Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/1081
KARAR NO : 2023/891
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/03/2021
NUMARASI : 2020/48 E. – 2021/96 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1 -…
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Hükümsüzlük
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 29/03/2021 tarih ve 2020/48 E. – 2021/96 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin … markasını 05, 29 ve 35. Sınıfta bulunan mal ve hizmetler için kullanılmak üzere 2011/83785 numarası ile tescil ettirdiğini, 11.11.2011 tarihinde ise Sağlık Bakanlığı nezdinde ruhsat aldığını, davalı firmanın müvekkilinin markası ile aynı ve benzer emtiada kullanılmak üzere 2018/87093 numaralı … ibareli marka başvurusu yaptığını, bu markanın ilanına yapılan itirazların Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından ret edildiğini, bu karara yönelik itirazın ise YİDK tarafından müvekkilinin markasının kullanımının ispat edilemediği gerekçesi ile ret edildiğini, oysa müvekkilinin tescilli markası … ibaresini itiraza konu markanın başvuru tarihinden önceki 5 yıllık süre içinde tescil edilen mal ve hizmetler bakımından kesintisiz olarak ciddi şekilde kullandığını, davaya konu olan markanın müvekkilinin markası ile görsel, işitsel olarak ayırt edilmeyecek derecede benzer olduğunu, taraf markalar arasında iltibasın oluşacağını ileri sürerek YİDK’nın 2020-M-8658 sayılı kararın iptaline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkilinin 2018/87093 sayılı … markasının 01,05 ve 17. Sınıftaki mallar için olduğunu, davacının markasının “Zararlı bitkileri, hayvanları ve mantarları imha edici maddeler.” bakımından hiçbir ticari faaliyetinin olmadığını, diğer alanların ise müvekkilinin markası ile benzer ve ilişkili alanlar olmadığını, müvekkili tarafından itiraz gerekçesi markaların kullanımının tüm mallar bakımından ispatının talep edildiğini, davacının süresi içinde ileri sürülen markalarının kullanımının ispat edilemediğini, bu nedenle davacının itirazının ret edildiğini, davacının kullanımının “İnsan sağlına ilişkin İlaçlar” olduğunu, bu malların müvekkiline ait markanın ise tarım alanında kullanılan kimyasallarla hiçbir ilgisinin olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının “…” ibareli marka başvurusu ile davacının “…” ibareli tescilli markası arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, davacıya ait … ( 2012/86976) ibareli markası arasında ise benzerlik oluşmadığı, dava dilekçesinde de bu markaya dayanılmadığı ancak YİDK kararı iptali şeklinde talep edildiğinden YİDK da bu marka itiraz mesnedi olarak yer aldığından gerekçede bu markaya da değinildiği, marka başvuru sürecinde davacının itirazı karşısında SMK 19/2 maddesi açısından davalı taraf kullanım ispatı talebinde bulunduğu, davacı yanın 2011/83785 sayılı markasının kullanımını ispatlamaya yönelik sunduğu delillerin, dava konusu markanın başvuru tarihinden geriye dönük son beş yılı kapsamadığı gibi mesnet olan markanın kullanımının “İnsan sağlığı için ilaçlar” mallarına yönelik olduğu, dava konusu markanın ise “Tarımsal amaçlı mikrop öldürücüler; mantar öldürücüler; herbisitler; zararlı ot ilaçları; böcek öldürücüler ve parazit öldürücüler.” mallarına ilişkin bulunduğu, bu mallar için kullanım ispatı yükümlülüğünün yerine getiremediği, SMK’nın 19/2. maddesinin göndermesi ile mesnet markanın kullanılması ispatı hususu davacı tarafça yerine getirilmediğinden SMK’nın 6/1. maddesindeki iltibas koşulunun geçekleşmediği gerekçesi ile davanın reddine karar karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki değerlendirmenin aksine davalının marka başvurusu “…” ile müvekkilinin markası “…”in aynı sınıf ürün ve hizmetlere (5. sınıf) ilişkin olduğunu, bilirkişi raporundaki değerlendirmelerin dosya içindeki dellilerle çelişkili ve hatalı olduğunu, müvekkili şirketin tescilli markası “…”i davalının marka başvurusundan önceki 5 yıllık süre içinde itirazına dayanak gösterdiği mal veya hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğunu, somut olayda, bilirkişi raporunda, davalının başvurusuna konu “…” ibaresi ile müvekkilinin markası “…” in ilaç niteliğinde olduğu, ayniyet taşıyan mallar yönünden tescil edildiği ve ilgili sektörde tüketici olarak tabir edilen doktor ve eczacı gibi alanında nitelikli tüketiciler nezdinde bile markaların ayırt edilemeyeceğinden iltibas yaratacak nitelikte olduğu belirtilmiş iken, raporun sonuç kısmında yer alan müvekkilinin markasının kullanımının “İnsan sağlığı için ilaçlar” mallarına yönelik olması ve dava konusu markanın ise “Tarımsal amaçlı mikrop öldürücüler; mantar öldürücüler; herbisitler; zararlı ot ilaçları; böcek öldürücüler ve parazit öldürücüler.” olması gerekçesiyle kullanım ispatı yükümlülüğünün yerine getirilmediği görüşünün raporu kendi içinde ve dosyadaki delillerle çelişkili ve hatalı hale getirdiğini, müvekkilinin tescilli markaları “…” ve “…” ile davalının başvurusuna konu “…” ibaresi birlikte değerlendirildiğinde, ortalama tüketicinin bu ürünleri birbirinin türevi ve serisi olarak algılaması ve bu durumun halk sağlığı açısından geri dönüşsüz zararlara yol açması riski bulunması nedeniyle de, YİDK kararının iptali ve davalıya ait markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı Şirketin “…” ibareli marka başvurusu ile davacının itirazına mesnet “…” ibareli tescilli markası arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, davacıya ait … (2012/86976) ibareli markası ile arasında bir benzerlik oluşmadığı, ancak davacının 2011/83785 sayılı markasının kullanımını ispatlamaya yönelik sunduğu delillerin, markanın kullanımının “İnsan sağlığı için ilaçlar” mallarına yönelik olduğunu gösterdiği, oysa dava konusu markanın kapsamının “Tarımsal amaçlı mikrop öldürücüler; mantar öldürücüler; herbisitler; zararlı ot ilaçları; böcek öldürücüler ve parazit öldürücüler.” mallarına ilişkin bulunduğu, davacı tarafça bu mallar için kullanım ispatı yükümlülüğünün yerine getiremediği, SMK’nın 6/1. maddesindeki iltibas koşulunun geçekleşmediği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 23/06/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/07/2023
Başkan
…
Üye
…
Üye
…
Katip
…