Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1110 E. 2021/1028 K. 09.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/04/2021
NUMARASI : …..
DAVANIN KONUSU : Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 29/04/2021 tarih ve …… sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili Kurumu…… ifadesini kullandığını, tabelada tercih edilen renk ve yazı karakterlerinin de tüketicileri yanıltıcı özellikte olduğunu, işletmedeki camekan, yazar kasa fişi, barkodlu ürün etiketi ve mağaza poşetindeki kullanımlar itibariyle de marka haklarına iltibas suretiyle tecavüzde bulunduğunu, davalının müvekkili Kurumun ülke çapındaki tanınmışlığı ve güvenirliğinden yararlanmak suretiyle tüketiciyi yanılttığını ve ortalama tüketici düzeyinde işletmesini müvekkili Kurumla ilintili göstermeye çalıştığı iddiasıyla hakkında iltibas suretiyle marka hakkına tecavüz suçundan ceza soruşturması yürütülmesini talep ettiklerini, Cumhuriyet Başsavcılığınca tahkikata başlandığını, kovuşturmaya yer olmadığına karar verilen kararda tahkikat makamınca şüpheli şirket yetkilisinin kullanımlarının davalı şirket unvanına tescil olunan …….. tescil nolu markalara dayalı olduğu ve markaya dayalı bu kullanımların soruşturmalar konusu suça vücut vermediğinin belirlendiğini, oysa aksinin oluştuğunu ileri sürerek davalı adına kayıtlı ….. sayılı markaların hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin adresinin …….. olduğunu, davacı her ne kadar dilekçesinde SMK’nın 156/(3) maddesi gereği davacının yerleşim yerinin yetkili olduğunu belirtmiş ise de, bu düzenlemenin “hak sahibi tarafından, üçüncü kişiler aleyhine açılacak” davalar için geçerli bulunduğunu, huzurdaki davanın tescilli markanın hükümsüzlüğü davası olduğunu, SMK’nın 156/(5) maddesindeki “Üçüncü kişiler tarafından sınai mülkiyet hakkı sahibi aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir.” hükmü dikkate alındığında yetkili mahkemelerin müvekkilinin yerleşim yeri, yani İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 6/1. maddesi uyarınca genel yetkili mahkemenin davalının yerleşim yeri mahkemesi, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 156/5. maddesi uyarınca da üçüncü kişiler tarafından sınai mülkiyet hakkı sahibi aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkemenin, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesi olduğu, davalının adresinin… olması nedeni ile 6100 sayılı Kanun’un 6/1 ve 6769 sayılı Kanun’un 156/5 maddeleri gözetildiğinde dava yetkisiz mahkemede açıldığı, görevli ve yetkili mahkemenin İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesi ile davalı tarafın yetki itirazının kabulüne, mahkemenin yetkisizliğine, talep halinde dosyanın İstanbul Adliyesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, 6769 sayılı SMK’nın 156/3. maddesinde açık bir anlatımla “Sınai mülkiyet hakkı sahibi tarafından, üçüncü kişiler aleyhine açılacak hukuk davalarında yetkili mahkeme, davacının yerleşim yeri veya hukuka aykırı fiilin gerçekleştiği yahut bu fiilin etkilerinin görüldüğü yer mahkemesidir” yönünde bir düzenleme getirildiğini, SMK’nın 156/3. maddesi anlamında sahibi bulunulan fikri hakkı ihlal eden davalı markalarının hükümden düşürülmesini talep ettiklerinin de açık olduğunu, Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin eldeki davaya bakmakta yetkili ve görevli olduğunu, markanın hükümsüzlüğü isteminin “iltibas” iddiasına dayandırıldığını, iltibasın ise özü itibariyle hukuka aykırı bir eylem yani haksız fiil olduğunu, 6100 sayılı HMK’nın “Haksız fiilden doğan davalarda yetki” hususunu düzenleyen 16. maddesinin “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir” hükmünü ihtiva ettiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka hükümsüzlüğü ile sicilden terkin istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 6/1. maddesi uyarınca genel yetkili mahkemenin davalının yerleşim yeri mahkemesi olduğu, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 156/5. maddesi uyarınca da, üçüncü kişiler tarafından sınai mülkiyet hakkı sahibi aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkemenin, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesi olduğunun belirlendiği, davalının adresinin İstanbul olması nedeni ile anılan hükümler uyarınca davanın yetkisiz mahkemede açıldığı, somut uyuşmazlık açısından yetkili mahkemenin İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğu, mahkemece dosyanın İstanbul Adliyesine gönderilmesine karar verilmiş ise de gerekçe kısmında bu hususun İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olarak açıklandığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan maktu harcın mahsubu ile yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 09/09/2021 tarihinde HMK 362/1-c maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/09/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip