Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1082 E. 2023/890 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/1082 – 2023/890
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1082
KARAR NO : 2023/890
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/09/2019
NUMARASI : 2018/143 E. – 2019/318 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararı İptali ve Markanın Sicilden Terkini

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25/09/2019 tarih ve 2018/143 E. – 2019/318 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin, 29. ve 30. Sınıflarda tescilli “…” markaları mevcut iken davalının “…” markasını tescil ettirmesinin hukuka aykırı olduğunu, zira markaların iltibas yaratacak derecede benzer bulunduğunu, davalı markasının davacı markasına sadece bir harf eklenmesiyle oluşturulduğunu, taraf markalarının seri marka olduğu imajının elde edildiğini, taraf markalarının görsel ve işitsel açıdan birbirlerine çok benzer olduğunu, davalı yanın bu durumdan haksız kazanç elde edeceğini, davalının davacının “…” markasının bilinirliğinden yararlanma gayreti içerisinde yani kötüniyetli olduğunu, davacının… tanınmış markası altında faaliyetlerini yürüttüğü mağazalarında satışı yapılan “…” markalı ürünlerin de tüketiciler nezdinde çok yaygın olarak bilindiğini, dolayısıyla bu markanın da tanınmış marka olduğunu, Yargıtay içtihatlarına göre sektörde tanınmışlığın, tanınmış marka statüsünü kazanmak için yeterli olduğunu, ileri sürerek YİDK’nın 2018-M-251 sayılı kararının iptali ile davalı şahsın 2017/05701 sayılı markasının sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının “…” ibareli marka başvurusu ile davacının “…” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak bir benzerlik bulunmakla beraber davalının başvuru markasında bırakılan hizmetler ile davacının markalarının kapsamındaki malların benzerliğinin oluşmadığı, ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından başvuru konusu işaret (başvuru markasında bırakılan hizmetler yönünden) ile davacı markaları arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı hizmetler algısı da oluşmayacağı ve bu açıdan 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesindeki iltibasın bulunmadığı, kalan hizmetler açısından davacı tarafın önceye dayalı kullanım hakkının da kanıtlanmadığı, davalının marka başvurusu dolayısıyla davacıya ait tanınmış olduğu iddia edilen markadan “haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği” hususlarının kanıtlanmadığı, davalı başvurusundaki ibare ile davacının ticaret ünvanı da aynı olmadığından SMK’nın 6/6. maddesindeki koşulun da oluşmadığı, ayrıca davalı başvurusunun kötüniyetli yapıldığı kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkili ile davalı arasındaki uyuşmazlığın, davalının 29. ve 35. sınıfta tescilli “…” ibareli markası ile, müvekkilinin 29./30. sınıfta tescilli “…” ibareli markası üzerinde toplandığını, eksik ve hatalı incelemeler içeren, itirazları karşılamayan bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulduğunu, markalar arasında görsel, işitsel ve anlamsal açıdan değerlendirme yapıldığında ayniyet derecesinde benzerlik bulunduğunun görüleceğini, taraf markaları arasında mal ve hizmet benzerliği incelemesinde de benzerlik olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararı iptali ve markanın sicilden terkini istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının “…” ibareli marka başvurusu ile davacının “…” ibareli tescilli markası arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak bir benzerlik bulunmakta ise de, davalının başvurusunun kapsamında bırakılan hizmetler ile davacının markalarının kapsamındaki mallar arasında benzerliğin oluşmadığı, bu nedenle de SMK’nın 6/1. maddesindeki iltibasın markalar arasında bulunmadığı, diğer yandan kalan hizmetler açısından davacı tarafın önceye dayalı kullanım hakkının ispatlanamadığı gibi davalının marka başvurusu nedeniyle davacıya ait tanınmış olduğu iddia edilen markadan haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hususlarının kanıtlanmadığı, ayrıca davalının başvurusunun kötüniyetli olarak yapıldığı hususunun da ispatlanamadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,6‬0-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/06/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/07/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.