Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1101 E. 2023/888 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1101
KARAR NO : 2023/888
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/02/2021
NUMARASI : 2019/150 E. – 2021/53 K.

DAVACI : …
VEKİLLERİ :
DAVALI : …
VEKİLLERİ
DAVANIN KONUSU : Markaya Tecavüzün Tespiti, Men’i, Ref’i,
Durdurulması, Engellenmesi, İlan

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 18/02/2021 tarih ve 2019/150 E. – 2021/53 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin … tanınmış markalarının sahibi olduğunu, uzun yıllar süren çalışmaları neticesinde dünyada ilk kez burgu peynir olarak piyasaya sürülen peynirin şeklini bulduğunu ve bu şekilde satışa sunarak … markalarını yarattığını, müvekkilinin 2015/28257 sayılı şekil markasının sahibi bulunduğunu, söz konusu peynirin en önemli özelliğinin spiral şekilli olması olduğunu, davalı tarafın müvekkilinin peynirlerinin taklidini ürettiğini, davalının önce ikili sarmal yapılı şerit oluşturduğunu sonra bu ikili sarmaldan 3 tanesini yine sarmal form vererek burduğu ve aynı satış ve sunum yöntemiyle pazarladığını, davalının bu eyleminin haksız rekabet teşkil ettiğini, davalının ürününü “örgülüm” ismiyle pazarlamakta olduğunu ve 3. kişilere fason üretim yaptığını, davalı aleyhine Ankara 4. FSHHM’de 2019/26 D.iş sayılı dosyası ile satışa sunulan taklitler üzerinden tespit işlemi yapıldığını ve tespit neticesinde davalı ürünlerinin müvekkilinin 2015/28257 sayılı markası kapsamında korunan şekil markasına tecavüz teşkil ettiği kanaatine varıldığını ileri sürerek markaya tecavüzün tespitine, men’ine ve ref’ine, durdurulmasına, engellenmesine, kararın ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap vermemiş, 20.02.2020 tarihli duruşmaya katılarak İstanbul 1. FSHHM’nin 2017/462E. sayılı dosyası ile iş bu davanın taraflarının aynı olduğunu, bu nedenle derdestlik itirazlarının bulunduğunu, ayrıca Sakarya 3.AHM’nin 2017/492E. sayılı davasının bekletici mesele yapılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı yana ait olduğu belirtilen ve dosya kapsamında mevcut kullanım görsellerinin, davacı adına tescilli 2015/28257 sayılı marka tescil korumasından doğan hakları ihlal eder nitelikte olmadığı, davalı markasında kullanılan peynir görseli ile davacı tescilli markasına konu görselin özellikle gövde yapıları itibariyle birbirlerinden farklılaştıkları, bu farkın ortalama tüketicilerce de anlaşılabilir nitelikte olacağı, ortalama tüketicinin davalı kullanımlarına konu ürünü piyasada evvelden beri bildiği peynir çeşitlerine daha yakın görebileceği ve o algı ile satın alma tercihinde bulunabileceği, başka bir ifadeyle davacı markasına konu ürünü satın alıyor algısıyla hareket etmeyeceği, sonuç olarak işaretler arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemece hükme esas alınmayan ve delil olarak kabul edilmeyen Kastamonu Mahkemesi tespit bilirkişi raporunun huzurdaki davaya konu aynı ürün ile ilgili bulunduğunu, tespit raporunun değerlendirilmediğini, birbiri ile çelişen kararların usule aykırı olduğunu, somut olay denilen olgunun davalı yanın mini örgülüm ismini verdiği peynirin şeklinden ibaret bulunduğunu, mahkemenin de işaret ettiği üzere müvekkilinin ürününün en karakteristik özelliğinin “burgu” şekli olduğunu, tüketicinin burgu peyniri müvekkili ile özdeşleştirdiğini, öte yandan tedbirin kaldırılması sebebi ile oluşacak zararın telafisinin de mümkün bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, markaya tecavüzün tespiti, men’i, ref’i, durdurulması, engellenmesi, ilan istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı adına üç boyutlu peynir şeklinden ibaret tescilli 2015/28257 sayılı marka bulunduğu, söz konusu marka tescilli olduğu için korunması gerektiği tabii ise de, tanımlayıcı olmamakla birlikte tanımlayıcılığa yakın olan markaların koruma düzeyinin düşük tutulması gerektiği, öte yandan, markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınmasının gerektiği, davacı şirket adına tescilli markanın sarmal bir yapıdaki peynir şeklinden ibaret olduğu, davalının kullanımının ise bükme peynir şekillerinden oluştuğu, davacı markasının zayıf ayırt edici niteliği gözetildiğinde davalının satışa konu ettiği ürünle davacı markası arasında da iltibas tehlikesinin bulunmadığı, zira aksinin kabulünün, örgü şeklindeki tüm peynir türlerinin davacı markası ile iltibasa yol açacağı sonucunu doğuracağı, böyle bir tekel hakkının ise davacıya tanınmasının doğru olmayacağı, davalı yana ait kullanım görselleri ile davacı adına tescilli 2015/28257 sayılı şekil markası arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında iltibas bulunmadığı ve bu nedenle de davacının marka hakkına yönelik bir tecavüz olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,6‬0-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/06/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/07/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip