Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1122 E. 2023/1086 K. 22.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/1122 – 2023/1086
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1122
KARAR NO : 2023/1086
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/03/2021
NUMARASI : 2019/358 E. – 2021/218 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Demiryolu Taşımacılığı Kaynaklı)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 25/03/2021 tarih ve 2019/358 E. – 2021/218 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraflarca istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin Kazakistan’da bulunan bir firmadan satın almış olduğu 421 ton 540 kg peletli keten tohumu küspesinin Kars istasyonuna taşınması için Kazakistan Demiryollarına ait KTZ Express ve Türkiye parkuru için TCDD ile anlaşma yapıldığını, Kars İstasyonunda konteynerlerin kapakları açıldığında ürünün bir kısmının su girişi nedeniyle küflendiğinin, eridiğinin ve kokuştuğunun tespit edildiğini, tartım sonucu eşyanın 43 ton 40 kg’lık kısmının da eksik çıktığını, konteynerlerin hava deliklerinden su girişi nedeniyle zararın meydana geldiğini, davalıdan zararın karşılanması talep edilmişse de olumlu cevap verilmediğini, 20.06.2019 tarihinde tebliğ edilen ödeme ihtarı ile davalıya 5 günlük süre verildiğini ileri sürerek, 78.544,75 USD’nin ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla yoksul kalınan kâr için şimdilik 100 USD’nin faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, eşyanın mühürleri sağlam bir şekilde Kars istasyonuna ulaştığını, müvekkilinin taşımanın 79 km’sinden sorumlu olduğunu, konteynerlerin KTZ Express firmasına ait olduğunu, ürünün bozulmasından müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, mühürleri sağlam vagonları açıp kontrol edemeyeceğini, CİM’nin 23. ve TTK’nın 878/1-d maddeleri gereği müvekkilinin sorumluluğunun ortadan kalktığını, konteynerlere su girişi olduğu iddiasının da doğru olmadığını, aksine dışarıya doğru su sızıntısı olduğunu, konteynerlerin dolu olarak bir aydan fazla süre Kazakistan Kostanay İstasyonunda bekletildiğini, yolda da 20 günlük sürenin geçtiğini, eşyadaki eksikliğin su kaybından kaynaklandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, COTİF/CIM’ın 14. maddesi kapsamında ambalajlama yükümlülüğü gönderene ait olup taşımaya konu keten tohumu küspesinin taşınacağı konteynerlerin gönderen tarafından seçildiği, gönderenin yükleme için gerekli onayları beklemeden 14.05.2018 tarihinde öğütülmüş keten tohumu küspesini konteynerlere yüklediği, konteynerlerin, onay alınması sürecinde 1 aydan fazla süre ile 21.05.2018 tarihine kadar dolu olarak Kostanay İstasyonunda bekletildiği, bu kapsamda bekleme sebebi ile gerçekleşen emtia zararına göndericinin katlanması gerektiği, zira gönderenin taşıma için gerekli izinleri alıp prosedürü tamamladıktan sonra yüklemeyi gerçekleştirmesinin gerektiği, eşyanın niteliği gereği uzun süre konteynerde kalmasının fireye sebep olacağı, bu sürede hava sıcaklığı, ortam nemi ve öğütülmüş keten tohumu küspesinin kendi içinde barındırdığı nemin etkisiyle üründe bozulma meydana geldiği, öte yandan 26.07.2018 tarihli tutanakta belirtilen 43.040 kg miktar eksikliğinin konteynerler içerisindeki küspenin kimyasal reaksiyona girerek oluşturduğu suyun nakliye boyunca konteynerlerden dışarı çıkmasıyla oluştuğunun tespit edildiği, ithalatta uyulması gereken kurallara göre ürünlerin mühürlü konteyner içerisinde taşınması sorumluluğu bulunduğundan dışarıdan müdahale olmasının mümkün olamayacağı ve varma yeri olan Kars İstasyonunda sağlam olan konteyner mühürlerinin oluşturulan heyet huzurunda açıldığı, COTİF/CIM’ın 23. maddesinde öngörülen taşıyıcının sorumluluktan kurtulmasına ilişkin birden fazla koşulun gerçekleşmiş olması nedeniyle taşınan emtiada gerçekleşen hasar ve emtia miktarındaki eksilmeden davalı taşıyıcının sorumlu olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, bilirkişi raporu ile uzman raporu arasındaki çelişkinin giderilmediğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşıma sözleşmesinin değerlendirilmediğini, KTZ Express ile yapılan taşıma sözleşmesine göre konteyner temini ve ambalajlamanın taşıyıcıya ait olduğunu, uluslararası taşımaya katılan TCDD’nın ortak/birlikte sorumluluğunun bulunduğunu, davalı TCDD’nin başlangıçta tam ve sağlam olarak teslim edildiği sabit bulunan eşyanın cinsine bağlı olarak bozulduğunu, hasarın yanlış konteyner seçiminden kaynaklandığını ispatlayamadığını, hasar ve eksilmenin nerede ve nasıl gerçekleştiğinin belirsiz olduğunu, yeni bir heyetten bilirkişi raporu alınması taleplerinin kabul edilmediğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili, davanın değerinin toplam 78.544,75 USD + 100 USD’den oluştuğunu, karar tarihindeki TL karşılığının ise 626.570,58-TL olduğunu, müvekkili şirket lehine hükmedilen vekalet ücretinin ilk derece mahkemesince karar tarihindeki kur üzerinden hesaplanması gerekirken davanın ikame edildiği tarihteki USD kuru üzerinden hesaplanmasının hukuka ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu ileri sürerek, yerel mahkeme kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, demiryolu taşımasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dosya arasında bulunan konusunda uzman kişilerce düzenlenmiş, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre keten tohumu küspesinin hayvan yemi olarak kullanıldığı; öğütülmüş, parçalanmış, kabuk bütünlüğü bozulmuş yemlerin depo süresinin kısalacağı, uygun olmayan koşullarda depolama sonucu yemlerdeki mikroorganizma sayısının kısa sürede artacağı, yemlerdeki besin maddelerinin bozulması sonucu ek su ve ısının meydana gelmesi yüzünden mikroorganizmaların çoğalmasının hız kazanacağı, somut uyuşmazlıkta eşyanın gönderenin kusuru sebebiyle 14.05.2018-21.06.2018 tarihleri arasında dolu olarak beklediği ve bu şekilde 1 aydan fazla sağlıksız koşullarda, nem oluşmasına sebebiyet verecek şekilde yüksek ısıya maruz kaldığının tespit edildiği, eşyanın niteliği gereği uzun süre konteynerde kalmasının fireye sebep olacağı, alınan ilk numunede göre nem oranının %70, konteyner içi sıcaklığının 70-80 dereceye çıkmış olduğu, taşıma sözleşmesi dosyaya sunulmadığından ambalajlama yükümlülüğünün kimde olduğu açık olmamakla birlikte COTİF/CIM’ın 14. maddesine göre kural olarak ambalajlama yükümlülüğünün gönderene ait olduğu, eşyanın beklemesinin gönderenin kusurundan kaynaklandığı, davalı, taşıma işini KTZ Express ile birlikte üstlendiğinden taşıma faaliyetlerinin tüm safhaları bakımından taşıyıcının sorumluluğuna sebebiyet verecek bir zarardan sorumluluğu doğabilecek iken somut uyuşmazlıkta taşıyana atfedilebilecek bir kusur bulunmadığı, öte yandan ilk derece mahkemesi tarafından dava değeri olarak gösterilen yabancı para cinsinin dava tarihindeki TCMB efektif satış kuru üzerinden hesaplanan Türk Lirası karşılığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 17.05.2023 tarih ve 2022/3464 E.-2023/3042 K. sayılı kararının da bu yönde olduğu, buna göre davalı vekili lehine 39.469,26-TL vekalet ücreti takdiri gerekirken vekalet ücretinin sehven 39.503,08-TL olarak fazla hesaplanmasının da istinaf edenin sıfatına göre kaldırma sebebi yapılamayacağı anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca ayrı ayrı alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 210,55-TL’nin taraflardan ayrı ayrı tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında taraflarca yapılan yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/09/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 17/10/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.