Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1107 E. 2023/1054 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/1107 – 2023/1054
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1107
KARAR NO : 2023/1054
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/02/2021
NUMARASI : 2020/171 E. – 2021/58 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Marka YİDK Kararının İptali ile Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 18/02/2021 tarih ve 2020/171 E. – 2021/58 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 2006/18094, 2008/62741, 2006/18095, 2011/32945, 2014/108321, 2014/108331 sayılı ve “…”, “…” ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalı Şirketin bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki 2018/74273 sayılı “…” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazların Markalar Dairesi Başkanlığı’nca reddedildiğini, bu karara karşı yaptıkları itirazın YİDK tarafından kısmen kabul edilerek başvuru kapsamında 35. sınıftaki bir kısım hizmetlerin çıkarıldığını, sair itirazlarının reddine karar verildiğini, oysa taraf markaları arasında başvuru kapsamında kalan mal ve hizmetler yönünden de iltibas bulunduğunu, müvekkilinin markaları tanınmış olduğundan SMK’nın 6/5 maddesindeki koşulların oluştuğunu, dava konusu markanın haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek YİDK’in 2020-M-5655 sayılı kararın iptali ile dava konusu başvurunun tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak , davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, markalar arasında iltibasa neden olacak düzeyde bir benzerlik bulunmadığını, davacının, müvekkili şirketin marka tescili talep ettiği sınıflar ile aynı veya benzer sınıflarda faaliyeti ve hizmeti bulunmadığını, “…” ibaresinin davacıya özgü olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dosya kapsamı ve bilirkişi raporu doğrultusunda, gerek YİDK karar iptali istemi gerekse de hükümsüzlük davası bakımından; 2018 74273 tescil numaralı … ibareli davalı markası ile davacının … ibareli markaları arasında, benzerlik ve iltibas ihtimali bulunmadığı, taraf markaları benzer olmadığından SMK 6/5 koşullarının oluşmadığı, tarafların müktesep haklarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, dava konusu marka başvurusunun davacı markalarına ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, markalar arasında tüketici nezdinde karıştırılma ihtimali bulunduğunu, davacı markalarının kullanımına ilişkin çekişme bulunmadığını, davacı markalarının tanınmış olduğunu, davalı tarafından kullanılmasının tüm mal ve hizmet sınıfları bakımından davacı markasının sulanmasına ve ayırt ediciliğinin zedelenmesine yol açacağını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararı iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…” ibaresinin Yunanca “yeni” anlamına gelen ve önünde kullanıldığı sözcüğe “yeni” anlamını katan bir kelime olduğu, ticaret hayatından sosyal hayata kadar pek çok alanda yaygın şekilde kullanılan zayıf bir ibare olduğundan, davacının da bunu öngörerek aynı ibarenin başka sözcüklerin ilavesiyle farklı kişilerce marka olarak kullanılmasına katlanmasının gerektiği, anılan ibarenin kimsenin tekeline bırakılamayacağı, somut uyuşmazlıkta da başvuruda yer alan diğer ibare, şekil ve renk unsurları ile davacı markalarından ayırt ediciliğin sağlandığı, tarafların markaları arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında iltibas tehlikesinin söz konusu olmadığı, bu nedenle SMK’nın 6/5. Maddesi anlamında tanınmışlığın tartışılmasına gerek bulunmadığı, mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 210,55‬-TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 14/09/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/09/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.