Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1099 E. 2023/1049 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/1099 – 2023/1049
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1099
KARAR NO : 2023/1049
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/03/2021
NUMARASI : 2020/201 E. – 2021/120 K.

DAVACI
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU :YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25/03/2021 Tarih ve 2020/201 Esas – 2021/120 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı şirket, davalı kurum tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin, “…” ibareli başvurusuna anılan markalarına dayalı olarak yaptıkları itirazlarının nihai olarak dava konusu YİDK kararıyla reddedildiğini, oysa dava konusu konu marka ile itirazlarına mesnet markaların iltibasa neden olacak düzeyde benzer olduğunu, dava konusu başvurunun müvekkilinin seri markası olarak algılanacağını, dava konusu başvurunun müvekkilinin markalarının tanınmış bulunduğu 3. sınıf mallar bakımından tescil edilmek istenmesinin de markaların karıştırılmasına neden olacağını ileri sürerek, YİDK’ın 2020-M-4443 sayılı kararının 03. sınıfa dahil tüm emtia yönünden iptaline , başvurunun tescili halinde anılan emtia yönünde hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı … vekili, tarafların marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığını, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Şirket vekili, yetki itirazında bulunarak taraf markaları arasında iltibasa neden olacak düzeyde benzerlik bulunmadığını, dava konusu başvurunun, müvekkili Şirket ortağının kızı olan …’nın ilk iki harfi, şirket ortağı olan …’in ilk iki harfi ve yine şirket ortağı …’nun soyadının ilk iki harfinden meydana geldiğini, müvekkili Şirketin davacı gibi şirketlere ham madde tedarik ettiğini, dolayısıyla taraf markalarının karıştırılma ihtimali bulunmadığını, ayrıca davacının aralarındaki ticari ilişki sebebiyle müvekkilinden haberdar olduğunu, buna rağmen dava konusu başvuruya itiraz etmesinin kötü niyetli bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “…” ibareli davacı markaları ile “…” ibareli dava konusu başvuru arasında, çekişme konusu 03. sınıftaki tüm mallar bakımından, 6769 sayılı SMK’nun 6/1 maddesi kapsamında benzerlik ve iltibas ihtimali bulunduğu, davacının … markasının tanınmış marka olduğu ve somut olayda 6769 sayılı SMK’nun 6/5 maddesinde sayılan koşulların da bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile … YİDK’ın 17/06/2020 tarih ve 2020/M-4443 sayılı kararının davaya konu 3.sınıf mallar bakımından iptaline, anılan mallar yönünden davaya konu markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … vekili, dava konusu başvuru ile davacının markaları arasında SMK’nın 6/1 maddesi anlamında benzerlik bulunmadığını, markaların kavramsal, görsel ve işitsel olarak birbirinden tamamen farklı olduğunu, SMK’nın 6/5 maddesindeki, koşulların da oluşmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, taraf markaları arasında iltibasa neden olabilecek düzeyde benzerlik bulunmadığını, davacı markaları ile benzer bir çok markanın tescil edildiğini, müvekkilinin perakende satış yapmadığını, davacı gibi firmalara ham madde sağladığını, bu nedenle taraf markaları arasında emtia benzerliği bulunmadığını, SMK’nın 6/5 maddesindeki koşulların oluşmadığını, davacının müvekkilinden haberdar olmasına rağmen bu davayı açmasının kötü niyetli bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…” ibareli dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markaları arasında, uyuşmazlık konusu olan 3. sınıf mallar bakımından, 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel ve işitsel olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin olduğu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/6381 E. – 2018/319 K., 2015/4711 E. – 2015/11333 K., 2015/6825 E. – 2016/740 K, 2015/9353 E – 2016/3335 K., 2011/9773 E – 2012/21003 K sayılı ilamlarında da “…” ibarelerinin, davacının “…” ibareli markalarıyla benzer kabul edildiği, dava konusu başvurunun davacının itirazına mesnet markalarının tanınmış bulunduğu 3. sınıf kozmetik ürünleri bakımından tescil edilmek istenmesinin, markalar arasında iltibası arttıran bir unsur olduğu, iltibas değerlendirmesinde marka kapsamları esas olduğundan, tarafların fiilen farklı sektörlerde faaliyet göstermelerinin sonuca bir etkisinin bulunmadığı anlaşılmakla, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar … …. A.Ş., …vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca davalılardan ayrı ayrı alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalılar tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 210,55-TL bakiye harcın davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 14/09/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH :03/10/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.