Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/04/2021
NUMARASI :…
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbir
Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 27.04.2021 tarih ve…… sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen davacı ile karşı taraf davalı tarafından istenmiş, istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili,……. sayılı kararının iptali ile… sayı ile davalı adına tescil başvurusu yapılan “…” ibareli markanın tescili halinde hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini, kararın etkinliğinin sağlanması ile yargılama sırasında markanın üçüncü kişilere devrini önlemek amacıyla ….. sayılı marka için ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve kullanımının geçici olarak durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da imkansız hale geleceği, bu nedenle ciddi bir zararın doğması ihtimalinin bulunması, taraf değişikliğinin yargılamanın uzamasına sebep olacağı, markanın mahkemenin bilgisi haricinde devredilmesi ihtimalinde doğacak olumsuz sonuçların önlenmesi gereği de gözetilerek üçüncü kişilere devrin önlenmesine yönelik tedbir isteminin kabulüne karar verilmesinin yerinde olacağı, davacının ayrıca dava konusu markanın geçici olarak kullanımının durdurulmasını da talep ettiği, ancak dava konusu markanın kullanımının engellenmemesi halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden söz edilemeyeceği, yine gecikme nedeniyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın da doğmayacağı gerekçesi ile ihtiyati tedbir isteminin kısmen kabulüne, davalı şirkete ait….” ibareli marka tescil başvurusunun ve eğer tescil edilmiş ise markanın nihai kararın kesinleşmesine kadar HMK’nın 389 ve devamı maddeleri uyarınca 3. kişilere devrinin ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine, davalı şirkete ait markanın kullanımın geçici olarak durdurulması olarak tanımlanan ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, dava konusu markanın kullanımının geçici olarak durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı tesis edilmesi için HMK’da aranan tüm koşulların bulunduğunu, müvekkilinin “…” markasını, tescil edildiği tarihten itibaren yoğun ve etkin bir şekilde kullanmakta olup “…” ibareli markaların ilgili sektörde belirli bir tanınmışlık düzeyine eriştiğini, müvekkilinin “…” markası ile davalının başvuru markası “…” arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunduğunu, bu haliyle markaların ortalama tüketici tarafından ilişkilendirme ihtimali dâhil karıştırılma ihtimalinin olduğunu, davalının başvuru markasının, müvekkilinin “…” markasının tescil edildiği 05. sınıf kapsamındaki aynı emtia bakımından tescil edilmek istendiğini, davalının başvurusunun, müvekkili şirketin “…” ibareli markasının ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın bilinirliğinden haksız yararlanmasına, marka itibarına zarar vermesine neden olmakta ve müvekkilinin markalarının ayırt edici karakterini zedelediğini, davalının marka başvurusunun dürüstlük kuralına, basiretli tacir ilkesine ve haksız rekabet kurallarına aykırı olup kötüniyetli olduğunu ileri sürerek ileri sürerek, ilk derece mahkemesinin ret kararının kaldırılmasını davalının “…” ibareli başvuru markasının tescilinin tamamlanmış olması halinde, kullanımının geçici olarak durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili katılma yolu ile istinaf başvuru dilekçesinde, markanın üçüncü kişiye devrinin önlenmesine yönelik olan tedbir kararının usule ve hukuka aykırı olduğunu, tedbir kararı tamamen müvekkilin mülkiyet hakkının kullanılmasına engel olacağını, teminat gösterilmesi gerektiğini ileri sürerek müvekkili aleyhine tesis edilen … markasının üçüncü kişilere devrinin önlenmesine yönelik tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : 1-Dava, ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, ihtiyati tedbirin şartlar başlıklı HMK’nın 389. maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talep eden tarafın, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu, somut olayda dosya kapsamında herhangi bir inceleme yapılmadığı için dosyada bulunan mevcut delillere göre, markanın kullanımının geçici olarak durdurulması olarak tanımlanan ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik olarak ihtiyati tedbir talep eden davacının haklılığının yaklaşık olarak ispat edilmediği anlaşılmakla, ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2-6100 sayılı HMK’nın 394/1. maddesi gereğince, karşı taraf dinlenilmeden verilmiş olan ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü kararlarına karşı itiraz yoluna başvurulabilir ve aynı maddenin 4. fıkrası uyarınca, mahkeme itiraz üzerine ilgilileri dinlemek için davet eder, gelmedikleri takdirde dosya üzerinden inceleme yaparak tedbir kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Yine aynı maddenin 5. fıkrasına göre, itiraz hakkında verilen kararlara karşı kanun yoluna başvurulabilir. Diğer bir deyişle karşı taraf dinlenilmeden verilmiş ihtiyati tedbir kararlarına karşı, sadece itiraz edilebilir, bu kararlara karşı doğrudan istinaf yoluna başvurulması mümkün değildir.
Uyuşmazlık konusu olayda, mahkemece ihtiyatî tedbir talebi, tarafların yokluğunda değerlendirilmiş ve 27/04/2021 tarihli kararla ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu durumda anılan kısmen kabul kararına karşı ancak itiraz yoluna başvurulabilir.
O halde mahkemece karşı taraf vekilinin, ihtiyati tedbir kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılması talebine dair dilekçesi, itiraz dilekçesi olarak kabul edilip, yukarıdaki yasa hükümleri uyarınca usulüne uygun olarak duruşma açılıp, inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, karşı tarafın dilekçesi istinaf talebi olarak değerlendirilip dosyanın Dairemize gönderilmesi doğru bulunmadığından, dilekçenin HMK’nın 352. maddesi uyarınca ön inceleme aşamasında başkaca bir inceleme yapılmadan usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir kararına itiraz eden davalı vekilinin istinaf dilekçesinin HMK’nın 352. maddesi uyarınca başkaca bir inceleme yapılmadan USULDEN REDDİNE,
3-İhtiyati tedbir isteyen davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan maktu harcın mahsubu ile yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf aşamasında ihtiyati tedbir isteyen davacı ve karşı taraf davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın tebliğ işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 02/07/2021 tarihinde HMK.’nın 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 02/07/2021
Başkan
…
Üye
…
Üye
…
Katip
…