Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1067 E. 2021/1152 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/02/2021
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)

Taraflar arasında görülen davada Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19/02/2021 tarih ve …. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ve davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkillerine ait otobüs ile davalı şirket tarafından şehirler arası otobüs taşıması yapıldığını, taraflar arasında bu amaçla 11/07/2016 tarihli noterden taşıt sözleşmesi başlıklı sözleşmenin imzalandığını, davalının yolculara bilet kestiğini, bilet paralarının tamamını tahsil ederek kendi komisyonunu düştükten sonra kalan parayı otobüs sahibine ödediğini, ancak davalı şirket tarafından 2017 yılının ikinci yarısından itibaren bu ödemelerin yapılmadığını, sözleşmeden kaynaklı alacağının tahsili amacıyla girişilen icra takibinin, davalının haksız itirazı sonucunda durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafça icra takibinde borcun sebebi olarak ödenmeyen cari hesap alacağı denmiş olmasına rağmen, işbu itirazın iptali davasında iddiasını değiştirerek, alacağın sebebini 11.07.2016 tarihli “Taşıt Sözleşmesi” başlıklı belgeye dayandırdığını, iddianın değiştirilmesine muvafakatlerinin bulunmadığını, müvekkilinin hiçbir nedenle davacı tarafa borcunun olmadığını, alacağın likid bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiş, %20 oranında kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davacıların ticari defter ve kayıtlarına göre 2017 yılında düzenlenen faturalar nedeniyle davalıdan 42.289,66 TL alacaklı bulunduğunun kayıtlı olduğu, davalının ticari defterlerinde ise davacıların düzenlediği faturaların bir kısmının davalının defterlerine kayıtlı olduğu ve toplam miktarının 33.931,36 TL olduğu, ancak bu faturaların bazıların davacıların defterine, bazısının ise davalının defterlerinde daha düşük miktarlı olarak kayıtlı bulunduğu, daha düşük bedelli faturalar dikkate alındığında, davalının davacılara 33.391,36 TL borçlu olduğu, davacılar tarafından cari hesaba konu fatura asıllarının sunulmadığı gibi faturanın karşı tarafa usulüne uygun tebliğ edildiğini kanıtlama yükümlülüğünün de faturayı gönderen tarafta olduğu, davacılar tarafından kendi defterlerinde kayıtlı olup, davalının defterlerinde kaydı bulunmayan faturaların, davalı tarafa tebliğ edildiği kanıtlanamadığından, bu faturalar yönünden davacıların alacaklı olduklarını ispat edemedikleri, asıl alacak miktarının davalının ticari defterlerinde yapılan inceleme ile sabit olduğundan ve davalının bu miktar borçlu olduğunu kendi ticari defterleri ile dahi bilebilecek durumda iken takibe itiraz etmiş bulunduğundan, hükmedilen miktarın likid bir alacak olduğunun kabulünün gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı tarafından icra takibine yapılan itirazın kısmen iptali ile 33.931,36-TL asıl alacak yönünden icra takibinin devamına, asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar avans faizi işletilmesine, asıl alacak miktarının % 20’si oranında (6.786,272-TL) icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde, taşıma sözleşmesi uyarınca davalının yolculardan tahsil ettiği taşıma ücretinden müvekkillerinin payına düşen bedelin, ticari defter kayıtlarından da anlaşılacağı üzere 53.392,18 TL olduğunu, bilirkişiler tarafından eksik yapılan inceleme nedeniyle müvekkillerinin alacaklı olduğu miktarın da eksik ve gerçeğe aykırı şekilde hesaplandığını, davalı yanda kaydı olmadığı belirtilen faturalar ile ilgili olarak hesaplama yapılmamasının hukuken izahının mümkün bulunmadığını, davalı şirketin Kayseri dışındaki tüm illerde yer alan farklı şahıslara ait firmaların faturalarının dahi tek merkezde muhasebe sisteminde kayda alınması nedeniyle söz konusu kayıtların, davalı yanın defterlerinde yer almamasına imkanın olmadığını, davalı yanda kaydı bulunmadığı belirtilen faturaların, davalı yanda kaydı bulunan yolcu listeleri ile karşılaştırılması yapıldığında, gerçek alacak ve borç ilişkisinin tespitinin yapılabileceğini, bu hususlara itiraz dilekçelerinde yer vermiş olmalarına rağmen, ne bilirkişi ne de mahkeme tarafından gerçek borç alacak ilişkisinin ortaya çıkarılması için gerekli olan karşılaştırmanın yapılmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davacı tarafça icra takibinde borcun sebebi olarak ödenmeyen cari hesap alacağı denmiş olmasına rağmen, işbu itirazın iptali davasında iddiasını değiştirerek, alacağın sebebini 11.07.2016 tarihli “Taşıt Sözleşmesi” başlıklı belgeye dayandırdığını, mahkemece iddianın değiştirilmesine muvafakatlerinin bulunmadığının değerlendirilmediğini, müvekkilinin hiçbir nedenle davacı tarafa borcunun olmadığını, alacağın likid bulunmadığını, davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde tüm yargılama giderlerinin müvekkilinden tahsiline karar verilmesinin de hatalı olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve her ne kadar davacı tarafça girişilen icra takibinde borcun sebebi olarak ödenmeyen cari hesap alacağı gösterilmiş ve dava dilekçesinde de delil olarak, taraflar arasında imzalanan taşıt sözleşmesine dayanılmışsa da, dava dilekçesinde taraflar arasındaki ilişkinin taşıma sözleşmesinden kaynaklandığının ve hesap mutabakatının sağlanamadığının bildirildiği, dolayısıyla dava dilekçesindeki, icra takibinde belirtilen cari hesap ilişkisinin neden kaynaklandığının açıklanması niteliğinde olan beyan ve sunulan delillerden, icra takibinde dayanılan borcun sebebinin değiştirildiği sonucunun çıkarılamayacağı, üstelik anılan taşıt sözleşmesinde de herhangi bir taşıma ücreti bedelinin belirtilmeyip, mahkemece de davacı alacağının, taraflar arasındaki açık hesap ilişkisinin incelenmesi suretiyle tespit edildiği, buna karşılık davacı vekilince işbu dava dilekçesinde, hatta bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde dahi, davalı nezdindeki yolcu listelerine dayanılmaması ve dayanıldığı zaman da davalı vekilinin iddianın genişletilmesine muvafakatlerinin bulunmadığı itirazıyla karşılaşılması nedeniyle, mahkemece de anılan iddianın incelenmemesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı, davacı tarafça alacağının ispatı için başkaca hiçbir delil sunulmaması karşısında, mahkemece davalı tarafın defterlerinde kayıtlı borç miktarına göre alacağın tespitinde de bir isabetsizliğin olmadığı, mahkemece yargılama giderlerinin usulüne uygun şekilde kabul/ret oranına göre paylaştırıldığı gibi, yargılama harçlarının tamamının, kabul edilen değer üzerinden davalıdan tahsilinin gerektiğinin de tabii olduğu anlaşılmakla, davacılar vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacılar ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı taraftan alınması gereken maktu istinaf karar ve ilam harcı davacı tarafça peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalıdan alınması gereken 2.317,85.TL nispi istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafından peşin olarak yatırılan 579,50.TL harcın mahsubu ile bakiye 1.738,35.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 30/09/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/09/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip