Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1114 E. 2023/1074 K. 22.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/1114 – 2023/1074
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1114
KARAR NO : 2023/1074
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/03/2021
NUMARASI : 2020/285 E. – 2021/123 K.

DAVACI
VEKİLLERİ
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Marka YİDK Kararının İptali ile Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25/03/2021 Tarih ve 2020/285 Esas – 2021/123 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” ve “…” asli unsurlu markaların ve T/00979 sayılı tanınmış “…” markasının sahibi olduğunu, davalı yanın 2019/36157 sayılı “…” ibareli marka başvurusunun müvekkili markaları ile benzerlik arz ettiğini, “…” markasının aynı zamanda müvekkili şirketin ticaret unvanında kullanıldığını, dava konusu markanın, müvekkili markalarından haksız menfaat sağlayabileceğini ve ayrıca müvekkili markalarının ayırt ediciliğini sulandırabileceğini, başvurunun kötü niyetle yapılmış bir başvuru olduğunu ileri sürerek, 2020-M-6363 sayılı TPMK YİDK kararının iptali ve dava konusu markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, verilen kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkilinin dünyanın önde gelen petrol ve doğalgaz şirketlerinden biri olduğunu, ana yatırımlarının petrokimya ürünleri ve ticareti, rafinaj ve doğalgaz ticareti ve dağıtımı olduğunu, taraf markaları arasında herhangi bir benzerlik bulunmadığını, tarafların faaliyet alanlarının birbirinden tamamen bağımsız olduğunu, markaların şekli unsurlar itibariyle hiçbir benzerlik taşımadıklarını, müvekkilinin “…” markalarının global ve yerel düzeyde tanınmış olduğunu, faaliyet alanları tamamen farklı olan iki markanın herhangi bir şekilde karıştırılmayacağını, markalar farklı oldukları gibi hitap ettikleri tüketici kitlelerinin de farklı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu başvuru kapsamında yer alan mal ve hizmetler ile davacı yana ait önceki markalar arasında aynı, aynı tür ya da benzerlik düzeyinde bir ilişkinin mevcut olduğu, bununla birlikte taraf markalarını oluşturan işaretlerin bütünsel algıları itibariyle, ilgili tüketici nezdinde yarattıkları izlenimlerin, işaretlerin herhangi bir şekilde birbirleri ile ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimali sonucunu doğurmayacağı, davacının dosya kapsamına sunduğu delillerin tanınmışlık ispatı için yeterli olup olmadığından bağımsız bir şekilde, davacının “…” markalarının tanınmışlığına dava konusu markanın ne şekilde zarar vererek haksız menfaat sağlayabileceği ve davacı markalarının itibarından ne şekilde yararlanabileceği gibi tanınmışlığa bağlanan sonuçlardan herhangi birinin koşullarının somut olayda oluşmasının mümkün olmadığı, davalının kötü niyetinin ispat olunamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davalı … … A.Ş. tarafından yapılan 2019/36157 başvuru numaralı “…” ibareli marka başvurusuna, müvekkili şirketin … tanınmış markası başta olmak üzere … ibaresini içeren seri markaları ile iltibas tehlikesi bulunduğu gerekçesi ile itiraz edildiğini, … ve … ibareli seri markalar ile davaya konu marka yan yana getirildiğinde, davaya konu markanın esaslı unsuru olan … ibaresinin tüketici nezdinde karıştırılarak iltibasa yol açacağını, işletmesel bağlantı kurulmasına neden olacağını, davalı markasının davacı markasının içeriğini sulandırıcı nitelikte olduğunu, marka tescil talebinin kötü niyetli olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

GEREKÇE : Dava, marka YİDK kararının iptali ile hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, buna göre “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, marka işaretleri arasında benzerlik olmadığından, davacı markalarının tanınmış olmalarının da başvurunun reddini gerektirmeyeceği, davalının kötü niyetinin ispat edilemediği, davacının tüm istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 210,55‬-TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/09/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 25/09/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.