Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1077 E. 2023/1066 K. 22.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/1077 – 2023/1066
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1077
KARAR NO : 2023/1066
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/04/2021
NUMARASI : 2020/116 E. – 2021/140 K.

DAVACILAR :
VEKİLİ
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararı İptali – Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 21/04/2021 tarih ve 2020/116 E. – 2021/140 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı taraf vekili, müvekkilinin “…” markasını 1960’lı yıllarda ihdas ettiğini, 1968 yılında ilk tescilini gerçekleştirdiğini ve 50 yıldan fazla süredir kullanmakta olduğunu, 23.05.1991 tarih ve … no ile tanınmış marka belgesini haiz bulunduğunu, müvekkiline ait “…” markası ve esas unsur olarak “…” ibaresinin kullanıldığı seri markaların … nezdinde 20 değişik sınıf üzerinden tescilli ve sektöründe öncü markalar olarak tanındığını, davalı şirketin kötüniyetle, “…” markasının yaygın bilinirliği ve tanınırlığından giderek artan ün ve şanından istifade amacıyla, çok benzer “…” esas ibare ile 2019/13254 numara ile 35, 37 ve 42. sınıf emtia için tescil ettirmek istediğini, davalı markanın esas unsurunun büyük harfle yazılmış “…” ibaresi olduğunu, iltibas değerlendirmesinin “…” ve “…” ibareleri üzerinden yapılması gerektiğini, davalı yanın markasının esas unsurunu “…” ibaresi oluştururken, müvekkiline ait “…” ibaresindeki “..” harfini ortasında .. harfini de ihtiva eden “..” harfiyle değiştirdiğini, ayrıca “..” ve “..” harfleri arasında telaffuz/fonetik olarak hiçbir ayırt edici ses-söylev yaratmayan “..” harfini eklediğini, açıkça, davalı marka esas unsurunda müvekkilleri marka esas unsuru ile görsel ve fonetik olarak benzerliğin muhafaza ettirildiğini ileri sürerek 2020-M-425 karar numaralı YİDK kararının iptaline, davalı taraf adına 2019/13254 başvuru numaralı “…” ibareli markanın tescil edilmesi halinde, tescilinin tüm sınıflar bakımından hükümsüzlüğüne ve bu markanın sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, tarafların iş alanlarının kesinlikle hiçbir yerde, hiçbir iş alanında ve sektörde çakışmadığını, “…” ve “…” unsurlarının tamamen farklı harfler ile başladığını ve bu harflerin şekli açıdan birbirinden farklı olduğunu, görsel açıdan farklılık bulunduğunu, müvekkilinin markasında yer alan “…” ibaresinin Zerdüştlük dininde ahit, yemin anlamını taşıdığını, … markasının ise oluşturulma şeklinden ve markanın esas olarak kullanıldığı sınıflardan da anlaşılacağı üzere “…” ifadesini çağrıştıracak şekilde (…) oluşturulduğunu ve bu şekliyle kullanılmaya devam edilegeldiğini, markaların anlamsal ve kavramsal olarak da farklı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının “şekil+…” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “…” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, SMK’nın 6/1. maddesindeki iltibasın bulunmadığı, davacı tarafın “şekil+…” ibareli başvuru üzerinde SMK’nın 6/3. maddesi anlamında önceye dayalı kullanım ve gerçek hak sahipliğinin kanıtlanmadığı, taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK’nın 6/4-5. maddesindeki tanınmışlık koşulunun da oluşmadığı, davacı tarafın “şekil+…” ibareli başvuru üzerinde SMK’nın 6/6. maddesi anlamında ticaret ünvanı dahil diğer fikri ve sınai mülkiyet hak iddiasının kanıtlanmadığı, dava konusu marka açısından SMK’nın 6/9. maddesi anlamında kötüniyetli başvuru yapıldığı iddiasının da ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, yerel mahkeme kararının aksine SMK 6/1 iltibas olgusu bakımından koşulların tümünün davalı marka yönünden mevcut bulunduğunu, marka ibarelerinin ayniyet derecesinde benzer bulunduğunu, markalar arasında tarihsel sıralamaya bakıldığında müvekkilinin öncelik hakkının bulunduğunu, davalının haksız yarar sağlayacağını, müvekkilinin tanınmış markasının zarar göreceğini, emsal kararlarda “…” ile “…” ibarelerinin benzer bulunduğunu, somut olayda SMK’nın 6/5. maddesi hükmünün uygulanabilirliğinin olduğunu, müvekkilinin markasının tanınmışlık korumasından yararlanması gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararı iptali ve hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının “şekil+…” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait itiraza mesnet olarak gösterilen “…” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede SMK’nın 6/1. maddesi anlamında bir benzerlik bulunmadığı, zira markaların bütünsel olarak incelenmesi gerektiği, davalın başvurusunda “M” şeklinin belirgin olarak yer aldığı, bunun yanında “…” ibaresiyle birlikte değerlendirildiğinde taraf marka işaretlerinin benzemediği, davacı tarafça sunulan emsal kararların somut uyuşmazlık ile örtüşmediği, davacı tarafın “şekil+…” ibaresi üzerinde SMK’nın 6/3. maddesi anlamında önceye dayalı kullanım ve gerçek hak sahipliğinin kanıtlanamadığı, taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK’nın 6/4-5. maddesindeki tanınmışlık koşulunun da oluşmadığı, davacı tarafın SMK’nın 6/6. maddesi anlamında ticaret ünvanı dahil diğer fikri ve sınai mülkiyet hak iddiasının kanıtlanmadığı, dava konusu marka açısından SMK’nın 6/9. maddesi anlamında kötüniyetli başvuru yapıldığı iddiasının da ispatlanamadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı … AŞ vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı … A.Ş vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 60,00-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 209,85-TL’nin davacı … AŞ’den tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı … AŞ tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/09/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 29/09/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.