tecavüz oluşturduğu gözetildiğinde, bu savunmanın yerinde olmadığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile FSEK’in 68. maddesi uyarınca üç kat toplam 225.000,00 TL telif tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, FSEK’in 69. maddesi uyarınca tecavüzün men’i ve 70/2 maddesi uyarınca maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİNİN 22/06/2021 TARİH VE 2019/5243 ESAS, 2021/5305 KARAR SAYILI İLAMININ ÖZETİ: Dairemiz kararının, taraf vekillerince temyizi üzerine anılan Yargıtay ilamı ile özetle, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının yerinde olmadığı, ancak davacının mali hak sahibi olduğu … geçmiş yıllara ait soruların, aralarında herhangi bir sözleşme olmaksızın davalı tarafça haksız olarak kullanıldığı ve davacının yasal haklarının ihlal edildiği, taraflar arasında bu davanın açılmasından sonra 24.12.2013 tarihinde 1987’den itibaren tüm … ve YDUS sorularını kapsar şekilde 5 yıl süreli ve sınırsız kullanım hakkı veren mali hak devir sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşme ile 1987-2012 yıllarını kapsayan tüm soruların 5 yıl süre ile sınırsız kullanımı için 199.750,00 TL bedel kararlaştırıldığı, dava açıldıktan sonra bile olsa tarafların iradeleri böyle tecelli ettiğine ve başkada emsal lisans sözleşmesi bulunmadığına göre, anılan sözleşme emsal alınıp, tüm soruların 5 yıl kullanımı için kararlaştırılan lisans bedeli tecavüzün vuku bulunduğu tarihlere uyarlanıp 5’er yıllık periyodik dönemlerin başlangıçlarına göre bedel belirlenip, böylece belirlenecek bu bedel tüm sorulara ilişkin olacağından, somut olayda dava konusu alana ve kapsamdaki, yani tüm … sınav soruları arasından yayınlanan dava konusu soru sayısına oranlanarak telif bedelinin bulunması, sonra da FSEK’in 68. maddesi kapsamında tazminatın belirlenmesi ve talebe göre dava tarihinden itibaren faiz işletilecek şekilde hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı, kabule göre de FSEK’in 68. maddesi kapsamında tazminat talep edildiği durumlarda mahkemece verilen hüküm ile artık hak sahibi ile ihlalde bulunan kişi arasında farazi bir sözleşme kurulduğu kabul edildiğinden, davacının ref talebinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin de doğru bulunmadığı, davalı lehine reddedilen tutar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, davacının talebi hususunda yanılgıya düşülerek eksik vekalet ücretine hükmedilmesinin de doğru görülmediği gerekçesiyle Dairemiz kararının taraflar yararına bozulmasına karar verilmiştir.

GEREKÇE : Dava, davacının üzerinde hak sahibi olduğunu ileri sürdüğü sınav sorularının, davalı tarafından izinsiz olarak kitap haline getirilip satışa sunulduğu iddiasına dayalı eser sahipliğinden kaynaklanan haklara tecavüzün refi, muhtemel tecavüzlerin meni ile FSEK’in 68. ve 70. maddeleri uyarınca tazminat istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizce usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmuştur.
Dairemizce uyulmasına karar verilen bozma ilamında belirtildiği üzere taraflar arasında, eldeki davaların açılmasından sonra 24.12.2013 tarihinde imzalanan sözleşmenin emsal sözleşme olarak kabul edilerek, tüm soruların 5 yıl kullanımı için kararlaştırılan lisans bedelinin tecavüzün vuku bulunduğu tarihlere uyarlanıp 5’er yıllık periyodik dönemlerin başlangıçlarına göre bedel belirlenmesi, böylece belirlenecek bu bedel tüm sorulara ilişkin olacağından, somut olayda dava konusu alana ve kapsamdaki, yani tüm … sınav soruları arasından yayınlanan dava konusu soru sayısına oranlanarak telif bedelinin bulunması, bu şekilde FSEK’in 68. maddesi kapsamında tazminatın belirlenmesi için Dairemizce ek bilirkişi raporu alınmıştır. Sunulan 20.03.2022 tarihli ek bilirkişi raporunda, Dairemizce uyulan bozma ilkesinde belirtildiği şekilde, taraflar arasındaki 24.12.2013 tarihinde imzalanan sözleşmede tüm sorular için belirlenen bedel olan 199.750,00 TL, enflasyon oranları dikkate alınarak tecavüzün vuku bulduğu tarihlere uyarlanıp 5’er yıllık periyodik dönemlerin başlangıçlarına göre bedel belirlemiş, bu bedel tüm sorulara ilişkin olduğundan ve dava konusu kitaplarda tüm … sorularını kapsadığından ayrı bir oranlamaya gerek görülmemiş ve buna göre davacının 377.982,88 TL talep edebileceği tespit edilmiş olduğundan, Dairemizce bu şekilde hesaplama yapılan ek bilirkişi raporuna itibar edilmiş ve buna göre tespit edilen miktar, talep edilen miktardan fazla olduğundan taleple bağlı kalınarak 362.250,00 TL hüküm altına alınmıştır. Her ne kadar söz konusu bilirkişi raporunda, ihlalin gerçekleştiği tarih ile dava tarihi arasındaki süre dikkate alınarak alternatif bir hesaplama da yapılmış ve 408.708,30 TL talep edilebileceği sonucuna ulaşılmış ise de FSEK’in 68. maddesi uyarınca telif tazminatına hükmedildiğinde, taraflar arasında farazi bir sözleşme ilişkisi kurulduğundan ve söz konusu ihlale yol açan kitapların toplatılması artık mümkün olmayacağından, bilirkişi raporundaki alternatif bu hesaplamaya itibar edilmesi mümkün görülmemiş, yine Dairemize sunulan 30.11.2021 havale tarihli bilirkişi raporunda da, bozma ilamında belirtildiği gibi 5’er yıllık periyodik dönemlerin başlangıcına göre bedel belirlenmeyip, her tecavüz yönünden ayrı ayrı uyarlama yapılması nedeniyle bu rapordaki hesaplamaya göre karar verilmesi de mümkün görülmemiştir. Öte yandan, FSEK’in 68. maddesi kapsamında tazminat talep edildiği durumlarda mahkemece verilen hüküm ile artık hak sahibi ile ihlalde bulunan kişi arasında farazi bir sözleşme kurulduğu kabul edildiğinden, davacının ref talebinin de reddine karar vermek gerekmiş, vekalet ücretinin hesaplanması yönünden Yargıtay bozma ilamında belirtilen miktar esas alınmış, anılan hususlar dışında kalan yönlerden Dairemizin önceki kararı bozma kapsamı dışında kalarak kesinleştiğinden, bu yönlerden önceki kararımızla aynı şekilde aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, 5846 sayılı FSEK’in 68. maddesi uyarınca üç kat toplam 362.250,00 TL telif tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Davacının FSEK’in 66. maddesi uyarınca tecavüzün REFİ, 69. maddesi uyarınca tecavüzün MEN’i ve 5846 sayılı FSEK’in 70/2 maddesi uyarınca maddi tazminat taleplerinin REDDİNE,
3-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 24.745,29.TL nispi karar ve ilam harcının, davacı tarafından yatırılan 7.894,10.TL harçtan mahsubu ile bakiye 16.851,19.TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, kabul edilen telif tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 33.807,50.TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, reddedilen maddi olmayan talepler yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 7.375,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, reddedilen maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 13.450,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 28,05.TL ilk masraf, 1.500,00.TL bilirkişi ücreti, 259,00.TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 335,00.TL tebligat ile posta masrafı masrafı ve 4.500,00.TL bilirkişi ücreti, 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı toplamı olan 6.720,15.TL’nin, davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 2/3’si olan 4.480,10.TL’ye, 7.894,10.TL mahsup edilen peşin harç tutarı eklenerek oluşan toplam 12.374,20.TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı uhdesinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan 52,50.TL tebligat ve posta gideri, 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcından oluşan toplam 150,60.TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 1/3’i olan hesaplanan 50,20.TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı uhdesinde bırakılmasına,
9-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.353),
10-Davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 35,90.TL maktu istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
11-Davalı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 497,00.TL nispi istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davalıya iadesine,
12-Dairemizce bozma ilamı üzerine duruşma açıldığından Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2021/96-205 E.K. sayılı ilamı gereğince taraflar lehine istinaf duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı yapılan açık yargılama sonucunda Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 20/04/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/05/2022