Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1074 E. 2023/1021 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1074
KARAR NO : 2023/1021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/04/2021
NUMARASI : 2020/64 E. – 2021/122 K.

DAVACI
VEKİLİ
DAVALI : 1 -…
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararı İptali- Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 19/04/2021 tarih ve 2020/64 E. – 2021/122 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … ve davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 1991 yılından beri faaliyet gösteren, 600’ün üzerinde çalışanı olan, mühendislik, teknoloji ve danışmanlık alanlarında ulusal ve uluslararası faaliyet gösteren bir firma olduğunu, müvekkilinin markalarını ciddi ve yoğun bir şekilde kullanarak markalarına ayırt edicilik kazandırdığını, tanınmış bir marka olduğunu, müvekkilinin öncelik hakkının bulunduğunu, dava konusu markanın başvurusunun kötüniyetle yapıldığını, ticaret unvanını içerdiğini, davaya konu markanın “…” markaları ile aynı/ ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, markaların yer aldığı sınıflar arasında da benzerlik bulunduğunu ileri sürerek YİDK 2019-M-10906 sayılı kararının iptaline, 2018/109649 sayılı “…” markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının “…” ibareli marka başvurusu ile davacının mal/hizmet benzerliği olan “…+… …” ibareli tescilli markaları arasında, ortalama tüketici kesimi nazarında, görsel ve sesçil benzerlik oluştuğu, davacının bu markalarındaki “…” ibaresinin belirleyici marka unsuru olduğu, SMK’nın 6/1. maddesindeki iltibas koşulunun oluştuğu, aksi yöndeki bilirkişi görüşüne iştirak edilmediği, başvuru ibaresi üzerinde davacı tarafın önceye dayalı gerçek hak sahipliği, markalarının yurt içi ve yurt dışı tanınmışlığı, ticaret unvanı ve diğer fikri – sınai hak iddiası ile dava konusu markanın kötüniyetli olarak başvurusu yapıldığı iddialarının kanıtlanmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, dava konusu 2019-M-10906 sayılı YİDK kararının iptaline, dava konusu 2018/109649 sayılı marka tescilli olduğundan hükümsüzlüğüne, sicilden terkin edilmesine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, YİDK kararının iptaline ve müvekkilinin markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini gerektiren bir durum bulunmamadığını, hükümsüzlüğü talep edilen 2018 106649 sayılı marka ile davacı yanın itirazında sunulan markaları arasında iltibas olmadığını davacı yanın iddialarının ve ilk derece mahkemesinin kararının aksine, markanın bütünü itibariyle bıraktığı etki esas olduğundan, parçalara bölünerek inceleme yapılmasının mümkün olmadığını, markalar arasında 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6/1. maddesi hükmü anlamında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, davacı yanın 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6/3. maddesine göre talebinin de reddi gerektiğini, davacı yanın kötüniyet iddialarının yerinde olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davalının markası ile davacının redde mesnet markaları arasında görsel, işitsel, kavramsal düzeyde ilişkilendirilme ihtimali de dâhil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzerlik bulunmadığını, genel izlenim itibariyle markalar ele alındığında “…” olan davalı markası ile davacı markasının, görsel, kavramsal ve fonetik olarak birbirinden son derece farklı olduğunu, markanın bütünü itibariyle bıraktığı etki esas olduğundan, parçalara bölünerek inceleme yapılmasının mümkün bulunmadığını, markalar arasında 6769 s. SMK’nın 6/1 maddesi hükmü anlamında karıştırılma ihtimalinin olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararı iptali ve hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının “…” ibareli marka başvurusu ile davacı Şirketin itirazına mesnet gösterdiği markalarından mal/hizmet benzerliği olan “…” ve “Şekil+…” ibareli tescilli markaları arasında, biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle SMK’nın 6/1. maddesi anlamında ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, zira, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki tüketici kitlesinin, yargılama konusu mallar/hizmetler için ayırdığı satın alma / faydalanma süresi içinde, davalının başvuru konusu markasını gördüğünde, derhal ve hiç düşünmeden bunun davacının “…” esas unsurlu itirazına mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayabileceği, her iki taraf markasında yanılgı yaşayabileceği, zira taraf markalarındaki esas unsurların “…” ibaresi olduğu anlaşılmakla, davalı … vekilinin ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … ve davalı … vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … ve davalı… alınması gereken 269,85’er TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı … ve davalı … tarafından istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 59,30’ar TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 210,55‬’er TL’nin davalı … ve davalı… ayrı ayrı tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı … ve davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 14/09/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/09/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip