Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1112 E. 2023/1056 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/1112 – 2023/1056
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1112
KARAR NO : 2023/1056
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/03/2021
NUMARASI : 2020/147 E. – 2021/126 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Marka YİDK Kararının İptali ile Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25/03/2021 tarih ve 2020/147 E. – 2021/126 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin “…” asıl unsurlu tanınmış markalarının bulunduğunu, davalıların 2018/106872 başvuru numaralı “…” ibareli marka tescil başvurusuna müvekkilince yapılan itirazın davalı Kurum tarafından reddedildiğini, oysa “…”, “…” ibaresinin müvekkili tarafından ilk kez 1986 yılında tescil ettirilerek yurt içinde ve yurt dışında tanınmış hale getirildiğini, “…”, “…” markalarının tanınmış marka olması sebebiyle iltibas ihtimalinin arttığını, dava konusu “…” ibareli marka ile müvekkiline ait markalar arasındaki sınıfsal benzerlik bulunduğunu, ortalama gıda tüketicisinin “…” ibareli marka ile davacı şirketin “…”, “…” ibareli markalarını benzer olarak algılayacağını, davalıların davacıya ait tanınmış “…” markalarına benzer marka başvurusunda bulunmasının kötü niyetli olduğunu, davalı şirkete ait “…” ibareli markanın tescilinin davacıya ait “…” ibareli tanınmış markaların ayırt edici karakterine zarar vereceğini ve davalının davacı markalarından haksız yarar sağlamasına sebep olabileceğini ileri sürerek, YİDK’in 2020-M-1984 sayılı kararının 30. sınıfın tamamı, 35. sınıfın 29,30,32. sınıfa ilişkin emtiaları ve 43.sınıfta bulunan “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.” ürün ve hizmetleri bakımından iptaline ve davalılar adına başvurusu yapılan markanın aynı mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şahıslarca yasal cevap süresi içerisinde davaya cevap verilmemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, 2018/106872 sayılı marka ile davacı markası arasında marka işaretleri bakımından karıştırılmaya yol açacak düzeyde işitsel, görsel ve anlamsal olarak benzerlik bulunmadığı, dava konusu markanın emtia kapsamı bakımından davacı markaları ile benzer olduğu, çifte benzerlik şartı oluşmadığından, dava konusu marka ile davacıya ait markalar arasında karıştırılma ihtimali olmadığı, başvurunun kötü niyetle yapıldığına dair belgelerin dava dosyası kapsamında yer almadığı, davalının kötü niyetli olmadığı, davacının tanınmışlık sebebi ile ret taleplerinin yerinde bulunmadığı, 2020-M-1984 sayılı YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemece taraf markaları arasında sınıfsal benzerlik tespit edilmişken işbu karardaki gibi sonuca ulaşılmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, verilen kararın aksine dava konusu markalar arasında görsel, işitsel, kavramsal ve sınıfsal benzerlik bulunduğunu, mahkemece müvekkili şirket markalarının tanınmış marka niteliğinde olduğu, tanınmış markalarda iltibas ihtimalinin yüksek olduğunun dikkate alınmadığını ileri sürerek, mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenim dikkate alınarak belirleneceği, buna göre “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” ve “… …” asıl unsurlu markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, zira markaların hecelerine ayrılarak karıştırılma tehlikesinin değerlendirilmesinin mümkün olmadığı ve bir bütün olarak dava konusu başvurunun, davacı markalarından farklılaştığı, markalar arasında görsel, işitsel ya da kavramsal benzerlikten söz edilmeyeceği, marka işaretleri arasında benzerlik olmadığından, davacı markalarının tanınmış olmalarının tescil engeli oluşturmayacağı, dava konusu başvurunun kötü niyetli yapıldığının da ispat edilemediği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 210,55‬-TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 14/09/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/09/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.