Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1072 E. 2023/885 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/1072 – 2023/885
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1072
KARAR NO : 2023/885
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/04/2021
NUMARASI : 2019/402 E. – 2021/137 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararı İptali ve Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 21/04/2021 tarih ve 2019/402 E. – 2021/137 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 1999’dan önce tescilsiz olarak … markasını kullandığını, 1999’da markasını tescil ettirdiğini, çok sayıda markasının bulunduğunu, dava konusu davalının başvuru konusu yaptığı markanın yayınına itiraz ettiklerini, itirazın kısmen kabul edildiğini, bu karara da itiraz ettiklerini, ancak itirazın dava konusu YİDK kararıyla reddedildiğini, davalının müvekkilinin markasından yararlanma amacında olduğunu ileri sürerek 2019-M-8785 sayılı YİDK kararının iptalini, 2018/94606 başvuru sayılı markanın hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkilin restoran zinciri … markasının sahibi olduğunu, 1999 yılından beri markayı kullandığını, İstanbul, Ankara, Antalya ve İzmir’de şubeleri bulunduğunu, markaların benzer olmadığını, … kelimesinin yaygın kullanılan bir kelime olduğunu, davacı markasının tanınmış olmadığını, müvekkilinin markasının tanınmış marka olduğunu, kötüniyet iddialarının haksız olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının “…” ibareli marka başvurusu ile davacının “… (2011/93850) ve … … (2010/46486)” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, emtia açısından da davacının “… … (2010/46486)” ibareli markasının kapsamı ile davalıya ait başvuru markasının kapsamı aynı olduğu, davacının “… (2011/93850)” ibareli markasının 35. Sınıfında yer alan 29, 30. Sınıfındaki malların satış hizmetleri açısından ise davalının başvuru markasının kapsamındaki “43.01 Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.” emtia sınıfı da benzer ve ilişkili hizmetler olduğundan taraf markaları arasında emtia benzerliği de oluştuğu, SMK’nın 6/1. maddesindeki iltibas koşullarının oluştuğu, aksi yöndeki bilirkişi görüşüne bu nedenle iştirak edilmediği, davacı tarafın SMK’nın 6/5. maddesi anlamında markalarının tanınmışlığı ile SMK’nın 6/9. maddesi anlamında dava konusu başvurunun kötüniyetli olarak yapıldığı kanıtlanmasa da, bu iddiaların sonuca etkili görülmediği gerekçesi ile davanın kabulüne, dava konusu 2019-M-8785 Sayılı YİDK kararının iptaline, dava konusu 2018/94606 sayılı marka tescilli olduğundan hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı şirket vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemece verilmiş olan kararın dosyanın tüm muhataplarının beklentisine aykırı bulunduğunu, 10/03/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporuyla detaylı olarak dava konusu uyuşmazlığa yönelik herhangi bir tecavüzün söz konusu olmadığının ifade edildiğini, hukuk güvenliğinin sağlanabilmesi için mahkeme kararlarının anlaşılabilir, kabul edilebilir ve kamu vicdanında rahatsızlığa neden olmamasının öneminin herkesçe bilindiğini, … ibaresinin ticaret hayatında yaygın olarak kullanılan bir ibare olduğunu, “…” kavramının da, müvekkilinin hizmet verdiği alana yönelik, İngilizce “gıda, yemek…” gibi anlamlara geldiğini, bütün olarak değerlendirildiğinde “mutlu yemekler” benzeri bir Türkçe çeviriye sahip olabildiğini, davacı markasından yarar sağlama amacının da söz konusu olamayacağını, markaların bünyesinde “…” ibaresini barındırmasından hareketle iltibas oluştuğunu dile getirebilmenin mümkün olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, bütünsel olarak benzerlik taşımadıklarını, markalar arasında görsel, fonetik ve kavramsal olarak bir benzerlik de bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararı iptali ve hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının Şirketi “…” ibareli dava konusu marka başvurusu ile davacının itirazına mesnet olarak gösterdiği “… (2011/93850) ve … … (2010/46486)” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, kapsamlarının da benzer ve ilişkili hizmetler olduğu, bu bağlamda SMK’nın 6/1. maddesindeki iltibas koşullarının bulunduğu anlaşılmakla, davalı Şirket vekilinin ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı Şirket ve davalı … vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı Şirket ve davalı … ayrı ayrı alınması gereken 179,90.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı şirket ve davalı … tarafından istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 59,30’ar TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,6‬0’ar TL’nin davalı şirket ve davalı … ayrı ayrı tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı şirket ve davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/06/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/07/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.