Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1115 E. 2023/1075 K. 22.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/1117 – 2023/1076
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1117
KARAR NO : 2023/1076
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/03/2021
NUMARASI : 2020/107 E. – 2021/124 K.

DAVACI
VEKİLİ
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka YİDK Kararının İptali ile Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25/03/2021 Tarih ve 2020/107 Esas – 2021/124 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkiline ait “…” markasının … tarafından tanınmış marka olarak kabul edilmiş, maruf ve meşhur bir marka olduğunu, davalı şirketin 2019/07572 sayılı “…” ibareli markası hakkındaki yayına, sahip oldukları “…” ve “eticin” markaları ile iltibas oluşturması sebebi ile itiraz ettiklerini, bu itirazlarının reddedildiğini, 2020-M-91 sayılı YİDK kararının hukuka aykırı olduğunu, “…” ibareli seri marka ve tasarımları olduğunu, yurt dışında da bu ibareyi çok sayıda ülkede 30. sınıf kapsamında tescil ettirmek suretiyle tanınmışlık kazandırdıklarını, bu tanınmışlıklarını T03140 numarası ile TPMK nezdinde kaydettirdiklerini, markalar arasında iltibas tehlikesi bulunduğunu, emtia sınıflarının aynı olduğunu, dava konusu başvurunun tanınmış markalarından haberdar olmadan yapılmış olmasının mümkün olmadığını, bu durumun kötü niyet göstergesi olduğunu ileri sürerek, 2020-M-91 sayılı YİDK kararının 29, 30, 35 (35-29, 30, 32) sınıf yönünden iptali ile 2019/07572 sayılı davalı markasının tescili halinde 29, 30, 35 (35-29, 30, 32) sınıf yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, “…” ibaresinin davalı şirket sahiplerinin eski soy ismi olduğunu, müvekkilinin 1985 yılından beri “… …”ı ticaret unvanı olarak kullandığını ve baharatlarını … etiketi ile piyasaya sunduklarını, “…” ve “…” ibareli markaların görsel ve anlamsal olarak farklı olduğunu, bu sebeple açılan davanın kötü niyetli olduğunu, “…” kelimesinin bir çeşit mantar anlamına geldiğini, “…” kelimesinin ise “kötülük yapan ruhani bir varlık” anlamına geldiğini, TÜRKPATENT kayıtlarında 29 ve 30. sınıflarda farklı kişilere kayıtlı birçok marka tescili bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, dava konusu başvuru ile davacının itiraza mesnet markalarının bütüncül değerlendirme itibari ile benzer olmadığını, karıştırılma ihtimallerinin bulunmadığını, 6769 SMK m.6/5 kapsamındaki koşulların da oluşmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu markanın kapsamındaki mallar/hizmetlerin davacı markalarının kapsamındaki mallar ile aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olduğu, 2019/07572 sayılı marka ile davacı markaları arasında marka işaretleri bakımından karıştırılmaya yol açacak düzeyde işitsel, görsel ve anlamsal olarak benzerlik bulunmadığı, çifte benzerlik şartı oluşmadığından, dava konusu marka ile davacıya ait markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı, davacının tanınmışlık sebebi ile ret taleplerinin yerinde olmadığı, davalının kötü niyetli olmadığı, 2020-M-91 sayılı YİDK kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, yerel mahkeme kararında markaların görsel, işitsel ve anlamsal olarak farklı oldukları yönünde görüş bildirilmiş ise de söz konusu hükmün çelişki içeren, eksik inceleme ile tesis edilmiş, hukuki ve maddi gerçekliğe aykırı olarak oluşturulmuş bir karar olduğundan istinaf incelemesi neticesinde kaldırılması gerektiğini, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6. maddesinde iltibas ihtimali olduğu hallerde marka başvurusunun önceki marka sahibinin itirazı üzerine reddedileceğinin düzenlendiğini, müvekkilinin “…” ibareli markaları ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olan ve bu benzerlik nedeniyle iltibas yaratan ve aynı sınıflarda tescili talep edilen “…” markasının tesciline ilişkin Yerel Mahkemece davanın reddine karar verilmesinin hukuki ve maddi gerçekliğe aykırı olduğunu ileri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka YİDK kararının iptali ile marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenim dikkate alınarak belirleneceği, buna göre “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” ve “… …” asıl unsurlu markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, bir bütün olarak dava konusu başvurunun, davacı markalarından farklılaştığı, markalar arasında görsel, işitsel ya da kavramsal benzerlikten söz edilmeyeceği, marka işaretleri arasında benzerlik olmadığından, davacı markalarının tanınmış olmalarının tescil engeli oluşturmayacağı, dava konusu başvurunun kötü niyetli yapıldığının da ispat edilemediği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 210,55‬-TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/09/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 25/09/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.