Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1097 E. 2023/1047 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1097
KARAR NO : 2023/1047
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/03/2021
NUMARASI : 2020/185 E. – 2021/103 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 17/03/2021 Tarih ve 2020/185 Esas – 2021/103 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı gerçek kişinin “…” ibareli marka başvurusuna anılan markalarına dayalı olarak yaptıkları itirazlarının Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından kabul edilerek başvurunun reddine karar verildiğini, davalı başvuru sahibinin bu karara itirazının ise dava konusu YİDK kararı ile kabulüne karar verilerek başvurunun reddi kararının kaldırıldığını, oysa müvekkilinin “… “asıl unsurlu markaları ile dava konusu başvuru arasında iltibas bulunduğunu, dava konusu başvurunun müvekkilinin seri markası olarak algılanacağını, müvekkilinin markalarının tanınmışlığı nedeniyle dava konusu başvurunun müvekkili ile ilişkilendirileceğini, davalının kötü niyetli olduğunu, yaklaşık on yıldır … markasını değişik yollar deneyerek almaya çalıştığını ileri sürerek, 2020-M-2949 sayılı YİDK’nın iptaline ve dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, Türkiye’nin en büyük yerel gazetesi olan Olay Gazetesi haberine göre “… …” nın 1968 yılından beri imalatı gerçekleştirilen, Avrupa ve Ortadoğu’ya ihracatı yapılan özel bir tatlı olduğunu, bir çok satış noktasında satışı yapılan meşhur bir ürün olduğunu, dava konusu YİDK kararının hukuka uygun olduğunu, taraf markalarının karıştırılma ihtimali bulunmadığını, markaların kullanıldıkları ürünler farklı olduğundan, davacı itibarının zarar görmesinin de mümkün bulunmadığını, markalar arasında işletmesel bağıtlandırmayı tesis edecek başkaca bir unsurun olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu marka kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin tamamının davacı markalarının tescilli olduğu emtialar ile aynı tür olduğu, ancak dava konusu marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığı, zira taraf markalarında ortak olarak yer alan “…” ibaresinin maruf bir coğrafi yer adı olduğu, dava konusu markanın davacının seri markası algısı yaratmadığı, markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı, davalının önceki tarihli markalarının kazanılmış hak teşkil etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, taraf markaları arasında iltibas bulunduğunu, dava konusu başvurunun asli unsurunun müvekkilinin markalarının da asli unsurunu oluşturan gibi “…” ibaresinden meydana geldiği, müvekkilinin 55 yıldır kullandığı markalarının maruf yer adı olduğu gerekçesiyle korumasız bırakılmasının geçerli bir sebebinin bulunmadığını, SMK’nın 6/5 maddesine dayalı iddialarının değerlendirilmediğini, diğer yandan dava konusu başvurunun aynısının 2015 yılında tescil edilmek istendiğini ancak davalı Kurum tarafından başvurunun reddine karar verildiğini, yine “…” ibareli birçok markanın müvekkilinin markaları nedeniyle reddedildiğini, dava konusu YİDK kararının, aynı ibareli markalar hakkında daha önce verilen kararlarla çeliştiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…” ibareli dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet” …” ibareli markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, zira taraf markalarında yer alan “…” ibaresi ülkemiz tüketicisi tarafından da bilinen maruf bir yerin adı olup kimsenin tekeline bırakılamayacağı gibi dava konusu başvuruda, “… …” ibareleri kullanılmak suretiyle, bir tatlı çeşidi olarak algılanacak şekilde davacının markalarından tamamıyla farklı bir algı yaratıldığı, taraf marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığından davacı markalarının tanınmış olmasının varılan sonucu değiştirmeyeceği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 210,55-TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 14/09/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH :11/10/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip