Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1102 E. 2023/1115 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/1102 – 2023/1115
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1102
KARAR NO : 2023/1115
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/03/2021
NUMARASI : 2020/224 E. – 2021/104 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU :YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 17/03/2021 Tarih ve 2020/224 Esas – 2021/104 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, davalı şirketin 2018/88221 sayılı ve “…” ibareli marka başvurusuna karşı, başvurunun Kanunda yer alan mutlak tescil engelleri çerçevesinde mümkün olmadığı ve kötü niyetli olarak yapıldığı gerekçeleriyle yapılan itirazların dava konusu YİDK kararı ile nihai olarak reddedildiğini, oysa dava konusu başvurunun asli unsurunu oluşturan “…” ibaresinin özellikle gıdalarla ilgili mal ve hizmetler yönünden tanımlayıcı nitelikte bulunduğunu, bu ibarenin aynı zamanda bir meslek, sanat ve ticaret grubuna mensup olanları ifade eden, özellikle çikolata üreten firmaların tümü tarafından kullanılabilecek bir ibare olması nedeniyle SMK’nın 5/1(d) bendi kapsamına girdiğini, ilgili ibarenin ortalama tüketici nezdinde devlet teşviki ve/veya devlet destekli bir iştirak olduğu izlenimi yaratabileceğini, bu nedenle SMK’nın 5/1(f) bendi kapsamında yanıltıcı nitelikte olduğunu, başvuruda yer alan “…” ibaresinin kamuya mal olmuş bir kelime olması nedeniyle ilgili bakanlıktan izin alınmadığı sürece SMK’nın 5/1(d) bendi uyarınca tescil edilemeyeceğini, davalının seri marka yaratma bahanesiyle tanımlayıcı nitelikteki bir ibareyi tescil ettirmeye çalıştığını, bu nedenle kötü niyetli olduğunu ileri sürerek YİDK’ ın 11/06/2020 tarih ve 2020/M-5139 sayılı kararının iptaline, dava konusu başvurunun tescili halinde hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, müvekkili şirketin çikolata sektöründe faaliyet gösteren dünyanın önde gelen firmalarından olduğunu, dava konusu “…” ibareli markanın tescil edildiği 35. sınıftaki hizmetler için ayırt edici niteliği haiz olduğunu ve tanımlayıcı bulunmadığını, markada öne çıkan unsurun “…” ibaresi olduğunu, markanın ortalama tüketici nezdinde yanıltıcı da olmadığını, markada geçen “…” ibaresinin ise tek başına ve tekel hakkı sağlayacak şekilde kullanılmadığını, slogan markası içinde bir unsur olarak kullanıldığını, ayrıca bu ibarenin çok sayıda marka başvurusuna da konu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu yapılan markada asli unsurun “…” ibaresi olduğu, çekişme konusu yapılan “…” ibaresi daha küçük puntoda ve arka planda bırakılarak tali unsur olarak konumlandırıldığı, söz konusu tali unsurun, aynı zamanda slogan niteliğinde olduğu, bu hali ile dava konusu başvurunun, tescil kapsamındaki hizmetler bakımından, herhangi bir özellik belirtmediği, davalı şirket markasının ve markada çekişme konusu yapılan tali unsurun herhangi bir meslek, sanat veya ticaret grubundan kaynaklı tescil engeli içermediği gibi yanıltıcı da olmadığı, dava konusu marka bakımından ileri sürülen mutlak tescil engellerinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, dava konusu markanın asli unsurunun “…” ibaresinden oluştuğunu, başvuruda yer alan “…” ibaresinin davalı Şirketin çatı markası olduğunu, “…” ibaresinin tanımlayıcı bir ibare olduğunu, ilgili ibarenin ayrıca ortalama tüketici nezdinde devlet teşviki ve/veya devlet destekli bir iştirak olduğu izlenimi yaratabileceğini, bu nedenle SMK’nın 5/1(f) bendi kapsamında yanıltıcı nitelikte bulunduğunu, başvuruda yer alan “…” ibaresinin kamuya mal olmuş bir kelime olması nedeniyle ilgili bakanlıktan izin alınmadığı sürece tescil edilmeyeceğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu başvurunun “… …’…” ibaresinden oluştuğu, “…’…” ibaresinin başvurudaki konumlandırma şekli ve yazım tarzı itibariyle tali unsur niteliğinde bulunduğu, bu hali dava konusu başvuru tescil edilmek istendiği 35. sınıf hizmetler bakımından tanımlayıcı olmadığı gibi başvurunun SMK’nın 5/1-d ve f bentleri uyarına tescili engeli de bulunmadığı, nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2018/732-2019/2419 E/K sayılı ilamında da “…” ibareli başvurunun, 556 Sayılı KHK.’nın 7/1-a,c,d,f bentleri kapsamında reddedilmeyeceğinin kabul edildiği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı şirketin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 210,55-TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 28/09/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH :15/10/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.